20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kırıp-dökmeden!..

Takvim yaprakları yırtılıyor, geriye doğru sayım başladı.

Ne kaldı şunun şurasında 16 Nisan Pazar gününe!

Halkın sandık başına gidecek olması ile Anayasa maddeleri üzerindeki değişikliklerle ilgili tercihlerin yapılacak olması olayında iki gruba ayrılmış durumdayız!

Böylesi durumlarda iki güreşenden birisinin yenilecek olasılığını düşündüğümüzde, bu olayın farklı boyutlara çekilmesinin veya yorumlanmasının tehlikeleri ortaya çıkabilir!

İki taraf için de sonuçlar açıklandığında aklı selim hareket etmeleri ve gelecek süreci düşünmeleri ülkemiz açısından daha sağlıklı olacaktır.

Sonuçtan çıkacak olan başarının halkın başarısı olduğunu düşünürken, kişilerin kendi bilgi birikimleri veya özgür iradeleri sonucunda inceleyip araştırdıktan sonra mı tercihlerini yapıp yapmadıkları da önemlidir!

Halkoylamasında tercihlerin renklerinin belirlenmesi adına yapılan konuşmalarda karşıdakileri kırıp-dökmeden sözcüklerin özenli seçilmesi gerektiğini daha önceki yazılarımda gündeme getirmiştim.

Bir de; yapılan konuşmaların arasında, bir tümcenin bütününü bozarak, içerisinden cımbızla bir sözü çıkarıp halkın önüne getirmenin de doğru yaklaşımlar olmayacağını anımsatmak isterim.

Bugün TBMM’deki Milletvekilleri değişik siyasi partilerin veya bağımsız olarak koltuklarında aynı salonda oturmaktadır.

Cadde ve sokaklarda halkoylaması ile ilgili tercihlerin renklerini açıklarken, 17 Nisan’dan sonraki günlerde yine aynı salonda birlikte oturacaklarını, birbirlerinin yüzlerine bakacaklarını ve selamlaşacaklarını unutmamak gerek!

Meclis salonunda birbirleri ile kavga eden, yan gözle bakan, sözlü sataşmada bulunan Milletvekilleri’nin bu ülkenin geleceğinin sağlıklı hizmetler verilmesi noktasında kuşkulu gözle bakılmasına neden olabileceğini düşünüyorum.

Partilerin veya farklı görüşlerin tercihlerine saygılı olmak gerekiyor. Kendisi gibi düşünmeyenlere farklı yakıştırmalar yapmak yerine, yeni Anayasa’nın neler getirip, neler götürebileceğini halkı bilgilendirerek anlatmak gerekiyor.

Burada düşünülmesi gereken vatanın bütünlüğü ve ülkedeki insanların geleceklerinin sağlıklı, huzurlu ve güvenli yaşayabilmeleri olmalıdır. Kişiler açısından veya bazılarının geleceklerine yönelik değil, 80 milyon insanın ve vatan topraklarının geleceğinin zarara uğramayacağı şekilde görüş ve düşünceler bir noktada birleştirilmelidir.

Şu anki gruplaşmaları izlediğimde; ‘evet’ taraftarı olanlar 16 nisan’da başarılı sonuç elde ederse eğer, her türlü gücü kendilerinde görüp, zafer kazanmışcasına çılgınlık yapmalalıdır. Aynı şekilde; ‘hayır’ taraftarı olanlar da başarılı olmaları halinde “erken seçim” veya bir başka çılgın davranışlara kendilerini kaptırmamalıdır.

12 Eylül 1980 Anayasası’nın halkoyuna sunulduğu günleri anımsıyorum. Ezici bir çoğunlukla ‘evet’ çıkarken Kenan Evren bu sonuç karşısında sevinç çığlıkları atarcasına hareket ediyordu. Oysa o günkü halkoylamasının gerçek sonucu açıklandığı gibi yüzdelik oranda olup olmadığı ise bugün bile tartışılmıyor!

Aradan geçen yıllar, Kenan Evren’i 12 Eylül darbesi yapmaktan yargılanmasını getirdi. Evren’in hazırlattığı Anayasa’ya ezici çoğunlukla ‘evet’ diyen halk, onun ardından nasıl düşündüğünü anımsayın!

Halkımız kendi verdikleri tercihlerin ardına düşmeli, neyi ne için ve nasıl tercih ettiğini unutmamalıdır! Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar