08 Mayıs, 2024, Çarşamba
DOLAR32.2752
EURO34.7052
ALTIN2404.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Lütfen kirletmeyelim!..

Havalar açık ve güneşli, bahar günlerini yaşamaya başladık. Doğanın güzelliklerini yaşamaya başladığımız bu günlerde, siyasilerimizin konuşmalarını dinlediğimizde, “kirlenen siyasetle” karşı karşıya geldiğimizi düşünüyorum.

Halkoylaması’na sayılı günler kala, en tepedekinden başlamak üzere siyasi konuşmaları izlediğimizde, kavgacı, aşağılayıcı, öteleyici, hatta kavgaya  yakın sürtüşmelere tanık olmaktayız.

Ülkeyi yönetenler ile siyasilerin kırıcı sözler kullanmaları genç kuşağı düşündürüyor. 16 Nisan sonrası sandıktan çıkacak olan tercihin ‘evet’ veya ‘hayır’ çıkmasının ardından yine bu ülkede birlikte yaşayacağız. Yine aynı sokakta birbirimizle karşılaşacağız! Bu kadar hırs, tartışma ve kalp kırıcı sözler kullanmanın alemini anlamakta zorlanıyor insan!

Siyasetimizin kirletilmesini istemiyoruz! Kavgalı gürültülü halkoylaması yapılması yerine; çağdaş, demokratik bir ortam içerisinde sandığa gidilmesi, çıkan sonuca da katılmamız gerekiyor.

Siyasette hırslı olmak her zaman kazandırmayabilir, hırs bazı anlarda siyasetçilere zarar verebilir!

Avrupa ülkelerinin bizim ülkemizdeki halkoylamasına karışmaları veya karıştırmalarını da iyi okuyabilmemiz gerekiyor. Tarihin gerilerine bakalım, Osmanlı devletinin yıkılma günlerini anımsamaya çalışalım.

 İngiliz ajanlarının değişik kılıklarla devletin içerisine girerek, yönetimin zayıflatılmaya çalışıldığı süreci düşünelim!

Din adamı kılığında dolaşan İngiliz ajanlarının yaptıklarını anımsayalım. Bugünlere gelindiğinde; silahları ile vatan topraklarımıza girmeseler de, ekonomik olarak yabancı sermayenin kol gezdiğini inkar edemeyiz. Ekonomik anlamda; ülkemizdeki bazı firmalar, bankalar ile değişik kollarda hizmet sektöründeki yabancı sermayenin ortak bir kararla neler yapabileceğini iyi hesap edelim.

Ekonomik anlamda dizginlerini elinde tutan bu yapancı sermaye elbette ülkemizin gelişmesini ve kalkınmasını istemeyecektir.

Avrupa ülkelerinin son günlerdeki yaptıkları veya yapmaya çalıştıkları olayları sakin bir kafa ile incelemek zorundayız. Bu ülkelerin bizim devlet yöneticilerimize veya siyasetçilerimize karşı tutum ve davranışları, yasaklar getirmesinin altında neler yattığını iyi okumak zorundayız.

Avrupa ülkeleri, bizim ülkemizde yapılacak olan halkoylaması sonucunu nasıl etkilemek istiyorlar? Bazı siyasilerin dediği gibi gerçekten ‘hayır çıkması’ için mi bu hareketleri yapıyorlar, yoksa tam tersi ‘evet çıkması’ için mi farklı bir oyunu sahneye koyuyorlar, bu olayı da iyi inceleyip araştırmak gerekiyor?

Halkoylamasında ‘evet’ veya ‘hayır’ diyenler kendi özgür iradeleri ile sandığa gitmeli, farklı şekillerde yönlendirilmemelidir.

Her iki tercihi de yapan insanlar bu ülkenin vatandaşladır. Tercihler konusunda insanlara farklı yakıştırmalar yapmak, hatta ‘hayır’ diyenlerin inançları üzerinden, ‘evet’ diyenlerin de farklı düşüncelerle ötelenmesi gibi sözler kullanılmasını doğru bulmuyorum.

Birilerinin etkisinde kalmak gibi sözler söyleyenleri de görüyorum, duyuyorum. Her kişi kendi öz ve özgür düşüncesine göre hareket etmeli, Anayasa maddelerinin değiştirilmesinin ardından çıkacak neticenin ardından yaşanması olası olayları da yine kişiler kendileri araştırıp bulmalıdır.

Halk oylaması, siyasi partilerin karşılıklı mücadelesi olmamalıdır. 16 Nisan sonrası çıkan sonuçta; Hükümet değişmeyecek, seçim de yapılmayacaktır. Bu olayı iyi kavramak gerekiyor. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar