29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3878
EURO35.1575
ALTIN2324.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kadın emeği

Dünyanın dört bir yanında 8 Mart günü, “Emekçi kadınlar günü” olarak kutlanmaktadır.

Ülkemizdeki kutlamalar bazı gruplar tarafından “Kadınlar günü” ismi ile kutlansa da, olayın başlama ve varoluşuna baktığımızda; “Emekçi Kadınlar” sözünü bir kenara atamayız.

8 Mart gününün kutlanmasını öneren Clara Zetkin, in bu konudaki uluslararası verdiği uğraşı da unutamayız.

Birleşmiş milletler tarafından tanımlanan ve uluslararası bir gün olarak 8 Mart Emekçi Kadınlar günü;  İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.

Olayın yaşanması ve gelişmesi ile kısa bir bilgi vermem gerekirse; 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katılmıştı.

Türkiye’ye gelince, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı.

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya devam ediliyor.

Bazı tanımlamalarda “Kadınlar Günü” sözü kullanılıyor, ama ben  Emekten doğan bir uğraşının ürünü olduğunu vurgulamadan geçemiyorum.

Bugünlere gelindiğinde, çalışan kadınların zor koşulları, ücretlerindeki farklar,  yönetim kademelerindeki sayılar ve benzeri yaşananları da görmek gerekiyor.

Siyasi olarak belli yerlerde bulunan erkeklerin, kadın siyasiler için sözledikleri bazı yakışıksız sözleri duyduğumuzda nefret söylemleri ortaya çıkabiliyor.

Kadın cinayetleri, tacizler ve hala evlenirken söz hakkı verilmeyen kadınların yaşadığı bir ülkeyiz.

Antalya’da keçilerine çobanlık yaparak ailesine destek veren 18 yaşındaki Kader Karamusaoğlu, Spor Lisesini kazanmasının ardından, Okullararası Türkiye turnuvalarına katılarak madalyalar getiriyor.

İzmirli 17 yaşındaki Ceylin Kubalı, tedaviler sonucu kanseri yendi. Eski kod ve kumaş parçalarını değerlendirip el emeği ürünler yapıyor, sattığı ürünlerin gelirini ise İzmir Hasta çocuk evleri  Derneğine bağışlıyor.

Hayatın her alanında ortak yaşamak için varoluşuna inandığımız kadınların, erkekleri de dünyaya getirirken verdiği yaşama mücadelesini akıllardan çıkarmamak gerekiyor.

Öncelikle çalışan, emekçi kadınlar olmak üzere, tüm kadınlarımızın huzurlu, mutlu, sağlıklı yaşayabilmeleri umudu ile günlerini kutluyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar