25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5242
EURO34.9846
ALTIN2433.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Irktan değil, Hak’tan yanayım!..

Yeryüzündeki tüm canlıları seviyor ve insanlar arasında milliyet, din, dil, ırk, cinsiyet gibi ayrım yapmadan her canlının yaşama hakkına saygımın olduğunu belirtmek istiyorum.

Düşkünlere yardım etmek bizlerin yaşamının özünde vardır. Suriye’deki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan insanlara kucak açtık, ev verdik, iş verdik ve korumaya çalışıyoruz.

Devleti yönetenlerin bu duyarlı yardımseverliğine vatandaşın şikayeti yok, ama var olan “Haksız uygulama” biçimlerinde tepkileri, sızlanmaları her geçen gün sokakta görmeye başlar olduk.

Bursa’da 51 yaşında ve yüzde 80 engelli raporu olan Feridun İvdil’in, doğum yapmak üzere olan eşi ile birlikte soğuktan korunmak için Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin koridorunda yatıp kalkması olayı yürekleri sızlatmaya yetti.  

650 Tl engelli maaşı ile geçinen bir aile, komşularının verdikleri yemeklerle yaşantılarını sürdürüyor.

Osmaniye’de 52 bin  nüfusu bulan Suriyeli sığınmacılar yaşıyor. Çadırkentteki yaşantıları, yani elektrik ve su giderleri ile konaklamaları gibi gereksinimleri Devletimiz tarafından karşılanıyor. Bu bizim konuksever ve yardımseverliğimiz, burasını anladık.

Çadırkent dışında kalan sığınmacılara kömür yardımı yapılıyor, soğuk kış günlerinde üşümesinler diye. Burasına da sözümüz yok! Ancak geçtiğimiz günler içerisinde bana gelen şikayetler farklı! Köy yerlerine kamyonetlerle devletin verdiği kömürü götürüp torbasını 10 TL’den satma olayları yaşanıyormuş. 

Burada yetkililerin duyarlı olmasını, kömür verilen evlere bir ay sonra gidip sayım yapmalarını, nerelerde tükettiklerini sorgulamalarının doğru olacağını düşünüyorum. 

Kocaeli’de yaşayan, eşi de işsiz olan 3 çocuk annesi Emine A. İş bulamadığı için  intihar etmeye kalkışmış.

Dünkü gazetelerde yine eşleri tarafından öldürülen kadın cinayetleri haberleri vardı. Bu tür haberler ülkemizde yaşanan gerçekleri anlatıyor ama anlayabilenler için birer ders çıkarmasının gerektiğini de anımsatmak istiyorum.

Şu anda kaç gencimiz Üniversiteyi bitirdiği halde işsiz dolaşıyor, evde anne-babasından harçlık bekliyor!? İŞKUR İl Müdürlüğü kayıtlarına göre bu kentte kaç Üniversite ve kaç Lise mezunu iş aramak için başvuru yapmış durumda!?

Ortaokul ve İlkokul mezunlarını buraya katmadan  yıllarca okuyup diplomalarını almış, hatta Öğretmen olması gerekirken ataması yapılmayanların sayılarını düşünebiliyor musunuz!?

Üniversiteyi okurken öğrenciye verilen Kredi yardımı, okulun bitirilmesinin 2 yıl sonrasında geri isteniyor. Okulunu bitiren öğrenciler işe giremeden bu parayı ödeyebilmesi için ailesinin yardımına başvuracaktır. 

Bu tür olaylar göz yaşartıcıdır, üzücüdür ve kişilerin psikolojilerini bozabilir. Böylesi üzücü ve gözyaşartıcı olaylardan uzak kalabilmenin yolu ise, ülkeyi yönetenlerin “Hak ve hukuk” sözlerini söylemekten öte, uygulamaları önemlidir.

Gözyaşartıcı olay deyince aklıma “soğan” geliverdi. Soğan bir anda terör listesine girdirilmek istenircesine eleştiri görürken, üreticiler de  neredeyse “yardım ve yataklıktan” haklarında dava açılma uygulamalarına başlanılmak isteniyordu!

Benim çocukluğumdaki soğanlar, mutfakta bile kesilirken odada gözlerimi yaşartırdı, sanki ağlatırdı. Hatta, eski yıllarda film çekimlerinde ağlama rolünü yapmak isteyen aktörün gözünün önünde soğan kesilir, gözyaşlarının akıtılması sağlanırdı.

Şimdiki soğanlar ne tadı, ne de gözyaşı dökmesi kalmadı. Genleri ile oynanan soğanlar insanları kestikleri için değil, ekip ürettikleri için ağlatmaya başladı. 

“Soğan’dan yana mısınız, Soyan’dan yana mısınız!?” Diye son günlerde tepkiler görüyorum. Esenlikle…
 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar