İnsanların ölümüne neden olmak veya öldürme olayı karşısında katil veya katiller aranır. Mahkeme karşısına çıkarılıp gereken cezaya da çarptırılır.
Cana kıymak veya ölüme neden olmak için insanların bir anlık öfkeleri yanında, bilinçlerinin o anki durumu ve psikolojileri akla gelir.
“Öfke ile kalkan zararla oturur”deyimini boşa söylememişler. Katil olduktan sonra üzülmek veya özür dilemek giden canı geri getirmez. Yapılan eylemin sonunda nelerin yaşanabileceğini düşünmeden uygulamaya koyarsanız zarar edebilirsiniz. Cana kıymak ise en düşünülmesi gereken ve sonunda da cezasına katlanmayı getiren eylemdir.
Gaziantep’te basına yansıyan bir üzücü haberi paylaşmak istedim sizlerle. Atatürk mahallesi Payam sokaktaki bir apartmanda yaşayan Kaya ailesinin 6 yaşındaki çocukları Hasan Kaya, apartmanın bahçesinde arkadaşları ile birlikte oyun oynarken, üzeri kartonla kapatılmış, 70 metre derinliğindeki kuyuya düşmüş. Bir apartman ve bahçesinde üzeri kartonla kapatılmış, dar bir kuyu, hem de 70 metre derinliğinde.
Düşünebiliyor musunuz, bu kuyu ne için açılmış, kim açmış veya açtırmış. Üzeri basit bir yöntemle kapatılırken buradan bir insanın düşeceği akla gelmemiş mi? İtfaiye ve kurtarma ekipleri kuyuya inemiyor, ip bağlı bir kancayı 70 metrelik kuyuya sarkıtıyorlar, küçük Hasan’ın oyuncakları çıkıyor ama Hasan’a ulaşılamıyor. Ulaşılmış bile olsa, Hasan çoktan yaşamını yitirmiştir. Gece saat: 24.00’ten sonra kurtarma operasyonu sabaha bırakılıyor. Kaya ailesi öfkeli, çocuklarının cesedini bile göremeyen ailenin yakınları poliste kavga ediyor ve bir polis memuru yaralanıyor. Kurtarma ekipleri evlerine giderken acılı aile kuyunun başında küçük Hasan’ın cesedini beklemeye başlıyor.
Bu acı ve üzücü olayların oluşmasına neden olan kişi veya kişilerin vicdanlarından geçenleri ve yüreklerinin o anki durumunu merak ediyorum. Kazılan bir kuyu, üzeri basit şekilde örtülürken bir cana malolacağının düşünülmemesi kadar aptalca bir düşünce olabilir mi?
Bugün bu haberi Gaziantep’ten okuyoruz. Osmaniye’de böylesi hatalı çukurlar veya kuyular yok mu? Hatalar yapılırken, hatayı yapanlar kadar bu hataları görmezden gelenler veya göz yumanlar da en az onlar kadar sorumlu ve suçlu sayılmalıdır.
Osmaniye’de kaldırımlara otomobillerini parkeden sürücüler, kaldırımlar işgal olduğu için yoldan yürümek zorunda kalan yayaların bir trafik kazası geçirmesi durumunda sorumluluk kime yüklenecek? Otomobilini kaldırıma parkedip bir yayanın kaza geçirmesine neden olan sürücü kadar, bu olaya seyirci kalan ilgililer de sorumlu değil mi?
Çarşı içerisinde bile bazı mazgalların üzerinin açık olduğu, günlerce kapatılmadığına tanık olduğumuz oldu. Tehlikelere karşı önlem alınmasında uyuşuk ve duyarsız davranırken, can veya canlara malolacak üzücü olaylarla karşılaşacağımızı neden unutuyoruz? Ölümler yaşanabilir, ama bile bile yapılan hataların sonundaki ölümleri yaşatanların da affedilmesi zor olur. Saygılarımla…
