04 Mayıs, 2024, Cumartesi
DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Lider yetiş (tir)ebilmek

En küçük toplumsal kuruluşlardan başlamak üzere, ülke yönetimin en tepesine gelebilme noktasında liderlik özelliğini alabilme uğraşı; öncelikle özgüven ve cesaretli olmakla başlar.

Demokratik yapısı bulunan kuruluşlarda ve demokrasilerde, yönetimlere aday olmak demokrasinin gerekliliğidir.

Demokrasinin işlemediği ülkelerde ise yönetimler farklı şekillerde şekillenir.

Demokratik ülkelerde, Liderlerin aynı kişi olarak yönetimin başında uzun süre kalabilmesi olayı, başarıları ile değerlendirildiği gibi, bir başka olay ise yenilerinin yetişmesi yolunda kimsenin önünün açılmaması, biat kültürü ile yönetilmesi görülebilir.

Özellikle siyasal partilerde biat kültürünün yaşanması olayı, demokratik anlayışı gölgelediği gibi yeni lider olabileceklerinin de önünü tıkamasına neden olur.

Cumhuriyet’imizin 100. Yılına girdiğimiz bu günlerde, Türkiye’deki siyasi partilerin liderlerinin Genel Başkanlık süreçlerini incelediğimizde, kolay kolay koltuğunu başkalarına bırakma gibi davranışa tanık olamadığımızı görmekteyim.

Kurultay’larda aday olanların engellenmesi veya aday olmak isteyenlerin bir şekilde susturulması gibi olaylar yaşanır.

Siyasal partilerin liderlerinin hayatını kaybetmesi halinde kurultayda yeni yeni adaylar liderlik için yarışa girerler. Özellikle sağ veya muhafazakar siyasi partilerde liderlik sürecinde bunları görebiliyoruz.

Demokrat veya sosyal demokrat olan siyasi partilerde ise kurultaylarda mutlaka liderin karşısına bir veya birkaç aday çıktığına tanık olmaktayız.

Siyasi parti liderliğinin; babadan oğula  geçmesini etik bulmuyorum. Böyle bir oluşumu benimseyen siyasi parti görüşündekilere de yakıştıramıyorum.

Baba ile oğulun dünya görüşü, hatta kan grubunun bile farklı olabileceği gerçeğinden yola çıkarak bu değerlendirmemi düşünmenizi bekliyorum.

Bir siyasi parti Genel Başkanının, seçilmesinin ardından hayatını kaybedinceye kadar koltuğunda kalması başarısından dolayı mı, yoksa yerine yeni liderlerin cesaret edip karşısına çıkmamasından mı kaynaklanıyor!?

Türk milletinin haksızlık ve adaletsizlikleri karşı tepkili olduğu söylenir. Söylemek farklıdır, eyleme dönüştürmek ise daha farklı olsa gerek!

Yine Türk milletinin “mazlum” gördüklerinden yana tavır koymaları, yılların yaşanan gerçek olayları arasında yer alır.

Örneklemek gerekirse, Son yerel seçimlerde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde sonuçlara iktidar partisinin itiraz etmesi sonucu, Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun önceki aldığı oyun üzerinde ne kadar fazla oy alarak tartışmasız bir sonuçla seçimi kazandığı olayı yaşandığını anımsayın.

Geçtiğimiz hafta sonu CHP’nin 38. Olağan kurultayı gerçekleştirildi. Partisi içerisinde kendisini yetiştirerek, liderlik düzeyine geldiğini kanıtlamak amacı ile Genel Başkanlığa aday olan Özgür Özel’in seçimden başarılı çıktığına tanık olduk.

CHP’de 13 yıldır Genel Başkanlık görevini yürüten Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel’in liderlik yarışındaki seçimin ilk turunda; Özel 682 oy alırken, Kılıçdaroğlu ise 664 oy almıştı.

Özgün Özel’in 2 oy ile kaybettiği liderlik yarışındaki sonuca bakıldığında, Kılıçdaroğlu’un “Abilik yaparak” adaylıktan çekilmesi beklenirken, ikinci tur seçimlerine geçildi.

Sonuç ise, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimleri gibi olarak, farklı şekilde Özel’in lehine sonuçlandı.

Türkiye’deki 81 il delegesinin kararına saygı duymak ve yeni CHP Genel Başkanı’nı kutlamak varken….

(Gelecek yazımı bekler misiniz!”)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar