Kiraz diyelim yetmez mi, ‘gibisi’de ne oluyor?diye düşünenleriniz olabilir.
Kiraz’ı anladık ta, ardındaki sözcüğün ne anlama gelip gelmediğini bakalım kaç kişi kafasını yormak suretiyle düşünebilecek?
Kiraz, bölgemizde önce Hasanbeyli kirazı vitrinlerde yerlerini alır, tablalarda satışa sunulmaya başlar.
Bir zamanlar Hasanbeyli ilçesinde “Kiraz festivali” yapılırdı. Sonrasında ne mi oldu, yapılmaz oldu ve Hasanbeyli kirazı için artık Festival yapılmıyor.
Hasanbeyli kirazının markalaşması için manavlar üzerine ‘Hasanbeyli kirazı’diye yazmaya başladılar.
Köylünün ürettikleri ürünlerin ilk elden çıkışındaki sıkıntılar ve satışlar yıllardır üreticileri üzmüştür.
Hasanbeyli kirazı bu yıl sezona ilk günlerde 4 Tl’den satışa sunuldu. Tablalar üzerinde ilk birkaç gün 4 Tl’den satılırken, 4’ncü gün 3 Tl’ye düşüverdi. Bu günlerde Osmaniye’de tablalar üzerinde ve manavlarda kirazın kilosunun 2,5 Tl’den satılmakta olduğunu görmekteyiz.
Geçen yıl kirazın kilosu yine 2,5 Tl’den satılıyordu, arada bir fark yok. Yani kirazın kilo satışında artış olmamış, oh ne iyi demek ki hayat pahalı değil!
Karpuzun kilosuna bakıyoruz, geçtiğimiz yılki satışın üzerinde değil. Oh ne ala demek ki hayat pahalı değil!
Kırmızı etin kilosu geçtiğimiz yıl ne kadardı, bu yıl kaç liradan satılıyor? Sıvı yemek yağları, çay şekeri, akaryakıt, gıda ürünlerinin geçen yılki satışları ile bu yılki satışları arasında farklılık var mı?
Orada düşünmeye başlıyoruz, kırmızı et almış başını gidiyor. Diğer gıda ürünlerinde de benzer artışlar var. Akaryakıt fiyatlarını zaten tartışmaya gerek yok.
Hasanbeyli kirazına ne oldu da geçtiğimiz yılki gibi 2,5 liradan satışa sunuluyor. Bu rakam tablalar ile manavlarda böyle, bunun hal çıkışı ile Komisyoncunun üreticiye ödediği rakamı da unutmamak gerekiyor.
İşte bu nedenle “Kiraz gibisi”diye başladım yazıma. Yani, tüketicinin bütçesini zorlamayan, geçtiğimiz yıla göre kilo fiyatında artış olmayan, halkın rahatça alıp yemeleri için zamlı olmayan Kiraz için elbette onun gibisini arayacağız.
Bir ülkede kişi başına düşen Milli gelir, açlık sınırının alt ve üstü hesaplanırken ortalama rakamlar alınır.
Aylık kazancı 15 bin lira olan ile aylık geliri 860 lira olan arasındaki ortalama rakam ile açlık sınırı, kişi başına düşen Milli gelirlerin hesaplamaları yapılır.
Hasanbeyli kirazının geçtiğimiz yılda kaldığı kilo fiyatı ile bu yılki satış fiyatını baz alarak enflasyon artışlarını hesap eden siyasetçiler de olabilir.
Siyaset yapmak kolay değildir, çok hünerli olmak gerekiyor. Dün ile bugünkü sözler arasında önemli farklılıklar olabileceği gibi, yarın da ne söylenebileceğini tahmin edebilmek bile çok zor hale geldi.
Beraber olmama adına şiddetle ve hiddetli yapılan konuşmaların bir gün sonrasında yumuşamalar olabileceğini öğreniyor artık.
Erken seçim konuşmaları yapılırken, bir genel seçimin ülke ekonomisine masrafını hesap edebiliyorlar mı? Ya da üç-dört ay sonra bir erken seçim olsa bugünkü milletvekili sayılarında partilere göre farklı bir değişiklik olmadığında ne olacak? Yine mi ‘erken seçim’ diyecekler.
Halk siyasi partilere ince bir ayar verdi; “Tek başınıza değil, birlikte olun ve ülkedeki sorunları çözümleyin” mesajını anlamayanlar veya anlamak istemeyenler yeni bir seçimde başlarına gelebilecekleri düşünseler iyi olacak. Saygılarımla…
Kiraz’ı anladık ta, ardındaki sözcüğün ne anlama gelip gelmediğini bakalım kaç kişi kafasını yormak suretiyle düşünebilecek?
Kiraz, bölgemizde önce Hasanbeyli kirazı vitrinlerde yerlerini alır, tablalarda satışa sunulmaya başlar.
Bir zamanlar Hasanbeyli ilçesinde “Kiraz festivali” yapılırdı. Sonrasında ne mi oldu, yapılmaz oldu ve Hasanbeyli kirazı için artık Festival yapılmıyor.
Hasanbeyli kirazının markalaşması için manavlar üzerine ‘Hasanbeyli kirazı’diye yazmaya başladılar.
Köylünün ürettikleri ürünlerin ilk elden çıkışındaki sıkıntılar ve satışlar yıllardır üreticileri üzmüştür.
Hasanbeyli kirazı bu yıl sezona ilk günlerde 4 Tl’den satışa sunuldu. Tablalar üzerinde ilk birkaç gün 4 Tl’den satılırken, 4’ncü gün 3 Tl’ye düşüverdi. Bu günlerde Osmaniye’de tablalar üzerinde ve manavlarda kirazın kilosunun 2,5 Tl’den satılmakta olduğunu görmekteyiz.
Geçen yıl kirazın kilosu yine 2,5 Tl’den satılıyordu, arada bir fark yok. Yani kirazın kilo satışında artış olmamış, oh ne iyi demek ki hayat pahalı değil!
Karpuzun kilosuna bakıyoruz, geçtiğimiz yılki satışın üzerinde değil. Oh ne ala demek ki hayat pahalı değil!
Kırmızı etin kilosu geçtiğimiz yıl ne kadardı, bu yıl kaç liradan satılıyor? Sıvı yemek yağları, çay şekeri, akaryakıt, gıda ürünlerinin geçen yılki satışları ile bu yılki satışları arasında farklılık var mı?
Orada düşünmeye başlıyoruz, kırmızı et almış başını gidiyor. Diğer gıda ürünlerinde de benzer artışlar var. Akaryakıt fiyatlarını zaten tartışmaya gerek yok.
Hasanbeyli kirazına ne oldu da geçtiğimiz yılki gibi 2,5 liradan satışa sunuluyor. Bu rakam tablalar ile manavlarda böyle, bunun hal çıkışı ile Komisyoncunun üreticiye ödediği rakamı da unutmamak gerekiyor.
İşte bu nedenle “Kiraz gibisi”diye başladım yazıma. Yani, tüketicinin bütçesini zorlamayan, geçtiğimiz yıla göre kilo fiyatında artış olmayan, halkın rahatça alıp yemeleri için zamlı olmayan Kiraz için elbette onun gibisini arayacağız.
Bir ülkede kişi başına düşen Milli gelir, açlık sınırının alt ve üstü hesaplanırken ortalama rakamlar alınır.
Aylık kazancı 15 bin lira olan ile aylık geliri 860 lira olan arasındaki ortalama rakam ile açlık sınırı, kişi başına düşen Milli gelirlerin hesaplamaları yapılır.
Hasanbeyli kirazının geçtiğimiz yılda kaldığı kilo fiyatı ile bu yılki satış fiyatını baz alarak enflasyon artışlarını hesap eden siyasetçiler de olabilir.
Siyaset yapmak kolay değildir, çok hünerli olmak gerekiyor. Dün ile bugünkü sözler arasında önemli farklılıklar olabileceği gibi, yarın da ne söylenebileceğini tahmin edebilmek bile çok zor hale geldi.
Beraber olmama adına şiddetle ve hiddetli yapılan konuşmaların bir gün sonrasında yumuşamalar olabileceğini öğreniyor artık.
Erken seçim konuşmaları yapılırken, bir genel seçimin ülke ekonomisine masrafını hesap edebiliyorlar mı? Ya da üç-dört ay sonra bir erken seçim olsa bugünkü milletvekili sayılarında partilere göre farklı bir değişiklik olmadığında ne olacak? Yine mi ‘erken seçim’ diyecekler.
Halk siyasi partilere ince bir ayar verdi; “Tek başınıza değil, birlikte olun ve ülkedeki sorunları çözümleyin” mesajını anlamayanlar veya anlamak istemeyenler yeni bir seçimde başlarına gelebilecekleri düşünseler iyi olacak. Saygılarımla…
