20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Milletvekillerimiz nerede!?

İnanmadığım “ruh çağırması olayı” ile ilgili bir ‘seansı’ paylaşarak yazıma başlamak istiyorum; “Ey ruh, geldiysen üç kere masaya vur!”

24 Haziran seçimlerinde 81 ilimizi temsil edecek şekilde 600 Milletvekili seçerek TBMM’ne göndermedik mi? Gönderdik ama, mazbatalarını aldılar, yeminlerini yaptılar, makamlarını gördüler, sekreter, özel şoför, danışman ve benzeri diğer çevresindekileri de belirleyerek Milletvekili sıfatı ile rozetlerini yakalarına takıştırdılar.

Halkımız oylarını verdi, sandıktan çıktılar ve Milletvekili olarak milleti temsil etmek üzere TBMM’de seçildiler, koltuklarına da oturdular. Buraya kadar hayırlı uğurlu olsun derken, başarılı çalışmaları da beraberinde diliyoruz!

TBMM’de son seçime göre 600 Milletvekili seçilmişti öyle mi!?  OHAL sonrası terörle mücadele yasası ile ilgili Meclis toplantısı ile bazı kanunlarda değişiklik içerin kanun teklifi ile ilgili TBMM Genel kurul toplantısı yapıldığında kaç Milletvekili bu toplantıya katıldı? 

Ciddi internet sitelerinin paylaşımlarını sizlere aktarmak isterken, burada hata varsa eğer, Meclis tutanaklarından da öğrenebilirsiniz; Oylamaya 380 Milletvekilinin katıldığını, oylama sonucunda 284 kabul, 9 Ret, bir de çekimser oy kullanıldığını öğreniyoruz.

TBMM’ne  81 ilimizden 600 Milletvekili gönderilirken, 220 Milletvekilinin  bu oylamaya katılmamış olduğu ortaya çıkıyor.

Bu oturumdaki yasanın oylanması, Valilere verilen yeni yetkileri kapsıyordu. Meclis’te Milleti temsil etmek için seçilen Milletvekillerinin toplam sayısının yarısının bile katılmadığı toplantı sonucu; geleceğimizi etkileyebilecek mi diye düşünmek gerekmiyor muydu!?

Valilere verilen yeni yetkilerle ilgili burada ayrıntılı yazma gereği duymuyorum. Çünkü, gazete okumayan bir kentte, Milletvekili seçtiklerimizin TBMM’sindeki görüşme ve oylamalara katılma zahmetinde bulunmadıkları bir süreç içerisinde, kendimi “yel değirmenlerine savaş açan biri” olarak göstermeyeceğim!..

Benim kendime, vatandaş olarak görev sorumluluğuma, yurtseverliliğime ve Ana-babam’dan gördüğüm “İslam inancıma” göre, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün söyledikleri, bir ülkedeki toplumsal yaşamın sağlıklı ve barış içerisinde yaşayabilmesi için “rehber” olması, inkar edilemeyecektir.

Hiçbir kimse başkalarını taklit ederken, ondan büyük olduğunu söylememeli! Ama ondan daha geniş kapsamlı ve gelişmiş bilgilere sahip olabilir, bunu söylemesi doğal bir davranıştır.

Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmasının ardından “tarikat, din ve inaçlarla” ilgili olarak neler söylemişti?

Atatürk’ün sözlerine karşı gelenler, “dini siyasete alet etmek isteyenler” olmadı mı? 

Tarikatlar ve din üzerinden belli gruplar üzerinde yükselenlerle ilişki kurarak yükselenler, sonunda zararlarını da görmeye başladılar.

Örnekleri vermeye gerek var mı bilmem! Fetö denen bir zat ile ilgili yazdıklarım karşısında Osmaniye C. Savcılığı hakkında ne karar verdiğini, dönemin … Koleji Müdürünün telefonda beni tehdit etmesi ve benim de o okul müdürüne küfredişimi unutmuyorum!

Bu gelişen olayların cesaretle alındığı yer neresiydi?  Gelecekte; Adıyaman-Menzil grubu, yani diğer adı ile “Semerkant” ile ilgili gelişmeler, yönetime sızlamalarla ilgili bilgileri sanırım devletimizin yetkilileri daha iyi bilirler. Bu arada

“Süleymancılar” grubunun da önümüzdeki süreçte, AKParti iktidarı içerisinde tıpkı FETÖ gibi yapılanmaya çalıştığını anımsatırız! 

“Aldatıldık, kandırıldık!” sözleri biraz bayat kalmasın!.. Esenlikle…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar