Dün Osmaniye’de yaşayanlar yakından yaşadıkları havanın olumsuzluklarına tanık olmuşlardır.
Havada kirli toz bulutları yoktu ama, görünüm ve havanın soğuk olması özellikle de grip enfeksiyonuna adeta davetiye çıkarıyordu. Bunun gecesini düşündüğümüzde, bir de bu günlerde dağıtımına başlanılan kömürlerin geceleri yakılması ile birlikte bu mevsimde endişeleri daha da artırmaya başlıyordu.
Osmaniye’deki hava kirliliği konusunda zaman zaman çeşitli haberleri duyarsınız, yetkililer çıkıp havanın sanıldığı kadar endişe verici kirlilikte olmadığı yönünde açıklamalar bile yapmışlardır.
Ölçümlerin yapıldığı belirtilen açıklamalar bir yana bizler yaşadığımız ve gördüklerimize daha iyi inanmaktayız.
Osmaniye’de gerçekten yaşanabilir bir hava var mıdır? Ya da Osmaniye’nin havası yaşanabilir temizlikte midir?
Bu sorularla akıllarda çeşitli yorumlar yaşatılırken, Burnaz denizi yönünden gelecek olan esintilerin Osmaniye’nin üzerinde yapacağı sirkülasyon ile kirliliği ortadan kaldırmada yararlı olacağı görüşleri yıllardır tartışılır durur.
Bundan 30 yıl öncelerinde yine yerel gazetede köşe yazımda gündeme getirdiğim bir olayı yeniden aktarmakta yarar görüyorum.
Osmaniye’nin batısındaki Akyar köyü tepelerindeki yüksekliğin iş makineleri ile alçaltılarak, tepelerin yarılması ile denizden gelecek esintilerin Osmaniye’deki hava kirliliğini önlemesinde katkıda bulunmasını yetkililer düşünüp düşünmediklerini veya böyle bir projelerinin olup olmadığını merak ediyorum.
Doğu’da bir ilçenin güneş görmemesi nedeniyle iş makinesi ile yüksek dağın tepelerinin kırılarak güneş görmesinin çalışmalarının yapıldığını geçmiş yıllarda gazetelerde okumuştum.
Bir yerleşim biriminin güneş görebilmesi için dağlar eritilmeye çalışılıyorsa, bir kentin hava sirkülasyonu açısından tepelerin alçaltılarak deniz esintilerinin alınması neden sağlanmasın.
Osmaniye için bunun zor bir olay olacağını sanmıyorum. Sadece iş makineleri birkaç hafta veya aylık süre içerisinde denizden gelen esintilerin önüne geçen tepeleri düzenleyecektir.
Bu konuda kamu kurumlarının iş makineleri çalışabilir, böylesi bir projenin hayata geçirilmesi sonucunda da Osmaniye’de bugünkü yaşanan kirli havanın azaltılmasına katkıda bulunulmuş olunacaktır.
Yetkililerin açıklamalarında, sağlıklı kömürlerin yakılması veya yerfıstığı kabuğu yakılmaması önerileri getiriliyor. Yerfıstığı kabuğu yakılması olayında özellikle yoksul ailelerin kullandığını düşünmekteyiz. Ancak kalitesiz kömürlerin yakılması olayına gelince, ilgili kurumlar kömür satış yerlerini denetleyerek kalitesiz kömürlerin satışına engel olabilirler.
Olaylara bu yönden baktığımızda, hava kirliliğinin yakıtı kullanan vatandaşların olduğu kadar, ilgili kurumlarda görev yapanların denetimlerinin de yetersiz kaldığı ortaya çıkmaktadır.
Kentin hangi mahallesinde özellikle kirlilik görülmektedir, bunların nedenlerinin araştırılması da önem taşımaktadır.
Özellikle kış mevsiminde Osmaniye’deki kirli havanın etkisi nedeniyle grip enfeksiyonları nedeni ile hastaneler dolup taşmaktadır. Son günlerde yeniden gündeme gelen ‘Domuz gribi’ olaylarını da düşündüğümüzde insanların, özellikle de çocukların enfeksiyon kapmaması için önlemleri almak aileleri ilgilendirdiği kadar, yetkilileri de ilgilendirmektedir. Saygılarımla…
Havada kirli toz bulutları yoktu ama, görünüm ve havanın soğuk olması özellikle de grip enfeksiyonuna adeta davetiye çıkarıyordu. Bunun gecesini düşündüğümüzde, bir de bu günlerde dağıtımına başlanılan kömürlerin geceleri yakılması ile birlikte bu mevsimde endişeleri daha da artırmaya başlıyordu.
Osmaniye’deki hava kirliliği konusunda zaman zaman çeşitli haberleri duyarsınız, yetkililer çıkıp havanın sanıldığı kadar endişe verici kirlilikte olmadığı yönünde açıklamalar bile yapmışlardır.
Ölçümlerin yapıldığı belirtilen açıklamalar bir yana bizler yaşadığımız ve gördüklerimize daha iyi inanmaktayız.
Osmaniye’de gerçekten yaşanabilir bir hava var mıdır? Ya da Osmaniye’nin havası yaşanabilir temizlikte midir?
Bu sorularla akıllarda çeşitli yorumlar yaşatılırken, Burnaz denizi yönünden gelecek olan esintilerin Osmaniye’nin üzerinde yapacağı sirkülasyon ile kirliliği ortadan kaldırmada yararlı olacağı görüşleri yıllardır tartışılır durur.
Bundan 30 yıl öncelerinde yine yerel gazetede köşe yazımda gündeme getirdiğim bir olayı yeniden aktarmakta yarar görüyorum.
Osmaniye’nin batısındaki Akyar köyü tepelerindeki yüksekliğin iş makineleri ile alçaltılarak, tepelerin yarılması ile denizden gelecek esintilerin Osmaniye’deki hava kirliliğini önlemesinde katkıda bulunmasını yetkililer düşünüp düşünmediklerini veya böyle bir projelerinin olup olmadığını merak ediyorum.
Doğu’da bir ilçenin güneş görmemesi nedeniyle iş makinesi ile yüksek dağın tepelerinin kırılarak güneş görmesinin çalışmalarının yapıldığını geçmiş yıllarda gazetelerde okumuştum.
Bir yerleşim biriminin güneş görebilmesi için dağlar eritilmeye çalışılıyorsa, bir kentin hava sirkülasyonu açısından tepelerin alçaltılarak deniz esintilerinin alınması neden sağlanmasın.
Osmaniye için bunun zor bir olay olacağını sanmıyorum. Sadece iş makineleri birkaç hafta veya aylık süre içerisinde denizden gelen esintilerin önüne geçen tepeleri düzenleyecektir.
Bu konuda kamu kurumlarının iş makineleri çalışabilir, böylesi bir projenin hayata geçirilmesi sonucunda da Osmaniye’de bugünkü yaşanan kirli havanın azaltılmasına katkıda bulunulmuş olunacaktır.
Yetkililerin açıklamalarında, sağlıklı kömürlerin yakılması veya yerfıstığı kabuğu yakılmaması önerileri getiriliyor. Yerfıstığı kabuğu yakılması olayında özellikle yoksul ailelerin kullandığını düşünmekteyiz. Ancak kalitesiz kömürlerin yakılması olayına gelince, ilgili kurumlar kömür satış yerlerini denetleyerek kalitesiz kömürlerin satışına engel olabilirler.
Olaylara bu yönden baktığımızda, hava kirliliğinin yakıtı kullanan vatandaşların olduğu kadar, ilgili kurumlarda görev yapanların denetimlerinin de yetersiz kaldığı ortaya çıkmaktadır.
Kentin hangi mahallesinde özellikle kirlilik görülmektedir, bunların nedenlerinin araştırılması da önem taşımaktadır.
Özellikle kış mevsiminde Osmaniye’deki kirli havanın etkisi nedeniyle grip enfeksiyonları nedeni ile hastaneler dolup taşmaktadır. Son günlerde yeniden gündeme gelen ‘Domuz gribi’ olaylarını da düşündüğümüzde insanların, özellikle de çocukların enfeksiyon kapmaması için önlemleri almak aileleri ilgilendirdiği kadar, yetkilileri de ilgilendirmektedir. Saygılarımla…
