25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5748
EURO35.0319
ALTIN2435.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kopyala Yapıştır

Kopyalabildiklerinizi, yapıştırabilmeyi hünerli ellerinizle gerçekleştirebiliyorsanız ne mutlu sizlere.


Kopyalama sırasında eksik veya aksaklıklar nedeniyle, yapıştırma eyleminde hatalar yaptığınızda içinden çıkamayacağınız sorunlarla karşı karşıya gelebilirsiniz.


Dünkü yazımda, “Flaş bellek kafalılar”dan sözetmiştim bu sütunlarımda. Kopyala-yapıştır eylemlerinin de böylesilerden bir farkı olabilir mi diye düşündüm.


Kopyalanan fikirler, karşınızdakilerin anlattıklarının ne kadarını aklınızda tutabiliyorsunuz?  Size anlatılanları eksiksiz olarak bir başkasına aktarma hünerlerinizde başarılı mısınız?


Kopyalarken bir harfin düşmesi veya bir sözcüğü yapıştırırken  yerine yerleştiremediğiniz zaman o tümcenin anlamı tamamen değişebilir.


Siyasilerin basın toplantılarında söylediklerini kaleme alırken, öyle bir tümce dikkatinizi çeker ki, bunun içinden cımbızlı bir köz sözcüğü çıkarıp sütunlara yerleştirmek farklı, tümcenin tamamını yayınlamak daha farklıdır.


Böylesi durumlarda siyasetçi ertesi günü ortaya çıkar; “montaj var işin içinde. Benim konuşmamın arasından cımbızla çekip sözleri çıkarmışlar, güdük etmişler, beni perişan duruma düşürmüşler!”diye konuşabilir.


Bu günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çalışmaları yoğunluk kazanmaya başlandı. Üç aday seçimlere katılacak, adaylar seçim gezi turlarına başladılar. İktidar ve muhalefet kanadından değişik iddialar ve eleştiriler ile yorumlar konuşulmaya başlandı.


Hani dünkü yazımda başlık yaptığım “flaş bellek kafalılar” birilerinden duyduklarını bir başkasına anlatmak isterken, karşısındaki birinin soracağı soru karşısında aniden frene basan sürücünün durumuna düşebilir. Çünkü, beynine yüklenen yarım tümceleri kendi akıl süzgecinden geçirip, özgür iradesini kullanmayı zor sandığı için aklına yerleştirilenleri yapıştırıken hata yapma olasılığı yüksel olabilir.


Allah’ın verdiği aklı kullanmak yerine başkalarının sözlerini olduğu gibi kabul etmek veya özgür iradelerini kullanmayarak kabullenmek toplumsal yaşama olumsuz etkiler yapar.


Geçtiğimiz günlerde bir tümce okumuştum, burada diyordu ki; “Ben Kur’an-ı Kerim’den öğrenmeseydim dinimi, bugün aramızda dolaşan Müslüman olduklarını söyleyenleri gördüğümde Müslüman olmazdım!”


Yukarıdaki tümce çok anlamlı aslında. İnançları sömürerek ticaret yapmayı marifet sananlar, insanlar arasında ayrım yapanlar, barışı baltalayan eylemler ve bunlara seyirci kalınması olaylarını izlediğimizde, o tümceler bizleri düşündürmeli.


Bakın bir İŞİD örgütü çıktı ortaya, İslam adı altında eylemler yapıyor. İnsanları öldürüyor, camileri ve ibadet yerlerini yıkıyor. İslam adına yapılan bu canilikler karşısında Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı ile din adamlarımız neden suskunluk içerisinde. Halkımız olayları ibret ve nefretle izlerken, İslam adına böylesi bir terör ve caniliğin olamayacağını insanlarımıza anlatmadığımız zaman, aklını kullananlar İslam’a karşı soğukluk hissetmeye başlar. Bu örgütün varlığını kabul etmiş oluruz. Terör olayı her yerde aynı olmalıdır, Kur’an-ı Kerim’in yakıldığında tepki gösterenlerimiz, İslam adına Müslümanları öldürüp kafaları ile top oynayan örgüte karşı neden tepkisiz kalıyorlar?


Kopyalamasını bilemeyenler, flaş bellek kafaları ile yaşayanlar, yapıştırmasını da beceremedikleri için, sonumuz iyiye gitmiyor. Saygılarımla…

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar