Suriye’deki iç savaştan kaçanları ülkemizde ağırlamaya başladığımız ilk günden bu yana sığınmacı sayılarından her geçen gün yoğunluk yaşanmaya başlandı.
Gün oldu sınırlarımızdan ülkemize girmek isteyen Suriyeli’lerin yaşadıkları acı olaylara üzüldük. Gün oldu Ege denizinde botlarla gelirken sularda cansız bedenlerine rastladığımız bebeklere, çocuklara üzüldük. Gün oldu başka ülkelere sığınmak üzere girmek isteyen Suriyeli’lilerin askerler tarafından yakalanması sırasında bir kadın televizyon kameramanının çelme atarak yere düşürmesi olaylarına tepki gösterdik.
Osmaniye’de Cevdetiye beldesinde konaklamaları için çadırkent kuruldu, burada yaklaşık 10 bin kişi ağırlanmaya başlandı. Ardından kent merkezi ve ilçelerde de kiralık evler tutup yaşamaya başlayanları görmeye başladık.
Türkiye’nin dört bir yanında Suriye’den gelen konuklarımız her geçen gün artıyordu.
Kilis ilimiz en çok Suriyeli’nin ağırlandığı veya yaşadığı kent olarak dikkat çekiyor. Son olarak elimdeki rakamlara baktığımda; geçtiğimiz hafta Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Kilis ziyaretindeki toplu temel atma töreni haberini okuyorum.
Bakan Eroğlu Kilis ilinde konuşurken, Suriye’den gelen sığınmacılarla ilgili sözler de kullanıyor. Bakan Eroğlu burada yaptığı konuşmasında; “Kilis kendi nüfusundan fazla Suriyeli’yi bağrına bastı. Kilis’in 90 bin nüfusu bulunurken, 127 bin Suriyeli gelmiş durumda. Kilis bu misafirperverliği ile Nobel ödülü’ne talip olmalıdır.”
Bakan Eroğlu’nun bu sözlerinden anlaşılacağı gibi, Kilis ilimiz Türkiye’nin en fazla Suriyeli’yi barındırdığı kent olarak dikkat çekiyor.
Güneydoğu bölgemizdeki bazı yerleşim birimlerimizde terörle mücadele kapsamında şehitler veriyoruz. Güvenlik güçlerinin 87 gündür çalışmalarına rağmen, kentte hala terör saldırılarının sonu alınamamış durumda. Barikatlar, tüneller ve bomba tuzaklarına rastlanıyor.
Bir kentte 60 metre uzunluğunda yeraltında tünel kazılırken, buradan çıkarılan toprakların nereye ve ne şekilde konulduğu ve taşınması olayını da iyi hesap etmek gerekiyor.
Suriye’ye kara harekatı yapılması olayı tartışılıyor, Suudi askerleri ile birlikte Türkiye olarak Suriye’ye girmenin planları gündemde iken, kendi ülkemizde bazı yerleşim birimlerinde aylardır güvenliğin sağlanamadığını da iyi okuyabilmek gerekiyor.
Son aylarda ülkemizin değişik yerlerinde gerçekleşen bombalı saldırıların ardından üzerinde bomba patlatıp çok sayıda canların gitmesine neden olan teröristlerin kimlikleri açıklanırken, hangi ülke vatandaşı olduğu yolundaki yetkililerin açıklamalarını da iyi okumak gerekiyor.
Türkiye üzerinde emperyalist güçlerin oynadıkları oyunlar, komşu ülkelerle aramızı açarken, vatandaşlarını ağırladığımız Suriye’nin topraklarına kara harekatı yapmakla ülkemizin nerede ve nasıl bir çıkarı olacaktır. Böylesi bir harekat başarısızlıkla sonuçlanırsa, sonuçta Türkiye ne duruma düşecektir?
Başarılı oldu diyelim, Amerika ve Rusya’nın Türkiye üzerindeki oyunlarını iyi okumayı ve ülkemizdeki terör olaylarının içerisinde parmaklarının olduğunu nasıl unutabilirsiniz? Saygılarımla…
Gün oldu sınırlarımızdan ülkemize girmek isteyen Suriyeli’lerin yaşadıkları acı olaylara üzüldük. Gün oldu Ege denizinde botlarla gelirken sularda cansız bedenlerine rastladığımız bebeklere, çocuklara üzüldük. Gün oldu başka ülkelere sığınmak üzere girmek isteyen Suriyeli’lilerin askerler tarafından yakalanması sırasında bir kadın televizyon kameramanının çelme atarak yere düşürmesi olaylarına tepki gösterdik.
Osmaniye’de Cevdetiye beldesinde konaklamaları için çadırkent kuruldu, burada yaklaşık 10 bin kişi ağırlanmaya başlandı. Ardından kent merkezi ve ilçelerde de kiralık evler tutup yaşamaya başlayanları görmeye başladık.
Türkiye’nin dört bir yanında Suriye’den gelen konuklarımız her geçen gün artıyordu.
Kilis ilimiz en çok Suriyeli’nin ağırlandığı veya yaşadığı kent olarak dikkat çekiyor. Son olarak elimdeki rakamlara baktığımda; geçtiğimiz hafta Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun Kilis ziyaretindeki toplu temel atma töreni haberini okuyorum.
Bakan Eroğlu Kilis ilinde konuşurken, Suriye’den gelen sığınmacılarla ilgili sözler de kullanıyor. Bakan Eroğlu burada yaptığı konuşmasında; “Kilis kendi nüfusundan fazla Suriyeli’yi bağrına bastı. Kilis’in 90 bin nüfusu bulunurken, 127 bin Suriyeli gelmiş durumda. Kilis bu misafirperverliği ile Nobel ödülü’ne talip olmalıdır.”
Bakan Eroğlu’nun bu sözlerinden anlaşılacağı gibi, Kilis ilimiz Türkiye’nin en fazla Suriyeli’yi barındırdığı kent olarak dikkat çekiyor.
Güneydoğu bölgemizdeki bazı yerleşim birimlerimizde terörle mücadele kapsamında şehitler veriyoruz. Güvenlik güçlerinin 87 gündür çalışmalarına rağmen, kentte hala terör saldırılarının sonu alınamamış durumda. Barikatlar, tüneller ve bomba tuzaklarına rastlanıyor.
Bir kentte 60 metre uzunluğunda yeraltında tünel kazılırken, buradan çıkarılan toprakların nereye ve ne şekilde konulduğu ve taşınması olayını da iyi hesap etmek gerekiyor.
Suriye’ye kara harekatı yapılması olayı tartışılıyor, Suudi askerleri ile birlikte Türkiye olarak Suriye’ye girmenin planları gündemde iken, kendi ülkemizde bazı yerleşim birimlerinde aylardır güvenliğin sağlanamadığını da iyi okuyabilmek gerekiyor.
Son aylarda ülkemizin değişik yerlerinde gerçekleşen bombalı saldırıların ardından üzerinde bomba patlatıp çok sayıda canların gitmesine neden olan teröristlerin kimlikleri açıklanırken, hangi ülke vatandaşı olduğu yolundaki yetkililerin açıklamalarını da iyi okumak gerekiyor.
Türkiye üzerinde emperyalist güçlerin oynadıkları oyunlar, komşu ülkelerle aramızı açarken, vatandaşlarını ağırladığımız Suriye’nin topraklarına kara harekatı yapmakla ülkemizin nerede ve nasıl bir çıkarı olacaktır. Böylesi bir harekat başarısızlıkla sonuçlanırsa, sonuçta Türkiye ne duruma düşecektir?
Başarılı oldu diyelim, Amerika ve Rusya’nın Türkiye üzerindeki oyunlarını iyi okumayı ve ülkemizdeki terör olaylarının içerisinde parmaklarının olduğunu nasıl unutabilirsiniz? Saygılarımla…
