27 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.455
EURO34.829
ALTIN2438.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Ne oluyor bize!?

Her geçen gün, insanlar arasındaki iletişimsizlik, sinir, öfke, anlaşılamama ve stresin çoğaldığına tanık oluyorum.

Ne oluyor bizlere diye düşünmekten beynimi zorluyorum.

Dün karşılaştığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çarşı PTT şubesinde insanlar kuyruğa girmiş, kimisi emekli maaşını çekiyor, kimisi para yatırıyor, kimisi de elektrik faturalarını ödemeye çalışıyor. Önümde iki kişi var, ben de para yatırmaya gitmiştim. Önümdeki delikanlı masanın üzerinde gördüğü nüfus cüzdanını memura sordu, sahibinin kim olduğunu, unutulmuş olabileceğini anlatmaya çalışıyordu.

Delikanlı elinde nüfus cüzdanı ile kapıdan çıkanların peşine düştü, sonra içeriye gelip yan tarafta oturan vatandaşa fotoğraftan benzettiği için kimliğin kendisine ait olup olmadığını sordu.

65-70 yaşlarındaki vatandaş delikanlıya bağırdı, “benim nüfus cüzdanım senin elinde ne geziyor, ben oraya memur bey görsün diye verdim!”diye yüksek sesle konuşmaya başladı.

Araya girdim, “Amca, kimliğin burada kaybolur, elinde tutsan daha iyi olacak, bak herkes sırada, sen orada oturuyorsun ama kimliğin burada birileri tarafından alınabilir!”diye konuşurken, bu kez vatandaş bana da bağırmaya başladı: “Sana ne be adam, benim kimliğim değil mi istediğim yere bırakırım. Benim kimliğimden ne istiyorsun, çalınırsa benim kimliğim, sen ne karışıyorsun!”

Sustum, iyilik yaramadığını düşünmeye başlarken araya memur girdi ve kimliğini üzerinde tutmasını anımsatmaya çalıştı. Vatandaş bu kez memura da bağırmaya başladı.

Ne diyelim, insanlar stres küpü olmuşlar, iyilik yapmaya çalışıyorsun, karşılığında söz işitiyorsun.

Geçtiğimiz günlerde buna benzer bir olay daha yaşadım. 40-45 yaşlarında bir bayan gazete büroma uğradı. Haber yaptırması gereken bir olayı anlatmaya çalıştı. Eşinden ayrılmış, 17 yaşındaki kızını ayrıldığı eşi göstermiyormuş. Bu konuda yardımcı olmamı ve haber yapmamı istiyordu.

Kızının nerede olduğunu da bilmediğini söyleyen bayana çocuğunun bir fotoğrafını getirmesini, ancak öyle haber yapabileceğimi anlatmaya çalışıyordum.

Bayan oturduğu sandalyeden aniden kalktı ve bana bağırmaya başladı: “Ne diyorsun sen be adam! Benim kızımın fotoğrafını ne yapacaksın, ona göz mü koydun, tanıyor musun yoksa onu!”

Şaşkınlık içerisinde bayana baktım ve fotoğrafsız haber olamayacağını anlatmaya çalışıyordum ki, bayan bağırmasını sürdürdü ve ağza alınmayacak sözler kullanmaya başlayınca da kapıyı gösterip çıkıp gitmesini istedim.

İşte size iki değişik olay. Ne diyelim insanlar karşıdakilerin konuştuklarını anlama kıtlığı çeker duruma gelmişler. Sen ne kadar anlatırsan anlat, karşıdakinin anlayabildiği kadardır senin sözlerin.

Bir gün arkadaşımın işyerine uğradım, 75 yaşındaki babası da içerde oturuyordu. Selam verdikten sonra; “Mehmet amca nasılsın, iyi misin?” diye hal hatır sormak istedim.

Mehmet amca oturduğu yerden başına yukarı kaldırıp, hiddetli bir şekilde; “Sana ne, benim nasıl olduğum seni ne ilgilendiriyor. İyiysem ben iyiyim, kötüysem yine ben kötüyüm.”dediğinde ayakta buz kalıbı gibi kalmıştım. Saygılarımla…
 
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar