23 Nisan, 2024, Salı
DOLAR32.6042
EURO34.7821
ALTIN2413.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kimle ne anlatmalı!?

Kimin ne dediği mi, ne demek istediğinin mi önemli olduğuna bakarım. Bir de “söyleyene değil, söyletene bak!”diye halk deyimi vardır.

Bir yıldır pandemi salgını nedeniyle insanların mücadele verdiği bir süreçten geçiyoruz. Hal böyle iken  bizi yönetenlerin birbirlerine sataşmaları, yeni yeni gündemler oluşurken ortalıkta değişik türden yorumlar yapmaları, iktidar ile muhalefet arasında bir türlü sağlanamayan sağlıklı ilişkiler yaşanırken, vatandaş Ramazan ayını nasıl geçireceğini düşünmeye başladı.

Sokaktaki vatandaş, alın teri ile çalışıp kıt kanaat geçinen asgari ücretli işçi, aldığı maaşı üç günde eriten emekli, işsiz genç ve böylesi sorunlarla uğraş veren insanların  tepkileri karşısında yöneticilerin  sağduyu ile düşünmelerini önemsiyorum.

Vaka sayılarının arttığı ve yoğun bakım servislerindeki  doluluk oranlarının yüzde 66.5’lere çıktığını öğreniyoruz. Bu arada kadın cinayetleri ile ilgili haberleri öğrendiğimizde üzülüyoruz. Böylesi sıkıntılı günler yaşanırken kendilerini “uyanık” sanan dolandırıcılar, kendilerine “Polis, Savcı” süsü vererek saf vatandaşlarımızı telefonla arayarak insanların paralarını almayı sürdürüyorlar.

İşten çıkarmalarla ilgili uygulanan “Kod-29” bahane edilerek, tazminatsız işten çıkarma olayları artış göstermeye başladı.

Yapılan bir araştırmaya göre 2020 yılında  177 bin 662 işçi “kod-29” bahanesi ile işten çıkarılmış. Bu rakama baktığımızda  143 bini erkek, 34 bin kişinin de kadın işçilerden oluştuğunu öğreniyoruz.

Ramazan ayı geliyor, bir kilo Ayçiçek yağının 25 Tl. en ucuz çay, zeytin ve peynirin kilosunun 30 TL’den başladığını düşündüğümüzde insanlar aylık gelirleri ile harcamalarını hesaplar oldular.

Vatandaş aldığı maaş ile nasıl geçinebileceğini hesap eder durumdayken, iktidar sözcülerinin sözleri inandırıcı olmadığı gibi havada kalıyor.

Hesaplar ortada iken, alınan maaşın bir aylık sürede yetmediğini söylemek, diğer yandan da çift maaş alanların öğrenildiğinde tepki vermenin düşünce ve fikir beyan etme özgürlüğü ile örtüşmesi gerekirken, böylesi tepkiler karşısında “yasaklı” yaklaşma olaylarını anlamakta zorluk çekiyorum!

Kimsenin gelirinde, maaşında gözüm yok, ancak bir işçi emeklisi Bin 500 Tl alırken, bir emekli Milletvekilinin aldığı maaşı karşılaştırdığımızda “emeklinin zoruna gidiyor!”

Adalet ve Kalkınma Partisi ismi ile iktidara gelen ve 19 yıldır bu ülkeyi yöneten bu siyasi partinin en tepesinden başlamak üzere, tüm yöneticilerinin ülkemizde yaşayan vatandaşların gelir düzeyleri ile emeklilerin ve işçilerin aldıkları maaşları ile bir ay nasıl geçinip geçinemeyeceğini hesap etmelerini bekliyoruz.

Benimki bir öneri, görüşlerimi belirtirken halkın arasında yaptığım belirlemeler neticesinde ortaya koyuyorum.

Bakan Selçuk’un konuşmasına bakılırsa; “Bu ülkede yoksulluk yok!”diye konuşuyor ya!.. Bence böylesi bir konuşmayı Bir Bakan’ın yapması, ülkesindeki vatandaşların ekonomik yaşantılarından haberdar olmadığını gösterir!

Bir Mahkemede karar verilirken Yargıç, Savcı’nın görünü almadan son kararı vermez iken, Bir Bakan düşünün ki danışmanlarının bilgi ve belgelerine başvurmadan nasıl böyle bir konuşma yapabiliyor!?

Bunlar konuşulmasın, yazılmasın ve çizilmesin!.. Muhalefet zaten kendine göre bir yol tutturmuş, iktidar partisi sözcülerinin konuşmalarına karşılık vererek gündemi oyalamayı sürdürüyor. Bu da iktidarın işine geliyor.

Ya halk ve bu ülkenin vatandaşları, Ramazan ayını nasıl geçirebilecek!?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar