Olmaz demeyin, elbette birilerinin, bir başkalarına söyleşebilecekleri çok sözler olabilir.
Olur mu, olmaz diye tartışmaya gerek var mı ayrı bir olay ama; bu günlerde birileri, birileri için çok sözler kullanarak sanki dilinin paşanı temizliyor!
Filmdeki makaradaki olaylar bazı anlarda yeni birilerini rahatsız etmeye başlar oldu. İşin sonu nereye varacak ya da akan suyun yönü nereye doğru gidiyor diye olayları merak etmeyen kalmadı!
Bu arada merakı yüzde 25 oranında olanlar da var. Bunlar, yıllardır yaşanan olayları akıl süzgecinden geçirdikten sonra, olabilecek olayları ve yaşananları az da olsa tahmin edebiliyor.
Öncelikle siyasilerin son günlerdeki sözlerindeki kullandıkları dili iyi bulmuyorum. Nitelik ve nicelikleri iyi değerlendirip yorumlaması gerekenler veya bugünlerde dudakları arasından çıkabilecek her sözcüğü önce ölçüp tartmadan kullanmaları gerek ülkemiz, halkımız, gerekse de devletimiz açısından çok önemlidir!
Pandemi nedeniyle aylardır, neredeyse bir yıla yakın süredir işyerlerini açamayanlar ekonomik sorunlarını dile getirebilmek adına; söyleyecekleri vardır ve söyleyebilme hakkı olduğunu düşünüyorum.
Vatandaştan seçim zamanı oy isterken onları huzurlu, mutlu ve sağlıklı yaşatacakları yönünde söz verenlerden, vatandaşın da sorma hakkı vardır!
Bir yandan üç-beş ayrı yerden maaş alanlar ile, sadece 1.500 lira emekli maaşı ile geçinmeye çalışanların elbette birilerine söyleyecek sözleri olmalı.
İş adamları bankalardan çektikleri kredilerin faizini bile ödemeden ekonomilerini katlarken, Üniversite öğrencilerinin KYK borçları nedeniyle evlerine “haciz” gelmesi karşısında, onbinlerce Üniversite mezunu gencimizin bu konuda söyleyecek sözleri vardır!
Emekli olduktan sonra ikinci bir işte çalışılmasına karşı gelenlerin konuşmaları ile günümüzde birden fazla kurum veya kuruluştan dolarla maaş alanları görmezden gelen yöneticilere vatandaşın elbette söyleyecek sözleri vardır!
Birilerinin kendi aralarındaki “para bölüşülmesi” veya “rant kavgası” olaylarına ülkede yaşayan halkın huzurunun kaçırılması yanlışlığına son verilmelidir!
Kendilerini “yeraltı dünyası liderleri” olarak gösterip, devlet yöneticileri ile girdiklerini söyledikleri olumsuz olayların içerisinde ismi kullanılanlar, kendilerine yöneltilen suçlamalar karşısında “aklanmalıdır!”
İddialar doğru veya yanlış. Halkın gözünde farklı şekilde görünüp, dillerde yorumlanırken bu olayları basit şekilde geçiştiremeyiz!
Türk Telekom’un özelleştirilmesinde yaşanan banka kredilerinin ödenmemesi ve satın alan firmanın kazandıkları ile birlikte ortadan kaybolması olumsuzlukları yaşandı.
Öğrenciler uzaktan eğitim görürken, öğretmenleri ile birlikte internet kullanmak zorunda kaldılar. Bir zamanlar devlet kurumu olan Türk Telekom’un satılması ile bu kurum, internet bağlantıları olayında bu ülkenin öğrenci veya öğretmenine acıdı mı!?
En ucuz internet bağlantısındaki sözleşmenin ardından, ikinci yıl geldiğinde aylık ödeme iki katına çıkarılırken; öğrencilerin ailesi ve öğretmenlerin ekonomik gelirlerini Türk Telekom düşünmezken, yöneticiler de “özelleştirilen kurum için” suskunluğu yeğlediler.
Bu olayda; öğrenci ve öğretmenlerin de söz söyleme haklarının olduğunu, kamu kurumlarının özelleştirilmesi ile halkın mağdur olduğu anlaşıldığından, söz söyleme hakları ortaya çıkıyor!...
Yorum Yazın