Yüzde 99’unun Müslüman olduğu belirtilen Türk toplumuna, “Kuran-ı Kerim’in ilk ayetinin”, OKU olduğunu anımsatarak yazıma başlamak istiyorum.
Oku’mak, dinimizin emri olan ‘OKU’ sözünü yerine getirmemek ya da getirme eylemini ortaya koymak gerekiyor.
Okurken, yazılanlardan örnek almak, iyi olanları kendimizin uygulamasını, hatalı gördüklerimizi ise uygulamaktan kaçınmamızı sağlamak bizleri doğru ve sağlıklı yaşama götürür.
Bir gazete düşünün; sadece sizinle ilgili haber ve fotoğraflara bakıyor, diğer haberlerden uzak duruyorsanız; kendinizi okumuş saymayınız.
Bir yerel televizyon kanalında sadece sizinle ilgili program veya haberi izliyor diğerlerine gelince kapatıyorsanız televizyon izlediğinizi sanmamalısınız. Bu olay yerel radyolardaki programlar veya haberler için de geçerlidir.
Sadece kendinizi düşünerek bencil olmak yerine, genel düşünmek ve çevrenizdeki diğer insanlara da saygı duymak, elinize geçen gazete veya kitabı yazarına bakmadan ayrımsız olarak okumak en güzel bir harekettir.
Akıllı telefonlar adı ile piyasaya sürülen cep telefonları sayesinde, insanların karşılıklı sohbetleri azaldı. İnternet ortamında akıllı telefonlar sayesinde birinin sözlerini kopyalayarak bir başkasına gönderip paylaşmak moda haline geldi.
Kişiler kendi akıllarından geçenleri yorumlamak yerine, başkalarının görüşleri kendilerinin görüşleri ile biraz uyuşuyorsa hemen ‘beğeni’ yapmaya başladı. Kendileri düşünmek yerine, düşünen başkalarının görüşlerini paylaşarak yaşar hale getirildi.
Getirildik sözünü açmak gerekirse; teknolojinin gelişmesi ile kullanılmakta olan yeni cep telefonları veya diğer cihazları insan olarak kendi aklımıza göre kullanabilmek yerine, onların istemleri doğrultusunda kullanılır hale geldik.
Televizyon kanallarında izlediğimiz bir haberi o kanaldaki sunucunun yorumlaması ile kendinizi kaptırmanız başka, sunucunun konuşmasında veya görüntülerdeki yaşanan olaylar üzerinden sizlerin ayrı ve farklı bir yorum çıkarması farklı bir olay olsa gerek.
Okurlarımdan önemle ve rica ederek beklentilerim; okumaya önem vermelisiniz. Sadece bir yayın ile yetinmeyip, değişik yayınları da okuyun, izleyin ve dinleyin!.
Osmaniye ilinde sayısı 30’lara varan “çeşitli Cemaat” örgütlerinin olduğunu düşünürsek, bu örgütlerin de “İslam adına” hizmet verdiklerine inanıyorsanız, İslamiyetin, yani dinimizin ilk emrinin de ‘OKU’ olduğunu uygulamak dinimizin en önemli emrini yerine getirmiş olabileceğinizi anımsatmak isterim.
Osmaniye’de okumak anlamında çeşitli etkinliklerin yapılması yerine, ‘ticari çıkar anlamlı olarak’ yapılmakta olan bazı etkinliklere destek verenlerin kendilerince “günahlarının affı” anlamına mı yaptıklarını merak ediyorum!
Benim İslam anlayışım; “Komşusu aç iken kendisi tok yatamaz!” tümcesinde anlatılır. Gördüklerini ve bildiklerini doğru olarak anlatmayan, yazmayan, konuşmayanların da böylesi bir harekete ‘kıç dönmeleri’ farklı şekilde yorumlanabilir!
Osmaniye’de çalıştırmak üzere işçi arayanlara soruyorum; “Yerli halktan olan kadınlara kapınızı kapatıyor, Suriyeli veya ‘dul kadın’ ise çalışma tekliflerini kabul eden anlayışınızı kamuoyu adına anlatmak istiyorum.
Kutsal ve aynı zamanda ‘dini bütün’ bir ilimizdeki mezarlık girişinde; 50 ile 100 Tl karşılığı cinsel ilişki yapmak üzere bekleyen 9 kadının suçüstü yakalanması haberini iyi OKUYUN! Saygılarımla…
Oku’mak, dinimizin emri olan ‘OKU’ sözünü yerine getirmemek ya da getirme eylemini ortaya koymak gerekiyor.
Okurken, yazılanlardan örnek almak, iyi olanları kendimizin uygulamasını, hatalı gördüklerimizi ise uygulamaktan kaçınmamızı sağlamak bizleri doğru ve sağlıklı yaşama götürür.
Bir gazete düşünün; sadece sizinle ilgili haber ve fotoğraflara bakıyor, diğer haberlerden uzak duruyorsanız; kendinizi okumuş saymayınız.
Bir yerel televizyon kanalında sadece sizinle ilgili program veya haberi izliyor diğerlerine gelince kapatıyorsanız televizyon izlediğinizi sanmamalısınız. Bu olay yerel radyolardaki programlar veya haberler için de geçerlidir.
Sadece kendinizi düşünerek bencil olmak yerine, genel düşünmek ve çevrenizdeki diğer insanlara da saygı duymak, elinize geçen gazete veya kitabı yazarına bakmadan ayrımsız olarak okumak en güzel bir harekettir.
Akıllı telefonlar adı ile piyasaya sürülen cep telefonları sayesinde, insanların karşılıklı sohbetleri azaldı. İnternet ortamında akıllı telefonlar sayesinde birinin sözlerini kopyalayarak bir başkasına gönderip paylaşmak moda haline geldi.
Kişiler kendi akıllarından geçenleri yorumlamak yerine, başkalarının görüşleri kendilerinin görüşleri ile biraz uyuşuyorsa hemen ‘beğeni’ yapmaya başladı. Kendileri düşünmek yerine, düşünen başkalarının görüşlerini paylaşarak yaşar hale getirildi.
Getirildik sözünü açmak gerekirse; teknolojinin gelişmesi ile kullanılmakta olan yeni cep telefonları veya diğer cihazları insan olarak kendi aklımıza göre kullanabilmek yerine, onların istemleri doğrultusunda kullanılır hale geldik.
Televizyon kanallarında izlediğimiz bir haberi o kanaldaki sunucunun yorumlaması ile kendinizi kaptırmanız başka, sunucunun konuşmasında veya görüntülerdeki yaşanan olaylar üzerinden sizlerin ayrı ve farklı bir yorum çıkarması farklı bir olay olsa gerek.
Okurlarımdan önemle ve rica ederek beklentilerim; okumaya önem vermelisiniz. Sadece bir yayın ile yetinmeyip, değişik yayınları da okuyun, izleyin ve dinleyin!.
Osmaniye ilinde sayısı 30’lara varan “çeşitli Cemaat” örgütlerinin olduğunu düşünürsek, bu örgütlerin de “İslam adına” hizmet verdiklerine inanıyorsanız, İslamiyetin, yani dinimizin ilk emrinin de ‘OKU’ olduğunu uygulamak dinimizin en önemli emrini yerine getirmiş olabileceğinizi anımsatmak isterim.
Osmaniye’de okumak anlamında çeşitli etkinliklerin yapılması yerine, ‘ticari çıkar anlamlı olarak’ yapılmakta olan bazı etkinliklere destek verenlerin kendilerince “günahlarının affı” anlamına mı yaptıklarını merak ediyorum!
Benim İslam anlayışım; “Komşusu aç iken kendisi tok yatamaz!” tümcesinde anlatılır. Gördüklerini ve bildiklerini doğru olarak anlatmayan, yazmayan, konuşmayanların da böylesi bir harekete ‘kıç dönmeleri’ farklı şekilde yorumlanabilir!
Osmaniye’de çalıştırmak üzere işçi arayanlara soruyorum; “Yerli halktan olan kadınlara kapınızı kapatıyor, Suriyeli veya ‘dul kadın’ ise çalışma tekliflerini kabul eden anlayışınızı kamuoyu adına anlatmak istiyorum.
Kutsal ve aynı zamanda ‘dini bütün’ bir ilimizdeki mezarlık girişinde; 50 ile 100 Tl karşılığı cinsel ilişki yapmak üzere bekleyen 9 kadının suçüstü yakalanması haberini iyi OKUYUN! Saygılarımla…
