Bir Kasım ayının da son günündeyiz, ardından gelecek olan Aralık ile bu yılı da uğurlayacağız.
Hey gidi günler hey!.. 2019 yılını da gerilerde takvim yapraklarının arasına bırakacağız. Geriye dönüp te yaşadığımız yıllarda neler olup bittiğini anımsamaya çalıştığımızda; olumlu-olumsuz olayların hangisinin fazla olduğunu kaç kişi hesap edecektir!?
Özellikle hafta sonlarında sizlerle güzel olayları paylaşmak isterim. Hafta içerisindeki çalışma streslerinizi unutturmak isterim. Kolay değildir gündemi değerlendirmek veya yorumlamak. Sizlerin birkaç dakikada okuduğunuz bu satırların araştır, inceleme ve sütunlara düşmesinin öyle birkaç dakika da gerçekleşemediğini düşünmelisiniz.
Okuyup geçmek, okuma anlamına gelmiyor işte. Bakın Kasım ayı da gerilerde kalıyor, son saatlerini yaşamaktayız. Sonrasında koskoca bir yılı geride bırakıp, yeni bir takvim sayfasını açacağız.
Yüreklerimizdeki tek umut, yeni bir yılın geçtiğimiz yıldaki olumsuz olayları yaşatmaması; daha huzurlu, mutlu, barış içerisinde ve ekonomik anlamda güzel yaşabilmemiz olmuştur ve olmaktadır.
Sokakta karşılaştığımız kime sorsak; “Yeni bir yıldan beklentileriniz nedir?”diye, alacağımız yanıt, yukarıda sıraladığımız beklentiler olacaktır.
Her ne kadar birileri çıkıp ta, insanların yaşam standartlarının iyi, ekonominin güzel gittiğini söylemiş olsa da, yaşayanlar ile, yaşananlar arasındaki farklılıkları bilenlerin bildiği bir gerçektir.
Bazı insanların uzayda, tepemizde uyduları ile cirit attığı bir süreçte, bazı insanların veya toplumların da hala yerde birbirlerini kırdıkları, ekonomileri ile birlikte canları yoketmeye çalıştıklarına yıllardır tanık olmaktayız.
Biz diyenlerin azalmakta olduğu, “Bencillik” eylemlerinin çoğaldığı, insanların birbirlerine karşı hoşgörü ve görüşlerine karşı saygılarının azalmakta olduğu süreçte, silahlarla çözüm arayışların altında yatan gerçekleri anlamak zorundayız.
Kasım ayına veda ederken, ardından gelecek Aralık ayını da geride bırakacağız. Aralık-ta insan ilişkilerinde arayı açmak yerine, safları sıklaştırmaya denesek ne kadar güzel olacaktır!
Kişinin kendisi olması ve başkalarının da varlığını tanıdığı zaman toplumsal huzur ve barış böyle sağlanabilir. “Ben varsam varım, yoksam karşıyım!” anlayışı ile toplumsal barış ortamı sağlanması olası değildir.
Her gün aynı yemeği yerseniz, diğer yemeklerin tadına varamayacağız gibi, günün birinde yediğiniz yemekte aynı tadı bulamayabilirsiniz.
Bugün hafta sonu, çalışmıyorsanız eğer, bugün bir program ayarladınız mı kendinize? Örneğin eş ve çocuklarınızla birlikte bir piknik yapmayı düşünebiliyor musunuz? Ya da arkadaşlarınızla birlikte şiir-türkü sohbeti yapmak gibi bir başka programınız var mı?
Bugün Kasım ayının son Cumartesi, OŞYAD tarafından Kent müzesi’nde düzenlemekte olduğumuz “Şiirini al da gel” etkinliğinin aralıksız olarak 35. programı gerçekleşecek.
35 aydır, yani üç yıl gibi bir süredir şiir ve türkülerle yaşanan birkaç saati yaşamak, aynı ortamdaki insanların birbirleri ile dostluk içerisinde bulunması, işte güzel olan bu… Saygılarımla…