26 Nisan, 2024, Cuma
DOLAR32.463
EURO34.7591
ALTIN2436.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kadın ve şiddet…

Dün “Dünya emekçi kadınlar günü”ydü. Çeşitli etkinliklerle kutlandı.


Kadınların sosyal yaşama katılmaları, kadın haklarının savunulması konularında ve özellikle de kadına yönelik şiddet olaylarına karşı bir insanım.


Aslında, kadınlara ayrıcalıklı değil, erkeklere de haklarının ezilmeden ve eşit olarak uygulanmasını savunuyorum. Ezilen ve horlanan kadının hakları savunulmalı, işyerinde, sokakta, caddede, evde ve tüm alanlarda kadın hor görülmemeli, şiddet görmemeli ve tacize uğramamalı diye düşünen ve savunan biriyim.


Dün Kadınlar günüydü dedim. Gözlerimin önünde yaşanan bir olayı okurlarımla paylaşmak istiyorum. “Kadına şiddete hayır!” diye uğraş verirken, gördüğüm olayı sizlerle paylaştığımda erkeğin mi, kadının mı haklı olduğunu, şiddetin nasıl oluştuğunu sizlerin yorumlarına bırakıyorum.


Akşam üzeri eve gidiyorum, elinde poşetle kapıda bekleyen bir vatandaşın inşaatta çalıştığı giysilerinden belliydi.


Kapı açıldı ve vatandaş evine girdi. Yoluma devam etmek üzereyken bir arkadaşımla karşılaştım, otomobili ile yanımda durdu. Hal hatır soruyor, sohbet ediyoruz. vedalaşmak üzereydik, arkadaşım otomobilini çalıştırıp yoluna devam etmek üzereydi ki, evden bir bağırma sesi duyduk.


Biraz önce evine giren adam sokağa çıkarak elindeki bir kiloluk sıvı yağ şişesini sokağa fırlatıp attı. Ardından kadının bağırmaları, evdeki çocuğun ağlaması ile bir anda irkilmiştik.


Ne olduğunu şaşırmış durumdaydık, çünkü vatandaşın evinin yanında sokakta dururken, bir aile faciasına tanıklık etmiş olacak durumda hissettik kendimizi.


Vatandaş sokağa çıktığında bizi görmüştü. Az önce attığı yağ şişesi patlamış, asfalta dağılmıştı. Ağlayacak gibiydi, yanımıza gelip bir sigara istedi.


Sonra kadın dışarıya çıktı, elindeki poşeti sokağa atarken; “ben de bu getirdiklerini atıyorum. Zıkımın kökünü ye! Ne gün gördüm senin evinde ki! Bana gidip en ucuz yağ, en ucuz zeytin almışsın! Senin kapında gün mü gördüm, defol git bu evden!”


Bu sözleri duyarken kulaklarımın içinde yankılanmanın yanında, ağlayan 4 yaşındaki erkek çocuğun hıçkırıkları birbirine karışmıştı.


Olayın büyümemesi için araya girmek istedik, konuşmak için adamı bir kenara götürüp konuşturmaya başladık. Adam anlatıyordu: “Sabah saat 6’da işe gidiyorum, akşam bu saatlerde yorgun argın evime dönüyorum. Evde yağ, şeker, zeytin bitmiş. Hanım benden zeytin yağı istedi, param çıkışmadığı için ucuzundan ayçiçeği yağı aldım. Zeytinin iyisinin kilosu 12-13 liradan satılıyor. Ben kilosu 8 liralıktan yarım kilo aldım. Bir de küp şeker istemişti, toz şeker aldım. Neymiş efendim yağın iyisinden almamışım. Ramazan ayında paketlerden çıkan kötü yağdan almışım. Kek yapacakmış, o nedenle iki kilo toz şeker, bir pakette küp şeker alacakmışım. Poşeti açar açmaz yorgunluğumu sormadan benimle bunları tartışmaya başladı. Paramın ancak yettiğini söylediğim halde, kaldırdı şeker poşetini yere çaldı. Benim en çok, ‘aldığın yağ, Ramazan kolilerinden çıkana benziyor’sözü oldu. Ben de yağ şişesini alıp sokağa attım. Şimdi ne yapayım, dövsem kadına şiddet uyguladı diyecekler, hatta evime 100 metre yaklaşamama cezası bile alabilirim. Kadın da erkeğinin ekonomik durumunu bilmiyorsa, bağırıp çağırıyorsa, erkeği de düşünmek gerek Allah aşkına!”diye konuşurken, adama verecek yanıt bulamadık. Bilmem sizler bu olayı nasıl değerlendirirsiniz? Saygılarımla…

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar