20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kendine gelebilmek

Bu sütunlarda olumlu ve olumsuz olayları yıllardır dile getirirken, dilden çıkan sözcükleri konuşanlarının kulakları ile duyup duymadıklarını her zaman merak etmişimdir.

Özellikle de siyasi konuşmalarda öylesine yakışıksız, çirkin ya da insanların aklı ile dalga geçercesine sözcükler kullanılmaya başlandı ki, kendine gelebilmelerini sabırla bekliyorum.

Hangi siyasetçinin neler söylediğini ayrıntıları ile sizlerle paylaşmaya gerek var mı bilemem ama, sizler zaten TV ekranlarında günlük olarak izlerken duyuyorsunuz.

Bir de konuşulanları duydukları halde, tepkilerini veremeyenler yani ağzının içindeki dili dolaşırken tümce kuramayanlara bakıyorum.

Dünlerde farklı konuşanlar, bugünlerde daha farklı konuşmaya başladılar.

Birileri çıkıyor; Türk lirasını dolara çevirip iş yapanlardan ve paralarını dolar bazında kullananlardan sözederken, ağzından çıkan sözlerle de böylesi insanları kendince kınıyor ve tepki gösteriyor.

O zaman aklımıza farklı bir soru geliyor. Kişi kendi yönetimini ve birlikte olduğu yöneticileri eleştiriyorsa bunu neden onlarla konuşmuyor?

Bu ülkede bir takım işletmeler, döviz kuru karşılığında gerçekleşirken ülkeyi yönetenleri gözleriniz görmeyecek, vatandaşa gelince tepki göstereceksiniz.

Bu ülke vatandaşı, daha doğrusu emekçisi, emeklisi, memuru döviz kuru ile değil Türk lirası karşılığında maaşlarını alıyorlar.

TL’yi dolara çevirenlere tepki gösteren siyasetçiye sormak gerekmez mi; “Sizin tanıdıklarınız arasında maaşlarını birkaç kurumdan ve döviz kuru karşılığında alanlara da aynı tepkiyi gösterebiliyor musunuz!?”

Bir insanın kendi olabilmesi, kendi görüşlerini rahat savunup konuşabilmesi, kendi olabilmesi veya kendine gelebilmesi en güzel erdemli davranış olarak kabul edilir.

Bazı siyasetçilerin belli bir süre sonrasında bulundukları partilerinden ayrılarak, bir başka partiye rozet takarak katıldıklarını da görmekteyiz.

Partilerinden ayrılıp bir başka parti içerisinde yeraldıklarında ise “Kraldan çok kralcı geçinir olduklarına” hepimiz tanık olmaktayız.

Böylesi bir olayı, yeni partilerinde yerlerini sağlamlaştırma uğruna, kendilerini paralamaları ve biat kültürlerini dile getirmeye çalışmaları olarak yorumlayabiliriz.

Bu gün-yarın belirlenecek olan asgari ücret görüşmelerinde ortaya atılar rakamlar ile iktidar sözcülerinin söylediklerini dinliyorum. Asgari ücret, emekçiye verilmesi gereken ve emeğinin karşılığında bir haktır.

Bu hakkın verilmesi noktasında bile “müjde” gibi söylenilmesini yakışıksız görüyorum. Yeni asgari ücret ilk kez verilmediğine ve verilmesi gerektiğine göre, bunu bir müjde gibi göstermek, insanların aklı ile alay etmek gibi bir olaydır.

İnsanlar ilaç bulamadıklarını, eczacılar bazı ilaçların raflarda bulunmadığını söylerken, iktidar sözcüleri çıkıyor; “İlaç sıkıntısı yaşandığı haberi gerçeği yansıtmamaktadır”diyebiliyor.

Konuşmayı iyi okursanız, “Yalandır”demiyor, gerçeği yansıtmadığını söylüyor. Anlaşılıyor ki, gerçeği yanşatan tarafının da olduğunu inkar edemeyerek ağzının içindeki harflerden sözcükleri kurup, tümceyi tamamlarken bir yerler de nohut büyüklüğünde yuvarlamalar yaparak konuşuyor.

Püsküren yanardağın lavlarını iş makinaları ile  engelleyemezsiniz, güneşi de balçıkla sıvayamazsınız!...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar