20 Nisan, 2024, Cumartesi
DOLAR32.5095
EURO34.7826
ALTIN2499.5
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

“İşçi Bayramı”

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü, bir diğer adı ile İşçi Bayramı, dünyanın dört bir köşesinde olduğu gibi ülkemizdeki bazı il veya ilçelerde de çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Osmaniye’de 1 mayıs günü herhangi bir etkinlik olmadığı gibi, gayet sakin bir ortam yaşanıyordu.

Fabrikalarda ve küçük işletmelerde işçiler işlerinin başındaydı. Ancak kamu kurumlarında çalışanlar için tatil vardı.

1 Mayıs “Emek ve dayanışma günü” yani diğer adı ile işçi Bayramı ise eğer, bu günü de resmi tatil olarak gösterilmiş ise; bu tatilden en çok yararlananlar kamu kurumlarının çalışanları oluyordu.

Osmaniye Organize Sanayi bölgesinde 10 binin üzerinde işçinin çalıştığını öğreniyoruz. Zorunlu olarak kapatılmaması gereken işletmelerin dışındaki fabrikalarda işçiler tatil edildi mi? Yani başta OSB olmak üzere 1 mayıs günü kaç fabrikada işçiler “Bayram tatili” yaptı?

Sokakta dolaşırken konuşmaları dinliyorum, “1 Mayıs güya işçi bayramı, ama memurlar bugün tatil yapıyorlar!”

Bir evde oturuyoruz, ev sahibinin kayını Osmaniye’deki bir kamu kurumunda çalışıyor. Bir mayıs günü mesai arkadaşları ile birlikte Zorkun yaylasına pikniğe gitmekten sözediyorlar.

Ev sahibi ise yarın işe gideceğim, güya benim bayramım, ama memurlar tatil yapıyor, ben çalışıyorum! diye sitemkar konuşuyor.

Osmaniye Belediye Başkanlığının iki ayrı kutlaması bilboartlarda dikkatimi çekti. Bilmem sizler de Musa Şahin Bulvarı üzerindeki Atatürk Ortaokulu duvarının yanındaki yan yana iki ayrı bilboarttaki Belediye’mizin 1 Mayıs kutlamasının birinde “Bayar Bayramınız kutlu olsun!” diye yazarken hemen onun yanında ise “1 Mayıs emek ve dayanışma bayramınız kutlu olsun!” diye yazıyordu.

Anlaşılan o ki, Belediyemiz aynı gündeki iki bayramı birlikte kutlarken, 1 Mayıs’a “Bahar Bayramı” diyenleri de “İşçi Bayramı” diyenleri de kucaklamış oluyordu.

Geçmiş yılları anımsıyorum, eğitim sendikaları bile Cumhuriyet Meydanı’nda toplanır kendi görüşleri kapsamında  basın açıklamaları yaparlardı. Bu sendikalardan biri vardı ki, o zamanlar hükümete muhalefet olma adına “özlük haklar, izinler ve benzeri” istemlerini dile getirirlerdi.

Şimdiler bu sendika yöneticileri sessiz ve suskunluk içerisinde bulunurken, diğer sendika yöneticileri de kendi haklarını dile getirme adına basın açıklaması bile yapmaz oldular.

Bel ki de içinde bulunduğumuz OHAL’den olsa gerek! Ancak, dün bir çok ilde emek ve dayanışma adına haklar istendi, sorunlar dile getirildi!

Osmaniye’de işçiler, memurlar, eğitimciler yaşam koşullarından çok memnun olmalılar ki, bir basın açıklamasını kendi sivil toplum kuruluşlarının binasında bile yapma gereksinimi duymadılar.

Seyirci, verilenlere razı olan bir toplum haline geliyoruz. Nedendir bilinmez ama; bizim halkımızın aklına yerleştirilen İngiliz oyunu; “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” tümcesi ile yaşar haldeyiz!

Kitapçılarda kitapların bulunamadığı, kitapseverlerin ve okurlarının iki haneli rakamı bile geçmediği bir kentte geleceğimizden kuşku duyuyorum. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar