04 Mayıs, 2024, Cumartesi
DOLAR32.34
EURO34.879
ALTIN2393.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kafaya takmak

Bazı olaylar karşısında takıntı olabiliyor insanoğlunun kafasında.

Takıntı aklı zorlayan düşünce olduğu kadar, akıl almaz olayların gelişmesine yol açtığı gibi, algıları da beraberinde getirebilir.

Bazı insanlardaki takıntıların çevresine zarar verdikleri, huzurlu toplumsal hayatı etkilediği görülebilir.

Örneklemem gerekirse; yerel veya merkezi anlamda siyasi iktidarda olan siyasi partiye yakın olmak, ya da eleştiride bulunmak.

Yanlışların bile doğruymuş gibi değerlendirildiği, eyleme geçmeyen konuşmalardaki sözlerin eylemleşmiş gibi kabullenildiği, kendileri gibi düşünmeyenlerin ötelendiği toplumlardaki siyasi anlayış; sadece demokrasiye değil, huzur ve barış ortamına da zarar verir.

Canlı varlıkların DNA testleri birbirine benzemez. Hatta insanların parmak izleri incelendiğinde her kişinin farklı parmak izleri olduğu anlaşılır.

Bu da demek oluyor ki; her insanın görüşleri, bakış açıları ve düşüncelerinde mutlaka farklılıkların olması doğal olacaktır.

Hal böyle iken, kendileri gibi düşünmeyen insanların yaşama haklarına müdahale etmeye kalkışmak ve onları toplumdan uzaklaştırmaya çalışılırcasına sözler kullanmanın doğru olmadığına inanıyorum.

Sevgi ve saygı ile toplumlar huzur ve barış içerisinde yaşarlar. Adalet ise her insan için geçerlidir.

Gücün hakim olduğu, gücü olamayanların “haksız” gibi sayıldığı bir adalet anlayışı toplumları kargaşaya doğru sürükler!

Bir insan, bir başkasını neden “sevmez!?” bu soruyu biraz düşünmenizi öneriyorum.

Sevmediğini söyleyen kişi, sevilmesini istemediği kişi ile arasında “kan davası veya namus olayı” bile bulunmuyorsa, akıllara başka olaylar gelir.

Böylesi durumlarda tek sıkıntı, “Çıkar olayı” olarak değerlendirilebilir.

Son günlerde iktidar partisi sözcülerinin dillerinden “Yeni Anayasa” sözleri duyuyoruz.

Geçmiş yıllarda Türkiye’de halk oylaması yapılarak; “Anayasa’da değişiklik” yapıldığını anımsarsınız!

Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi bugünkü iktidar tarafından halkoylamasına sunularak kabul görmüştü.

Bu günlerde yeniden gündeme getirilen Anayasa üzerindeki değişikliklerin neyi kapsadığı veya amaçlandığını sorgulamak vatandaş olarak hakkımız olduğunu biliyorum.

Günün koşullarına göre “Anayasa” değişikliği yapalım, ama hangi maddelerde ve hangi yenilikler getirilecek!?

Örneğin, siyasilerin seçim öncesi verdikleri sözleri yerine getirmediklerinde, dönemleri bittiğinde “yargı” karşısına çıkacaklar mı!?

Olumsuz bir olay yaşandığında, hayatını kaybeden onca insan ve yaralılar varken; Mahkemelerin yıllarca sürmesi ve tutuklu kimsenin olmaması olayları sona erecek mi!?

Öylesine “özgür bir ülkede” yaşıyoruz ki; Milli Marşımız bile okunurken ‘oturan’ kişilere, Hayatını bu toprakların bağımsızlığı için adayıp; Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızlık yapanlara, seyirci kalınırcasına verilen kararlarla karşılaştığımız bir süreçten geçiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde A Milli Kadın Voleybol takımımız Sırbistan’ı 3-2 yenerek Avrupa Şampiyonu olurken, karşılaşma sonrasında İstiklal Marşımızın okunması ve tüm dünyaya dinletmeleri gururumuz oldu.

Kadınlarımızın bu başarıları ile Türkiye olarak gurur duyarken, yine bu ülkede yaşayıp toprağında yürüyüp, havasını soluyup, suyu içerek yaşayan bazı farklı düşüncelilerin sosyal medyadan yaptıkları olumsuz yorumlara üzülüyorum.

Spor sırasında kadınlarımızın giysilerine takan bazı zatların, ne kadar yurtsever ve insanlara saygılı olabileceklerini düşünüyorum.

Haklı gururumuz Kadın milli takımının başarılarını şu veya bu şekilde olumsuz eleştirenlerin kafalarındaki art niyetleri kendi kaderlerine bırakıyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar