29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3744
EURO35.0772
ALTIN2325.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kentleşebilmek!

Yerleşim yerlerinin en özlenileni, kentleşme alt yapısını tamamlamış, kültürel, sosyal ve toplumsal alanda huzur ve barış içerisinde yaşanabilir olmasıdır.

Köylerde, feodal bir yaşam sürerken, insan ilişkilerinde büyüklere, bilenlere ve dostluklara önem verilir. Köy yerlerinde okuyan insanlara, özellikle de Öğretmen ve din görevlileri ile yaşlı insanlara herkes saygı gösterir.

Köylerden çıkıp Belde’lere gelindiğinde yaşam biraz farklılık gösterir. Bura da kırsal yaşamın kalıntıları kalmakla birlikte yine okuyan, bilen ve yaşlı insanlara değer verilir, saygı gösterilir.

Şehirleşme kültürünü almamış yerleşim yerlerinde karmaşık bir yaşam sürer. Şehir kültürü farklıdır, Köy veya belde yaşamına benzemez. Burada ekonomi biraz ön plana çıkarılmış olmakla birlikte, kırsal kesimden gelen insanlar kendi kültürlerini sürdürmeye çalışırlar.

Şehirleşmenin ardından kentleşmeye doğru giden yerleşim yerlerinde farklılık kendini iyice göstermektedir. Kent olabilmek, kent kültüründe yaşayabilmek için doğal olarak bedelleri ortaya çıkar.

Kentleşmek sadece yaşayan insan sayısının artması, çok katlı binaların yükselmesi, işyerlerinin çoğalması, Kamu ve özel kurumların yaygınlaşması ile düşünülmemelidir.

Kent yaşamının en önemli özelliklerinden birisi kültürlü, bilgili ve okuyan insanların kent kültürüne katkıları önceliklidir. Düşünen insanların çoğalması, değişik yörelerden gelen insanların oluşturduğu kent yaşamında doğal olarak değişik görüş ve düşüncelerle birlikte kültürel yaşamda ortaya çıkacaktır.

Burada tüm ortak değer çevresinde insanların birlikte sağlıklı yaşayabilmesi için kültürel ve sanatsal değerlere önem verilmesi, yaşatılması öncelik gerektirir.

Bir kentte belli noktalarda ortak değerler yaşatılmaz, kültürel ve sanatsal etkinliklere önem verilmezse insanlar arasındaki ayrışmalar, kutuplaşmalar ve anlaşmazlıklar da çoğalmaya başlar.

Spor etkinlikleri ile uğraşan gençlerin bazı kötü alışkanlıklardan uzak kaldığını görmekteyiz. Aynı şekilde kültürel ve sanatsal alanda uğraş veren insanların da ortak paydada buluşmaları nedeniyle bazı kötü alışkanlıklar yerine dostluk, huzur ve barış içerisinde yaşamayı savundukları görülmektedir.

Bu ortak değerlerin yaşatılmasında yerel yönetimlerin önemli etkisi görülmektedir. Yerel yönetimde yetkili ve etkili olanların, kültür, sanat ve spor etkinliklerine sırt çevirmeleri ile kucak açmaları arasında kentteki sosyal yaşamda farklılıklar dikkat çeker.

Kent kültürünün gelişmesine sırt dönen yerel yöneticiler, insanlar arasında ayrılıkların, kavgaların, anlaşmazlıkların ve diğer olumsuz olayların yaşanmasına da olanak sağlamış olabilirler.

Kent yaşamının zorlukları ile birlikte, bu zorlukları en aza indirmek ve sağlıklı yaşamın sürebilmesi için sivil toplum kuruluşları ile ortak düşünce kapsamında çalışmayan yerel yönetimler, bazı anlar gelir ki, işin içinden çıkamayacağı sorunlarla karşı karşıya gelebilir.

Kentleşmek, yol, su, asfalt yapmakla değil, kentteki kültürel, sanatsal, sportif etkinliklere de katkıda bulunmakla olur. Günü kurtarma, “el gördülük işler” yerel yönetimleri halktan uzaklaştırabileceği gibi, huzurlu toplumsal yaşamdan da uzaklaştırabilir. Saygılarımla…

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar