Değerli üstad Orhan Veli kanık’ı saygı ile anıyorum. Ne demişti İstanbul için yazdığı şirininin başında; “İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı”
Bugün ise İstanbul’u dinleyenler Orhan veli gibi yapmıyor, gözlerini açıp dinliyorlar ve gelişmeleri izliyorlar. Ey İstanbul, sen neler yaşatıyorsun şu memleketin bütününe!?
31 Mart günü 81 ilimizde yapılan seçimlerin sonunda odak noktası İstanbul oldu.
Seçimlerin sonunda İstanbul yalnız kalırken, geriye kalan illerde yenilenme olmazken, ülkemdeki İstanbul’un dışındaki diğer illerin sayısı Osmaniye’min plaka sayısında kaldı. Ne güzel değil mi, Osmaniye plakası ile Türkiye’de anılmak!..
YSK, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını seçimini yenileme kararı verdiği günden bu yana, gözler boğazın derin suları arasındaki en büyük ilimize çevrildi.
İstanbul denildiğinde insanların aklına boğaz geliyor. Kimine göre mideye giden yoldaki boğaz, kimine göre de iki adayı birbirine bağlayan İstanbul boğazı.
İster insanların boğazını düşünün, isterse İstanbul boğazını düşünün orasındaki tercihleri size kalmış.
Ramazan ayı içerisinde özellikle gıda ürünleri “Ramazan zammından” nasibi alırken, ülkeyi yönetenler İstanbul BŞB seçimlerinin yenilenmesi kararının ardından “kazabilme” telaşına düştüler.
Bu arada Dolar 6.24 Tl’yi görürken, bu yükselişte sanırım “dış güçlerin etkisi” olmalı! Doların yükselmesinde seçimin yenilenmesini gerekçe göstermek belki birilerini üzebilir.
Ona göre yorum yapmak zorunda kaldığımızı aklımın bir kenarından çıkarır mıyım!
Türkiye’deki 81 il içerisinde sadece İstanbul’da ve Belediye Başkanlığı oylarında “kuşkular duyularak” seçimlerin iptal edilmesi olayı biraz düşündürücü olmuyor mu!? Örneğin; İzmir, Mersin, Antalya ve Adana gibi illerde aynı “kuşku duyma” olayı akla gelmiyor da sadece İstanbul’da, o da sadece Belediye Başkanı oylarında oluyor!?
Tüm oylar tek zarf içerisinde toplandığına göre, seçmen kişi; Belediye Bakanı, İl Genel Meclisi, Belediye Meclisi ve Muhtarlık pusulalarını aynı zarfa koydu.
Aynı zarf içerisinde diğer oylar bir kenara bırakılıp sadece Belediye Başkanlığı için “kuşku duyulması” olayı düşündürücü olmuyor mu!?
Tamam, hile ve usülsüzlük var diyelim, o zaman seçimi tamamen yenileyelim, bu daha mantıklı olmaz mı!?
İstanbul seçimleri ülkemin dört bir yanına farklı etkilerle yansıyacağa benziyor. Ümidim o ki, olumsuz olaylar yaşanmaz, siyasiler seçim meydanlarında olumsuz olaylara meydan verecek sözleri kullanmaktan kaçınırlar!
İstanbul’daki seçimler öncesinde hareketli günler ve akla gelmeyecek olaylar, vaadlerle karşılaşabiliriz.
AKP iktidarı, atama bekleyen öğretmen adayları için müjde verebilir! EYT’liler için yeni bir yasa çıkarılması sözleri kullanılabilir! Üniversitelilerin Kredi borçları konusunda yeni bir düzenleme gündeme getirilebilir!
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlüler için “af yasası” çıkarılmasa bile bu konuda etkileyici sözler verilebilir!
En önemlisi de şu anda rafa kaldırılan; İmralı’daki Abdullah Öcalan ve ABD’deki Fettullah Gülen için; “affa benzeyen(!) kanunların çıkarılacağı sözleri bile kullanılabilir! Polisler ve öğretmenler için maaşlarına destek olabilecek maddi yönlerini rahatlatabilecek kanunlar çıkarılabilir veya bu konuda inandırıcı sözler verilebilir!
İktidar İstanbul’u kazanabilme uğruna bunları yaparken, bir de halka bakmak gerek! İstanbul’daki seçmen; kendi boğazını mı, İstanbul boğazını mı düşünür!? Onu anlayabilmek önemli. Saygılarımla..
