160x600
20 November, 2025, Thursday
DOLAR 42.2631
EURO 49.0719
ALTIN 5726.6
Didem ÜRER

Didem ÜRER

Mail: urer.didem@yahoo.com

Mehdi'nin Çıkış Alameti: Siyah Bayraklar Ve Işid – II–

Yazımın ilk bölümünde IŞİD'in nasıl doğduğunu ve geliştiğini, yapısını, amaç ve hedeflerini, sahip olduğu dinamikleri ve bağlantıları ele aldım.


Bu bölümde ise IŞİD'le ilgili pek çok detayın Resullulah'ın hadislerinde en ince ayrıntılarıyla nasıl mucizevi biçimde bildirildiğini değerli Hocam Adnan Oktar’ın A9TV’deki açıklamaları ışığında inceleyeceğim. Elbette en doğrusunu Allah bilir.


Siyah Bayrakların Çıkışı ve Hz. Mehdi (as)'ın Zuhuru


Hadiste Doğu'dan gelecek siyah bayraklıların Hz. Mehdi (as)'ın itaatine girecekleri haber verilir:


Naim b. Hammad Saib b. Müseyyeb’den tahric etti. O şöyle dedi. Resullulah (sav) şöyle ferman buyurdu: “DOĞUDAN BEN-İ ABBAS’A (yani arapların içinden) AİT SİYAH BAYRAKLAR ÇIKAR, onlar bir süre devam ettikten sonra, YİNE DOĞUDAN (yani OrtaDoğudan) BU KEZ KÜÇÜK SİYAH BAYRAKLAR ÇIKAR VE EBU SÜFYAN’IN SOYUNDAN BİR ADAMLA SAVAŞARAK (Yani Süfyani Hafız Esad’ın soyundan Beşar Esad ile savaşarak) MEHDİ’NİN İTAATİNE GİRERLER.” (Sonunda Mehdiye bağlanıyorlar). (İmam-ı Suyûtî, 7.11)


Günümüzde Ortadoğu'da, özellikle Suriye ve Irak bölgesinde yaşananlarla hadiste verilen bilgilerin uyumlu olmaları oldukça dikkat çekicidir.


IŞİD'in siyah bayraklarla çıkması, hadiste Ebu Süfyan olarak adlandırılan ve İslam aleminde yakın tarihte işlediği kitlesel Müslüman katliamları nedeniyle "Süfyani" olarak tanınan Hafız Esad'ın soyundan gelen oğlu Beşer Esad'la aynı dönemde Suriye iç savaşının içinde yer alması hadisin bildirdikleriyle tam mutabıktır. En doğrusunu Cenab-ı Allah bilir.


Hadiste, Süfyani'nin oğluyla savaşacak bu birliklerin sonunda Hz. Mehdi'ye bağlanacakları da haber verilmiştir.


Üç Alamet ve Hz. Mehdi (as)'ın Çıkışı


Bir başka hadiste de Hz. Mehdi (as)'ın üç alametin ardından zuhur edeceği belirtilir. Bu alametlere bakıldığında günümüzde bölgede gelişen olaylara çok önemli işaretler olduğu görülür. Hadis şöyledir:


Kanz Cami-ul Fevaid: Müminlerin Emiri Resulullah (sav) dedi ki:


“ÜÇ ALAMETİN ARDINDAN İMAM MEHDİ’NİN ÇIKIŞINI BEKLEYİN.”


Kendisine sordular: “Bu alametler nelerdir?”


“SURİYELİLERİN KARŞILIKLI ANLAŞMAZLIKLARI... SİYAH BAYRAKLARIN ÇIKMASI ve RAMAZAN AYINDA KORKU.” (Bihar-ül envar, 14)


Hadiste bildirilen alametlerin birincisi olan "Suriyelilerin karşılıklı anlaşmazlıkları" günümüzde birebir gerçekleşmiş ve halen de devam etmektedir. Şu anda Suriye'de yüzlerce farklı grup kendi aralarında anlaşmazlık ve çatışma halindedir.


Alametlerin ikincisi olan "Siyah bayrakların çıkması" hadisesi de bir önceki hadisin açıklamasında belirttiğim gibi Suriye iç savaşının başlamasının ardından siyah bayraklı IŞİD ordusunun bölgede büyük ve hakim bir güç olarak ortaya çıkması ve eylemlerine son hızla devam etmesi şeklinde gerçekleşmiştir.


Alametlerin üçüncüsü de "Ramazan ayında korku" dur. Önceki alametlerde dikkat çekilen IŞİD'in terör ve şiddet eylemlerini en üst düzeye çıkararak gündemde ilk sırayı alması Ramazan ayında bulunduğumuz şu günlere rastlamaktadır. Dolayısıyla hadislerde Ramazan ayına ve bu ayda yaşanacak bir korkuya dikkat çekilmesi çok manidardır.


Elbette en doğrusunu Allah bilir.


Siyah Başlıklıların Çıkması ve Hz. Mehdi (as)'a Zemin Hazırlamaları


Konuyla ilgili bir diğer hadis de şöyledir:


Muhammed bin Haneffiye’den şöyle nakledilmiştir: ... SİYAH BAYRAKLAR ORTAYA ÇIKACAK. SONRA ... BAŞLIKLARI SİYAH VE ELBİSELERİ BEYAZ OLAN BAŞKA BİR SİYAH BAYRAKLILAR DAHA ORTAYA ÇIKACAKTIR... SÜFYANİ’NİN DOSTLARINI YENİLGİYE UĞRATACAKLAR. NİHAYET BEYT-ÜL MUKADDES’E VARACAKLAR. O YÖNETİMİ, MEHDİ (AS) İÇİN HAZIRLANACAKTIR. (Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi Cilt:3 Sayfa:270 ve Et Teşrif-i Bil Menun Sayfa:117)

 

Bu hadiste de IŞİD ordusunun kıyafetleri birebir tarif edilmektedir. IŞİD militanlarının elbiseleri beyaz da olsa başlıkları mutlaka siyah olmaktadır. Bayrakları da yine bu hadiste ve önceki rivayetlerde bildirildiği üzere siyahtır.


Bu siyah bayraklıların Süfyani'nin dostlarını, yani Süfyani Hafız Esad'ın oğlu Beşer Esad ve ordusunu yenilgiye uğratacakları haber verilmektedir. Gerçekten de Suriye yerle bir olmuş durumdadır.


Ve hadisin sonunda ilgili diğer hadislerde olduğu gibi siyah bayraklı ordunun Mehdi'nin hakimiyetine zemin hazırlayacağı ve onun emrine gireceği haber verilmektedir.


Hadisin bu ihbarı da Hz. Mehdi'nin zuhuruyla birçoğu delalet, bağnazlık ve aralarında çatışma ve ihtilaf içinde bulunan Müslümanların Hz. Mehdi'nin bayrağı altında toplanıp hidayet bulacakları ve onun sevgi öğretmenliği vesilesi ile yanlış yoldakilerin de islah olacağı bildirilmiştir.


Sonuçta IŞİD'in de hidayet bulacak Müslümanlardan olacağına dair hadislerde önemli işaretler vardır. En doğrusunu tabi ki Allah bilir.

IŞİD'in Kurtuluşu Bağnazlık Fitnesinden Arınmasına Bağlı


Buraya kadar incelediğimiz rivayetlerde IŞİD'in de diğer Müslümanlar gibi Mehdiyetin zuhuruyla ıslah olması ve Hz. Mehdi'ye tabi olmasına dair işaretler söz konusudur, ancak örgütün halihazırda savunduğu radikal İslam anlayışı, buna dayalı sürdürdüğü terör politikası, kanlı şiddet eylemleri ve cinayetleri hiçbir şekilde kabul edilemez.


Nitekim rivayetlerde, Hz. Mehdi (as)'ın kendisinin başa geçmesini talep etmek için gelenlere "sözümü dinlemediniz, ne çok kan akıttınız" şeklinde hitap edeceği haber verilmektedir. Bu rivayetten de Hz. Mehdi'nin Müslümanları bu yanlış tutumlarından dolayı önceden uyardığı, terör ve şiddetten, kan akıtmaktan, düşmanca davranmaktan menettiği çok net anlaşılmaktadır.


İslam dünyasının büyük bir kısmına ve radikal örgütlere hakim olan bağnaz, çarpık İslam anlayışının IŞİD'e de hakim olduğu açıkça görülmektedir. Adında İslam geçen, İslam adına hareket ettiğini, doğru cihat ettiğini sanan IŞİD'in ıslah olması da ancak bu sapkın Deccaliyet ruhunu bırakıp, Kuran'a dayalı gerçek, sevgi, şefkat ve barış ruhunu benimsemesi ve yalnızca Kuran'ı rehber edinmesi ile mümkün olacaktır, inşaAllah. Peygamberimiz (sav)'in ümmeti hakkındaki şikayeti olan "Kuran'ın terk edilmesi"nden kaynaklanan bağnazlık hastalığı yine ancak Kuran'a tam bir dönüşle tedavi olabilir.


IŞİD'in kadrosunda yer alan militanların bir çoğu aldıkları radikal bağnaz eğitim sonucu İslam adına vahşet ve cinayet meraklısı işkenceci, katil psikopatlar haline gelmişlerdir. Aralarında pek çok üniversite mezunu, akademisyen, kültürlü, modern eğitim almış insanlar olmasına rağmen bağnazlık telkininin bu insanları kan dökmekten zevk alan katiller haline dönüştürmesi, kana susamış Deccaliyet fitnesinin şiddetini göstermektedir.


Örneğin, lider Bağdadi, üniversite okumuş, son derece kültürlü, çevresinde barışçıl tanınan bir insan olduğu halde, hapse girdikten sonra orada radikallerin tebliği ve telkini sonucu bugünkü çizgisine gelmiştir.


Bölgedeki iç ve dış zulmün devam etmesi, uğradıkları zulüm ve haksızlıklar, işkenceler, insanlık dışı yaşam şartları da halkın öfke ve intikam duygularıyla dolmasına ve radikallere sarılarak çare aramasına büyük bir zemin hazırlıyor. Nitekim işgal edilen Musul'da halkın bir kısmının IŞİD'i kurtarıcı olarak büyük coşku ve kutlamalarla karşılaması da bunun güncel bir örneği.


Sonuçta haksızlık ve zulüm yeni zalimleri ve zulümleri doğuruyor.


Şiddetin Çözümü Şiddet Değil Barış ve Doğru Eğitimdir


Kuran'a bütünüyle aykırı geleneksel kaynaklardaki uydurma hadis ve hükümlere, hurafelere dayalı sapkın bir İslam anlayışının doğurduğu terör, şiddet ve cinayetlerin sona erdirilmesinin tek yolu Kuran'ın gerçeklerinin anlatılması, çarpık iddia ve anlayışların Kuran'ın doğrularıyla düzeltilmesidir. Müslümanlara yönelik böyle çok geniş çaplı bir eğitim ve kültür faaliyeti dışında silahla, bombayla, şiddetle Ortadoğu'da ardı arkası kesilmeyen kan denizine daha fazla kan eklenmesinden başka bir sonuç çıkmaz.


IŞİD'le de çatışmaya girmek yerine sulh ve anlaşma, uzlaşma yoluna gitmek en akılcı hareket olacaktır. Bölgedeki Kürt kardeşlerimizin de Türk kardeşlerimizin de çatışmaya girmeden anlaşma yönüne gitmeleri en hayırlısı olacaktır inşaAllah.


Peygamberimiz (sav) de kendi döneminde savaştığı kimselerle, "biz size zarar vermeyeceğiz, siz de bize zarar vermeyin" mantığında anlaşmalar yapmıştır. Bölgede hakim olan tarafla her iki tarafın da zarar görmemesi, gereksiz kan dökülmemesi için sulh yapılması savaş hukukunun bir gereğidir. Özellikle böyle iki tarafın da Müslüman olması durumunda barış ve anlaşma tesis edilmesinde çok daha fazla gayret edilmeli, kan dökmekten şiddetle kaçınmalıdır.


Ne var ki Müslümanların tam anlamıyla bağnazlıktan sıyrılmaları ve gerçek İslam anlayışına kavuşmaları yine ancak Mehdiyet sayesinde olacaktır. Çünkü Allah kaderinde her gruptan, her fırkadan, her mezhepten Müslümanları ancak Mehdi'ye tabi olacakları ve yalnızca onun sözünü dinleyecekleri bir şekilde yaratmıştır. Bu yüzden hadislerde haber verildiği gibi Hz. Mehdi'nin zuhuruna kadar bu şiddet, terör ve katliamlar artan bir ivmeyle sürecektir.


Dolayısıyla Hz. Mehdi'nin en kısa zamanda zuhur etmesi için Allah'a yalvara yakara dua etmek, onun gelişini insanlara müjdelemek ve ona fikri zemin hazırlamak, İslam Birliği'nin, Müslümanların birleşmesi için her türlü gayreti göstermek bütün Müslümanların üzerine düşen en büyük görevdir.

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar