20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5038
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kemal Sunal’ın filmi gibi (!)

Benzer terör olayları ve yetkililerin yine bildik açıklamaları yerine, canların gitmemesi ve ülkemize huzur gelmesini istiyor, bekliyoruz.

17şubat 2016 tarihindeki patlamada yaşamını yitiren ve yaralanan insanlarla ilgili Başbakan Davutoğlu’nun açıklamasına ve basında yer alan haberlere göre; “Terörist Suriye vatandaşı.

Suriye’den mültecilerle birlikte Türkiye’ye girdiği sanılıyor. Temmuz ayında ülkemize giriş yaptığı belirtiliyor.

Saldırıda kullanılan otomobil İzmir’de bir hırsızlık şebekesinden kiralanmış, sahte ehliyetle otomobil İstanbul’a götürülmüş ve 4 Ocak tarihinde internet üzerinden sahte plaka takılarak satılmış. Otomobil Diyarbakır’a götürülmüş ve burada bir süre dolaşmış.

Şubat ayının ilk günlerinde otomobil Ankara’ya giriş yapmış ve bir haftalığına kiralanan otomobil geri dönmeyince, oto  kiralama şirketi olayı polise bildirmiş. Ancak tüm aramalara rağmen otomobil bulunamamış”

Ankara’da gerçekleşen son bombalı katliamın ardından ülkeyi yönetenler anında bir terörist adını açıklayarak, halkın tepkilerine ve üzüntülerine bir reçete olmaya çalıştılar.

Osmaniye’den Ankara’yı, ülkemin başkentini ve ülkemi yöneten seçilmiş insanları izliyorum. Kilometrelerce uzaktan izlediğim bu yöneticilerimizi yazılı, görsel ve sesli basın aracılığı ile izlerken, aklımın karıştığı anlar da olmuyor değil!

Ankara, Kızılay ve Güvenpark yakınında gerçekleşen bombalı saldırı sonunda yaşanan can pazarı ile ilgili, ülkemizin yönetiminin önemli noktalarında bulunan isimlerinin yaptıkları açıklamaların bana yeterli gelmediğini okurlarımla paylaşmak istiyorum.

(Ankara-Güvenpark ile ilgili önümüzdeki günlerde, güvenlik konusundaki yaşadıklarımı da yine sizlerle paylaşarak, neden buradaki olayla ilgili “güvenlik zafiyeti” olduğunu anlatacağım.)

Ankara’da yaşanan son bombalı saldırıda 37 can yaşamını yitirirken,  125 kişinin de yaralanması olayı ile ilgili olarak, Üniversite öğrencisi 24 yaşındaki Seher  Çağla D. İsimli birinin olduğunu İçişleri Bakanlığından  yapılan  açıklama ile kamuoyuna duyuruldu.

Bu olayla ilgili yapılan bir başka açıklamaya göz atalım.

“Kızılay’daki bombalı saldırıda kullanılan 95 model BMW marka araç, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde ismi açıklanmayan yaşlı bir çift tarafından  Cumhuriyet caddesi üzerindeki bir galeriye satılmış.  İstanbul plakalı bu araç daha sonra Diyarbakır’a getirilmiş.  Buradan 26 Şubat günü  Ankara’ya götürülmüş.”

Bombalı saldırı da bir de erkek bulunduğundan söz ediliyor. Eylemi gerçekleştiren kadının Tekirdağ nüfusuna Kayıtlı olduğu ve ailesinin DNA testi için gözaltına alınması olaylarından söz ediliyor.

Bombalı saldırı sonrasında olay yeri inceleme ekiplerinin, ceset parçaları ve parmak izleri üzerinde yaptıkları laboratuar  incelemeleri neticeye ulaştıracaktır.

Ankara’da yaşanan bir önceki olayla ilgili olarak Başbakan Davutoğlu’nun açıklamasının ardından farklı bir olayın yaşandığını anımsıyorum.

Başbakanımızın dediği gibi değil, Van ilimizdeki bir ailenin evinde taziye çadırı kurularak, bir önceki Ankara katliamı olayı basında farklı şekilde gündeme yerleşmedi mi?

Bugünlerde son Ankara katliamı olayında da DNA testi uymaz ise bu kadın ortaya çıkıp ta yaşadığını gösterir ise, ey memleketimin güzel yöneticileri, neyi nereye yerleştirmek için yer arayacaksınız!?

Ülkemizde son on yıldır yaşanan olaylar; “ Kemal Sunal” filmlerinin yeniden gösterilmesi gibi olmaya başladı. 

Kemal Sunal’ın filmini birden fazla izlemekten insanlar sıkılmazlar, ama ülkemizde yaşanan terör olaylarının devam etmesinden sıkıldık artık. “Terörle yaşama alışmak zorundayız” diye konuşan anlayışa katılmıyorum.

Terörsüz ve mutlu yaşamak varken, terör olaylarına çözüm bulunması varken, vatandaşlara ‘terörle yaşamak zorundayız’ diyen anlayış, kendi canlarından birinin terör kurbanı olması halinde aynı sözleri söyleyebilecek mi? Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar