26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.5936
EURO35.0136
ALTIN2456.2
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kurtuluş günlerimiz

Bundan 100 yıl öncelerinde yaşananları anımsıyoruz bugün. Anadolu topraklarının işgal edilmesi, emperyalist güçlerin halkın birlikteliği ile bağımsızlığımızın zaferle kazanılmasının yıldönümünü kutluyoruz.

Dünler ile bugünler arasında nelerin değişip değişmediğini de düşünenler vardır mutlaka. Bir ülkenin topraklarının işgal edilmesi, yerli halkın özgürlüklerinin kısıtlanması ve işgalcilerin hizmetlerinde çalışıyor ve onların ellerine bakıyor olması kadar acı bir yaşam olabilir mi?

Osmaniye’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıldönümü etkinlikleri yılın ilk gününden itibaren çeşitli etkinliklerle başladı.

Çocukluk günlerimdeki  “kurtuluş günleri” etkinliklerini anımsıyorum. O zamanlar “Çete bayramı” olarak kurtuluş günümüzü konuşurduk. Halkın katılımı, atlarının üzerinde başları dök duruşlu çeteler, hep birlikte caddelere doluşan 7’den 70’e insan kalabalığı ile coşkuyla kutlanan  programları anımsıyorum.

Süreç içerisinde milli bayramlara halkın ilgisi azalmaya başlandı. Kutlama törenleri de bazı anlarda saatlere değil, dakikalar içerisinde bitirilmeye başlanır oldu.

Bugün havanın yağışlı olması halinde, program salona alınacakmış. Oysa 100 yıl öncesinde bu topraklar için canlarını verenler; yağmur, çamur ve kar demeden vatanın kurtuluşu için savaşmışlardı.

Bugünlere gelindiğinde, şehitlerimizi anma programlarında, yağmurda ıslanmamak adına, programları salonlara alıyoruz.

Neler oluyor, neler yapıyoruz diye kendimize sormaya fırsat bulabiliyor muzu? Aslınca çok şeyler oluyor da bizler ya farkında olamıyoruz, veya olmak istemiyoruz, veya farkına varmaya dermanımız kalmamış.

İnsanlar gündeme yerleşen olay veya olaylarla ilgilenirken, kentimizde de, ülkemizde de farklı şeyler oluyor. Gündemi değiştirmek, yönleri başka yerlere çekme konusunda ustalarımız var.

Bir anda siyaset gündemini karıştırabilen, bir il veya ilçede oluşturulan bir olayla yönleri oraya çekebilen ustalarımız var.

Bugünlerde Osmaniye’de yaşayanların kurtuluş etkinliklerine yöneldiğine değinmiştim. Oysa Osmaniye’de başka olayların olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olabiliyor muyuz?

Biz basın mensupları kamuoyunu ne gibi olaylarda bilgi sahibi yapıyor veya yapabiliyorlar? Basın mensupları veya köşe yazarları özgürce görüş ve düşüncelerini yazabiliyorlar mı?

Gazetelerin patronları mı, yoksa gazeteye siyasi olarak yakın veya farklı anlayışta yakın olanların etkilemeleri oluyor mu? Bir takım yaşananların sonunda gazete patronları haber veya fikir yazılarına engelleme koyabiliyor mu? Ekonomik kısıtlamaları ileri süren bir takım güçler Osmaniye basını üzerinde ne gibi etkileme yapıyorlar?

Bu ve benzeri konularda bilgi sahibi olmayana, olamayan halkımız yeri geldiğinde basın mensuplarını eleştiriyorlar. Oysa özgürce yazmak isteyen basın mensubunun kim veya kimler tarafından engellenmeye çalışıldığı bilgisinden yoksun olduklarını kabul etmiyorlar.

Kendim özgürce yazabiliyorum, ama Osmaniye için yeterli değil. Bir çiçekle bahar gelmiyor, çiçeklerin çoğalması ve renk renk açması gerekiyor. Çiçeklerin dallarını kıranlar olduğu sürece bu kente baharın ne zaman geleceğini bekleyip duracağız.  7 Ocak kurtuluş günümüz kutlu olsun.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar