Özellikle toplumsal olaylarda, siyasi gelişmelerde ve yönetim kademesinde bulunanlar mevcut güclerini artırabilmek ve koltuğunu koruyabilme adına çeşitli yöntemlere başvururlar.
Bulunduğu koltuğun ve görevin hakkını veren, hizmet ve adil davranma noktasında eylemlerde bulunanlara sözümüz yok! Ancak, görünen gerçekleri saptırmanın da farkına varamayanlara insanın canı sıkılıyor!
İşçiye, memura, emekliye yapılan yüzdelik zam oranı ile yaşamsal önemi bulunan ürünlere yapılan yüzdelik zamların arasındaki rakamlara baktığımızda “Adaletli zam”diyebiliyor musunuz!?
İnsanların gözlerinin içine baka baka kullanılan güzel sözlerin, yaşama geçirilmesi noktasında farklılıklar olduğunu göremeyenlerin çoğalması için hangi yöntemin kullanıldığını kaç kişi bilebiliyor!?
Yıllardır tartışılan, elektrik faturalarından alınan “TRT Payı” olayı konusunda ne düşündüğünüzü bilemem. Ama ortada bir gerçek var ki; kullandığımız elektrik faturalarından TRT’ye aktarılan belli orandaki rakam, insanların üzerinde uygulanan doğru bir vergi türü olamaz!
TRT’nin Radyo haberindeki haberde; “Emeklilere Hükümetten sevindirici haber geldi! Kurban bayramı ikramiyeleri 8-9 Ağustos tarihlerinde ödenecek!”şeklindeki bültende yer alan haber, sanki mevcut iktidar, sanki emeklilere çok önemli bir para veriyormuşcasına okunuyor. Emekli olmayan bu haberin sunucusu kadın sadece haberi sunarken iktidara yakınlığını vurgulamaya çalışırcasına diksiyonundaki ses tonlarını kullanıyor.
Aynı TRT, nedense Milletvekillerinin Meclisteki lokantasındaki içecek ve yiyeceklere yapılan zam ve oranlarının haberleri vermiyor! Nedeni ise, Milletvekillerinin lokantasındaki yüzde yüz oranındaki zam haberi verilirse eğer, halk gerçekleri kafasında tartacaktır! Tabii ki halk deyince bazı insanlar bunu tartışmaya açacaktır.
TBMM mutfağının zamlardan etkilendiği haberini öğreniyoruz. Milletvekillerinin Meclis’teki çay ocaklarında zamlı uygulama başladı.
Daha önce 50 kuruşa satılan Türk kahvesi 1 liraya yükseltildi. Bu arada çayın bardağının da 25 kuruş olduğunu anımsatayım. 3,5 lira olan tostun fiyatı ise 5 liraya çıkarılmış. Meclis lokantasında 1 liradan satılan çorbanın kasesi 2 liraya yükseltildiğini de burada belirttikten sonra, TBMM Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un Milletvekillerinin 22 bin 200 Tl maaşla geçinemediklerini ve artış yapılması yönünde geçtiğimiz günlerde bir konuşma yaptığını anımsatmak istiyorum.
Milletvekilleri Meclis lokantasında 25 kuruşa çay içerken, milletin her bireyi çay bahçelerinde 2 liradan içiyor. Bir vatandaşın tek başına içtiği çaya ödediği para ile 8 Milletvekili Meclis çay ocağında çay içebiliyor. Milletin bir lokantada 8 Tl’den içtiği çorbaya ödediği para ile Milletvekili’nin Meclis lokantasında 4 Vekilin çorba içebildiğini anlayabiliyoruz.
Bu rakamlar çoğaltılabilir ancak, benim sormak istediğim olay; TBMM çay ocağındaki çayın bardağı 25 kuruşa satılırken, çorbanın kasesi 1liradan satılırken ve diğer yiyeceklerin girdi ve hizmet sunumlarının fiyatları ile sokaktaki vatandaşa sunulan hizmetler arasında neden bu kadar uçurum oluyor!?
Meclis lokantasında 1 lira olan çorbanın maliyeti daha ucuza geliyorsa, sokaktaki vatandaşın lokantada içtiği çorba neden 8 lira oluyor.!?
Millet ile Vekilleri arasında ekonomik anlamda böyle büyük uçurumların bulunması, ülke ve vatanımızın geleceği açısından tehlike işaretlerinin bence bir göstergesidir! Bundan sonrasını sizler kendi aranızda tartışmanız umudu ile, saygılar..
