25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5748
EURO35.0319
ALTIN2435.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kavganın nedeni

Son günlerde yaşanan olaylara ve kavgaların özüne baktığımızda; toplum olarak nereye gittiğimizi sorgulamak zorunda olduğumuzu düşünüyorum.


Geçtiğimiz günler içerisinde Osmaniye’de meydana gelen tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu 3’ü polis memuru 23 kişinin yaralanması olayında, ortalık adeta savaş alanına dönmüş haldeydi.


Tartışmanın başlaması ve kavganın nedeni neydi? Asker uğurlama töreninde gençler oturmuşlar eğleniyorlardı. Müzik eşliğinde başlayan eğlencenin ilerleyen saatlerinde bir kişinin istediği eserin söylenmemesi tartışmayı başlatıyor ve olay kavgaya dönüştükten sonra silahlar konuşmaya başlıyor.


Bir eserin söylenmemesi miydi kavganın başlangıcı, yoksa gerilmeye giden yolda insanların psikolojik durumları mıydı?


Hoşgörü, sabır ve iletişimsizliğin azalmaya doğru gittiği süreçte böylesi tatsız olaylar yaşanabiliyor.


Kadirli ilçemizde yine geçtiğimiz günlerde yaşanan acı olaya bakıyoruz. Babası tarafından dövüldüğünü söyleyen genç, sinirlerine hakim olamıyor veya baba dayağına dayanamayıp babasını öldürüyor.


Düşünün, babasını öldüren bir genç, baba katili oluyor. Şimdi o genç tutuklanarak cezaevine konuldu, verilecek olan cezasını çekerken geceleri uykuları kaçacak. Gündüzleri kara kara düşünmeye başlayacak. Babasını öldürdüğüne olan pişmanlığı günün birinde kendisini yiyip tüketmeye doğru gidecek.


Eşi ile kavga eden kadın, gece yarısı uyuyan eşinin boğazını kesiyor. Mutfaktan aldığı bıçakla kendisini dövdüğünü söylediği eşinin boğazını kesen kadın karakola, eşi ise hastaneye kaldırılıyor.


Belki de kadına birkaç yıl ceza verecekler, eşi de hastaneden taburcu olacak. Bundan sonrasını düşünmek gerekiyor.


Boğazı kesilen eş, eşini cezaevinde ziyarete gidebilir mi? Diyelim ki kadına ceza verilmedi, bu kez eşi de hastaneden çıktı. Aynı evde yaşayabilmeleri bundan sonrası nasıl olacağı akıllara durgunluk veriyor.


Bir değişik olay olarak olaylara baktığımızda, kocası tarafından darp edilen veya bıçaklanan bir kadının, hastane çıkışında aynı evde birlikte yaşayabilmelerinin durumlarına bakıyoruz.


Kadın eşinden davacı olmuyor, kocası da ceza almıyor. Mahkeme’de, “Eşimdir, döver de sever de!”diye yanıt veren bir kadın, akşam olduğunda aynı evde diğer günlerdeki gibi aynı samimiyetle oturup sohbet edebilirler mi dersiniz!?
komşu kavgaları, aile kavgaları ve eş kavgalarının dışında son yıllarda sık rastlanan “yan bakma” kavgalarına da tanık oluyoruz.


Yanınızdan geçmekte olan birinin sizi birine benzetmiş olabileceği düşüncesiyle bakmış olması “yan baktın” kavgasına neden olabiliyor.


Oysa sizin yan baktığını sandığınız kişi, üzerinizdeki giysiyi beğenmiş olabilir veya yıllardır görmediği bir arkadaşına da benzetmiş olabilir.


Bu düşünceler akla gelmeyip, “bana niye yan baktın?”diyerek tartışan, ardından da kavga çıkaran insanlara ne demeli?


Böylesi davranışların da toplumda barış ve huzur ortamının bozulmakta olduğunu, hoşgörüsüz bir topluma doğru gittiğimizi ortaya koymaktadır.


Bir insan yanınızdan geçerken eli vücudunuza istemeden değmiş olabilir veya birine benzetip bakabilir. Bunun kavga gerektirecek hangi yönünün olduğunu anlamakta zorlanıyorum.


Ancak, toplumun gerginliğini ve hoşgörüsüzlüğünü incelemek gerekiyor. Sevgi ve saygıdan, inanç ve imandan uzaklaşıyor muyuz, yoksa birileri toplumu bu değerlerden uzaklaştırmaya mı çalışıyor? Asıl önemli nokta burada yatıyor. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar