28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.331
EURO35.056
ALTIN2283.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Mart(ı) beklenirken!..

Bu aylar soğuktur, nemlidir, yağışlı ve karlı geçer yurdumun bazı bölgelerinde.  

Denizler kabarıp, dalgalar kıyıya  vurmaya başladığı anları görüntülemek isteyenler ellerinde fotoğraf makinası veya kameralarla dolaşmaya başlarlar.

Aylardan Mart’tı, günlerden Pazar.  Bağlaması ile türkülerinden birini söyleyip, deniz kenarında çekim yaparak, onu da sosyal paylaşım sitesinde yayınlamak bir arkadaşım düşüncesini  benimle paylaştı.

Arkadaşımda otomobil, bende de kamera vardı. Pazar günü ikindi üzeri Dörtyol deniz sahiline geldik ve çekime başladık.

Görüntüleri çekerken türküdeki dizelerde anlatılmak istenilenlerle çekimlerin örtüşmesini önemsiyorduk.

Deniz kıyısındaki bir çocuğun gülümseyen gözlerinden sözederken, piknik yapan bir aileden izin alıp, çocuklarının denize bakarak gülümseyişinin çekimini yaptım.

Öyle bir an geldi ki Martı’ların uçması ve denize dalmasından sözeden dizeye gelmiştik. Çekimlerin burasında gökyüzünde ve denizin üzerinde Martı aramaya ve görüntüsünü çekmek için uğraş vermeye başladık.

Gözlerimiz denizin üzerinde, kameramız kayıt yapmak üzere hazır bekliyordu. Çekimlerimizi tamamladık, ancak sadece denizin üzerinde uçan bir Martı görüntüsü kalmıştı. Beklemeye başladık, denizde dalgalar kabarmaya başlamıştı. Arkadaşım elindeki bağlamayı bıraktı, “Martı filan gelmez abi, biz burasını herhangi bir yerden alıp montaj yaparsak olmaz mı!?”diye konuştu.

Ben ise umutluydum, umudumu yitirmemiştim. Mart ayının bir Pazar günü deniz kıyısında, yüreğimizde baharı yaşatan bir sevgi ile  çekimler yaparken, Erzincan’da yaşadığım anımı anımsadım.

Erzincan’daydım,  Mart ayının günlerinden biriydi. Sabahın alaca karanlığında Otelin penceresinden dışarıya baktığımda, dağları süsleyen kar tanelerini görüyordum. Çukurova insanı böylesi bir havada üşürdü, ama ben yüreğime belli etmek istemeden; “En soğuk iklimlerde  bile kalsa vücudun,/ Yüreğindeki sevgiyi ve direnci/ Asla yitirme!../”diye yazmıştım.

Bu dizeleri anımsadım ve arkadaşıma, Martı’nın  geleceğini ve beklememiz gerektiğini söyledim. Yaklaşık iki saat bekledik durduk. Arkadaşım umudunu yitirmiş görünüyor, ben ise; “ Martı gelecek, Mart’ta isek Martı gelecek!”diye  arkadaşımı teselli etmeye çalışıyordu.

Nihayet o an geldi, sohbetimiz sırasında denizin üzerinde bir Martı bize doğru uçarken, bağlama ve kamerayı hazırlama telaşından görüntüyü alamadık.

Uzaktan bir Martı daha göründü, hazırlıklarımız bu kez tamamdı, üzerimize doğru gelen Martı’nın uçuşunu dakikalarca istediğimiz gibi görüntüledik.  Çekimlerimizi tamamlamıştık, Osmaniye’ye dönmek için hazırlıklarımızı tamamlayıp, otomobilimize bindik ve yola çıktık.

Sahilden çıkıp, köy tipi evlerin yanından geçtikten sonra yazlık evlerin bulunduğu alana doğru geliyoruz. 50 metre ilerimizde balıkçı lokantalarına doğru gelirken deniz kıyısında beyaz pamuk yığınları görüntülerinin hareketleri dikkatimi çekti. Kamerayı aldım, bu görüntüdekiler Martı’ydı. Arkadaşım onları havaya uçurdular, ben de çekimlerini yaptım. 

Martılar denizin üzerine doğru çekip gittiler ama. İkimiz de bir şeyi unutmuştuk, Gökyüzünde uçuşan Martı’ların önünde bağlama ile çekim yapmayı…

Saatlerce TEK Martı beklerken, sonrasında onlarca Martı’nın deniz kıyısında olabileceğini aklımıza getirmemiştik!.. Mart ayı böyle işte… Esenlikle…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar