26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.4687
EURO34.7099
ALTIN2435.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Nelere inan(m)ıyoruz!?

Günlük yaşantımızda nelere inanıp, nelere inanmadığımızı, çevremizdeki insanların konuşmalarından net olarak anlamanın mümkün olduğunu söyleyebilirim.

Özellikle politika yapanların konuşmaları ve açıklamalarını araştırıp incelemeden inananlarımızın sayılarında artış görmekteyiz. Kendisi olabilme adına, kendisinin yerine düşünüp, konuşanların talimatları doğrultusunda hareket eder hale geldiğimizden bu yana, gariplikler de yaşar olduk!

Toplum olarak kardeşçe yaşarken, emperyalist kültürün yaygınlaşması ile birlikte olayların farkına varamayanlar, teknolojiyi akıllıca kullanmak yerine, onun hizmetine girer duruma gelmeye başladı.

Kapitalizmin gelişmesi ve genişlemesi ile birlikte, önce dostlukların yerini maddesel ilişkilerdeki güvensizlik; çek ve senet alış verişleri araya girdi. Süreç içerisinde kardeş kardeşe, baba-oğula yardımcı olurken bile araya giren sözleşmeler, devamında yaşanan üzücü olayların sayılarında artış görülmeye başlandı.

Günlük 5 vakit ezan minareye veya yüksek bir yere çıkılarak İmam tarafından okunurken, teknolojik gelişmeye katılarak camilerde merkezi sistemle kurulan cihazla ezanlar okunur oldu. Oysa her cami imamının farklı şekilde yorumlaması ile okunan ezanın ayrı bir dinlenmesi olayı akıllardan saklandı!

Bir başka örnek ise; merkezi sistemle okunan ezanların minarelerdeki sistem aracılığı ile her camiden çevresine yansırken; ezanın okunması sırasında herhangi bir caminin bulunduğu mahallede elektriklerin kesik olup olamayacağı düşünülmedi! 

Örnekleri çoğaltabiliriz, şunu da belirtmek isterim ki teknolojiden yararlanılmasın demiyorum, ama inançlarımızın yaşanması-yaşatılması noktasında özen gösterilmelidir. Her camideki görevli saati geldiğinde Merkezi sistem yerine camiye gelip ezanını 5 vakit okumalıdır!

İmanlı, inançlı gençlik yetiştirmek için konuşmalar yapan politikacılar, insanların akıllarına farklı sözcüklerle kendi koltuklarının rahat edebilmesi adına sözcükler kullanmaları yerine, söylediklerinin yere basmasına önem vermelidir. Politikacılar bu noktada gerçekleri söylemiyorlarsa, inanan insanların bu olayın farkına varması önem taşır.

İnsanların ekonomik yaşantılarını sağlıklı halde yönetemeyenler, en zayıf nokta olarak inançlar üzerinden politika yapmaya çalışırlar. Son yıllarda ülkemizde yaşanan olayları mantığım ölçülerinde değerlendirdiğimde; “Dinini, inancını, siyasi görüşlerini ve ülkemizdeki sosyal ve ekonomik gidişi” unutan, bilmeyen ve öğrenmeyen, öğrenmek bile istemeyen insanların sayılarının artışından geleceğimiz açısından kuşku duyuyorum!

At gözlüğü takarak olayları izlemek yerine, karşınızdaki politikacının gözlerinin içine bakarak, vücut dilini okumaya çalışarak anlatmak istediği gerçekleri ve kim-kimler tarafından kurgulanmış olabileceğini hiç inceleme zahmetinde bulunanlarınız oldu mu!?

Küçücük bir çocuğa cinsel tacizde bulunan zat, serbest bırakılabiliyor! Ama ülkenin ekonomik veya sosyal yaşamındaki hataları, gidişatı eleştirdiği için karikatürist, sanatçı veya gazeteci cezaevine konuluyor.

Yaklaşık 20 yıl öncesinde tepkimi koyup gazetemde dile getirdiğim birden fazla tarikatların gelecek için tehlikelerini gündeme taşıdığımda, hakkında dava açan o kurumların Avukatları şimdi rahat şekilde yaşıyorlar!

Gazeteci-Şair-Yazar veya Genelde Sanatçı kişileri dinlemeyenlerin, günün birinde halkın topyekün tepkisi ile alaşağı edilmesi olasıdır! Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar