Gönlümden geçen duygular “halkın” kazanması şeklinde ama, kaygılarım ise halkı yönetmek için seçilenlerin kazanacağı yönünde olduğunu söylemek istiyorum.
İnsanlar arasında vicdanları rahatlatmak veya öğüt verme adına kullandığımız; “Bugün Allah için ne yaptın!? Akşam yastığa başını koyduğunda rahat uyuyabiliyor musun!?” sözlerini anımsadım.
Kendim gün içerisinde yaşadıklarımla ve insanlar için yaptıklarım eylemlerden dolayı rahatım ve akşam yastığa başımı koyduğum zaman ise halkın sorunlarının çözümü noktasında yetkililerin duyarsızlığını düşünerek uyuyamıyorum! Aynı şekilde duyarsız yönetici veya yetkililerin de en az benim kadar olmasa bile duygularımın yarısı oranında kendilerince duygu taşımalarını bekliyorum.
Meslek yaşamım boyunca yazdığım bir çok haberden dolayı yetkililerin olayı çözümledikten sonra bana bilgi verdikleri veya sorunu yaşayanlar tarafından bilgi sahibi olduğum olaylar yaşadım. Halkımızı seven, görev sorumluluğu içerisinde çalışan kişilerin böylesi duyarlı davranışları her zaman beni ve yönetilen vatandaşımızı hoşnut etmiştir.
Günümüze geldiğimizde ise sadece kendilerini düşündüklerini gizleyerek, vatandaş için hizmete talip olduklarını söyleyen adayların gözlerinin içine bakıp, beden dillerini okuduğumda, gördüğüm manzara karşısında “Bukalemun” görünümlülerin neden çoğalmakta olduğunu merak eder oldum!
31 Mart Pazar günü yerel yönetimlerin seçimleri yapılacak, adaylar değişik ortamlarda seçmenlerle buluşuyor, konuşuyor, sohbet ediyor. Her aday kazanacağı konuda kendinden emin konuşmalar yaparken, bu “emin olma” olayının çevresindeki yandaşlarından kaynaklandığını bir gerçek olarak görmekteyiz.
Bana sorarsanız, kendini kurtarmak isteyen veya seçilme hırsı ile ortaya çıkan aday değil, halkı memnun edebilecek, halkın sorunlarını ciddi anlamda çözüme kavuşturabilecek ve halkla bütünlük içerisinde yaşamayı ilke edecek bir adayın seçilmesidir. Bu beklentim; Muhtarlıktan tutun da, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi ve Belediye Başkan adaylarını da kapsadığının bilinmesini isterim.
Pazar günü de gelip geçecektir, Pazartesi günü sonuçlar nasıl olursa olsun Mahallelerimizden başlamak üzere insanlarımız arasındaki huzur ortamının bozulmaması tek beklentimdir.
Bu ülkede karmaşa çıkarılması için yönlendirilenler, bu amaçla kurulmuş saat gibi çalışanlar, vatan topraklarımız üzerinde halkın anlamakta zorluk yaşadığı olumsuz olaylar karşısında projelerini hayata geçirmek isteyenler, emperyalizmin oyunlarının aleti olarak, atalarının bir damla bile kan akıtmadığı bu toprakları yabancılara peşkeş çekmek isteyenler, gerçek “vatan hainleri” ile, onlara dolaylı yollardan “destek” veren siyasi anlayış içerisinde bulunanlar, koltuklarında kalabilme adına halka yalan ve yanlış sözlerle kendilerince “Vatansever” geçinenlerin aslında kendi mutlu yaşamlarının devamını istediklerinin farkına varmak gerekiyor!
Yazımı sonlandırırken; bir ülkede sosyal demokrat ya da demokrat insanların, kitap ve gazete okuma sayılarında azalma yaşanıyorsa, o ülke halkı emperyalizmin çarkı arasında ezildiğinin başlangıcı olarak değerlendirmek gerekiyor.
Okumak; sadece kendi görüşlerinizdeki gazete veya kitapların yazarlarını okumakla değil, izlemek sadece kendi görüşünüzdeki TV kanallarındaki haber bültenlerini izlemekle olmamalıdır.
Bu toplumda; Kadın ve Erkek insan kimliği varsa eğer, görüş ve düşünceler de farklı olacaktır. Bunu kabul ederek yaşamak istemeyenlere bir önerim olacak: “ İnancımızın Rehberi Kur’an-ı Kerim-i” okuyun, bugünkü siyasetçilerin konuşmaları ile karşılaştırın! Gerisi size kalmış saygılarımla…
