18 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5406
EURO34.7753
ALTIN2488.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kuruşlar…

Yeni yılın ilk günü ile birlikte yaşama uygulanmaya başlayan zamların neticesinde, bugünlere gelindi.

Yeni zamlarla birlikte en küçük geçerli paramız 25 kuruş kaldı. Piyasadaki 5 ve 10 kuruşlar ise geçerliliğini yitirmiş durumda. Bu paraların bir kaçını bir araya getirerek alış veriş yapabileceğiz.

Yeni yılla birlikte asgari ücret ve emekli maaşlarına zam yapılırken, bununla birlikte verilen bu zamların tüketicilere yansıtılması noktasında tüketim ürünleri de zamdan nasibini almaya başlamıştı.

Yılın son günlerinde bir paket ıslak mendili 1 liradan satın alırken, yeni zamlarla birlikte etiketine baktığımızda aynı yerde 1 lira 25 kuruşa yükseldiğini gördük. Bir paket ıslak mendil yüzde 25 oranında zam görmüş oluyordu.

Ekmeğimize gelinde gramajı sabit tutularak 80 kuruşa aldığımız ekmek 1 liraya yükselerek 20 kuruş birden zam görmüştü. Bozuk paralar, yani kuruşlar yıllardır fırınlarda daha çok işlem görüyordu. Ekmeğin 1 lira olması ile birlikte fırıncılar kuruşlarla işlem görmez duruma geliverdi.

Özellikle giysi satışlarında indirim adı ile kuruşlar yazılır. Sonunda 90 veya 99 kuruş olarak okuruz. Ancak indirimdeki fiyatların sonlarındaki piyasada olmayan 1 kuruşu bir kenara bırakırsak 10 kuruşun üzerinin bile verildiğine tanık olmadım.

Bundan böyle 5 veya 10 kuruşların piyasada dolaşımına gerek kalmadığına göre, en küçük paramızın 25 kuruş olduğu anlaşılıyor. 25 kuruşa ne alabiliriz diye düşündüğümüz de aklımıza sadece sakız geliyor. Bilmem 25 kuruşa başka ne satılıyor?

İndirimlerle ilgili bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Osmaniye’de esnafın biri marka olarak bir ürünü fiyatının altında sattığı için ceza almış.

Bu olay garip geldi bana. Marka ürünü fiyatının altında satması tüketiciden yana olması bu esnaf için ‘suç’ satılır konuma gelmiyor mu?

Peki, ederinin üzerinde satılan ürünler için de aynı görevliler esnafa ceza yazmış olmaları gerekmez mi?

İstanbul’da üretilen ve üzerinde markası yazılı olan ürün, Mersin ilinden Osmaniye’deki esnafa gelirken indirimli fiyattan geliyor. Osmaniye’deki esnafta üzerine kar payını koyarak belirlediği fiyattan tüketime sunuyor.

Markaları ve satışlarını araştırmakla görevliler ise yaptıkları bir araştırma sonucunda ‘marka ürünü’ ucuz sattığı için esnafa ceza yazıyor.

Bu olayın Osmaniye’de yaşandığını da sizlerle paylaşmak isterim.

Bir benzer şekilde üzerinde markası bulunan bir takım elbisenin İstanbul’daki fiyat etiketindeki rakamı, Osmaniye’deki satışa sunulan firmanın üzerine yapıştırdığı fiyatı, bunun da dışına çıkılarak aynı takım elbisenin dörtte bir fiyatına Salı pazarından satılmakta olduğunu bu sütunlarda sizlerle paylaşmıştım.

Tezatlıklarla dolu ticaret anlayışı içerisindeki ekonomik uygulamalar bununla da kalmıyor.

Basit bir örnek vermek gerekirse, aynı marka bir paket neskafenin bir esnafta 50 kiriş, bir başka esnafta ise 75 kuruşa satıldığını görebiliyoruz.

Rekabet deniliyorsa eğer bunun adına, bir ürünü pahalı satana ceza verilmeyip, ucuz sattığı için ceza yazılması olayının tüketici adına zorluklar yaşanmasına neden olabileceği düşünülmelidir.

Yaşanan olaylara seyirci kalarak, yaşamımızı etkileyen zamların uygulamalarındaki haksızlık olanlarına sustuğumuz zaman, toplum olarak psikolojilerimizi de yitirmeye doğru gideriz. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar