28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3348
EURO35.0921
ALTIN2308.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Kadın…

Kadın; Anadır, eştir, arkadaştır, sevgilidir, gerektiğinde iyi bir sırdaş, dosttur. Kadın vijdanlıdır, duygusaldır, paylaşmayı sevendir ve sevgi arayan bir insandır.

Bu tanımlamalar değişik biçimlerde sözcüklerde kullanılır. Bugün benim anlatacağım Kadın veya kadınların yaşam biçimlerini, duygularını ve diğer tanımlamalardaki hareketlerini sizlerin yorumlarına bırakıyorum.

Akşam saatlerinde Kıbrıs Şehidi Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu parkının yanındaki kaldırımda yürüyorum. Kaldırımın kenarında 6-7 yaşlarında bir çocuk önündeki tartı aleti ile otururken; “Tartalım mı!?”diye yanandan geçenlere sesleniyordu.

Elinde bir poşet ve kolunda çantası ile oradan geçmekte olan 35-40 yaşlarındaki bir kadın çocuğun yanında durdu, sonra çantasını açarak bir spor ayakkabı çıkardı.

Ayakkabı yeni alınmıştı, çocuğa giymesini isterken, eski ayakkabısın ipini çözmeye çalışan çocuğun yüzündeki sevinci görmeliydiniz! Çocuk kadının kendisine verdiği yeni spor ayakkabını giydikten sonra diğerini de çantaya koyuyordu.

Kadın, eski ayakkabısının yırtık ve giyilmez halde olduğunu belirterek çöpe atmasını istedi.

Çocuk, kadına önce ayakkabı için teşekkür ederken, eline sarılıp öpmeye çalıştı. Gözlerinin içi dolmuştu. Eski ayakkabısını da evdeki kardeşine götüreceğini söylemeye çalışırken bu kez kadının gözleri dolmuştu.

Bir anlık kaldırımda yürürken yaşadığım bu olayın ardından, biraz ileride yine aynı yaşlarda bir çocuk mendil satıyordu.

Bu olayları izlerken çocukların sokakta mendil satmaları, çalıştırılmaları ve benzeri ‘yasaklamalar’ geldi aklıma.

Bu çocuklar elbette küçük yaşta çalıştırılmamalıydı, ancak onların ailelerinin ekonomik durumlarını da bilmek ve öğrenmek gerekiyordu. 

Mendil satan çocuklar, çalıştırılan çocuklar ile ilgili bir takım yasaklamalar getirilirken, o çocukların anne veya babasının çalışıp çalışmadığını da araştırmak yine bu ‘yasaklamayı’ getirenler tarafından araştırılmalıydı!

Bir başka kadına rastladım arkadaşımın işyerinde otururken. Bu kadın 45 yaşında olduğunu söylüyordu. Eşi ile arasında anlaşmazlık bulunduğunu, boşanma davası açabilmek için ücretsiz bir Avukat konusunda yardımcı olunmasını istiyordu.

Arkadaşımın işyerine gelen kadın, o kadar rahat şekilde boşanma olayından sözediyordu ki, iki kız çocuğu olmasına rağmen, o çocukları babaya bırakmayı düşündüğünü, annesinin evinde kalacağını ve babasından kalan maaşla geçinebileceğini anlatıyordu.

Kadının bu kadar eşinden ayrılmaktaki kararlılığını çözmeye çalışıyorduk. Arkadaşıma kadını tanıyıp tanımadığını sormak isterken ne şekilde soracağımı düşünüyordum. Ama konuşmaları dinledikçe bu kadını arkadaşım daha önce görmemiş ve tanımıyordu.

Kadın, evden dışarı çakamadığını, serbest olmak istediğini, arkadaş çevresi edinmekten sözediyordu.

Eşinin otomobili ve evi varmış, hatta 4 bin lira dolayında da maaş alıyormuş. Ama onu gezmeye, eğlenmeye götürmüyor, arkadaş edinmesine izin vermediği için kadın boşanmayı düşünüyormuş.

Kadın’a 2 şahit bulması gerektiğini söyleyen arkadaşımın sözlerine; “Olur mu canım ben istiyorsam Hakim neden boşamayacak ki!”diye yanıt verdi.

Bir evliliğin sona erdirilmesi bu kadar kolay mıydı, veya kadın sözlerinde doğru muydu? Bilemeyiz ama, Ailelerin bu sorunları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yine gündeme getirilecektir. Saygılarımla…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar