25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5185
EURO34.9963
ALTIN2433.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

İnsanları güldürmeye çalışıyorlar

Birileri çıkıyor yaşadığı konutun penceresinden sokağa bakıp, karşıdaki binaların renkleri gözlerini kamaştırıyor olmalı ki, içinde yaşayan insanları da mutlu gördüğünü sanıyor.

Birileri çıkıyor, ülkedeki işsizlik oranının azaldığından sözediyor. Birileri konuşuyor: insanların iş beğenmediğini, masa başı iş istediklerini söylüyor. Üniversite öğrencisi, yıllardır iş bulamadığını, KPSS’ye girmekten yorulduğunu ama işe yerleşemediğini söylüyor.

Bolu Adliyesi’nde  temizlik görevinde çalışmak üzere 7 kişi işe alınacağını duyan  1824 kişi başvuru yapıyor. Bunlardan yüzde 25’inin Ön lisans veya Lisans mezunu olduğu öğreniliyor.

Anlaşılıyor ki, Lisans mezunları bile “masa başı” değil, temizlik görevinde çalışmak için kuyruğa girip çalışmak için kayıtlarını yaptırıyor.

Birileri çıkıyor, Sağlık çalışanları “başımızın tacı, onlar zor günler yaşıyorlar!”diyor. Pandemi döneminde, 140’ı Hekim olmak üzere toplamda  385 Sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini öğreniyoruz.

Ekranlarda sağlık çalışanlarının zor koşullarda çalıştıklarını söyleyen diller, onların  ücretlerine destek verilmesi olayına gelince, elleri titriyor!

Birileri çıkıyor, “Andımız”ın okullarda okutulmamasını isteyenlere karşı heybetlice konuşarak; “Andımız’ı okullarda yasaklayamazlar, buna izin vermeyiz!” gibi sözler ediyor.

Olay Meclis’e geldiğinde ise verdiği oyun rengi ile rakip gördüğü, hatta “terörist dediği parti” ile aynı oluyor.

Son olarak karar verildi, okullarımızda “Andımız” okunmayacak. Bazı kişilerin “Atatürkçü” olarak değerlendirdiği Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un  son başvuruları üzerine Sayıştay son noktayı koydu.

Andımızın okullarda okutulması “Irkçılık” olarak değerlendiriliyormuş. Bunu söyleyen iktidarın üst düzeyindeki isimler olarak halkımızın gözlerinin içine baka baka söyleniyor.

“Andımız”ın okunması olayı “Irkçılık” olup olmadığı olayını tartışmak bir yana, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda, İngiliz ajanları tarafından dinimiz üzerinde ve din insanları üzerindeki farklı uygulamalarını düşünmek gerekiyor.

Bugün ise İsrail ve benzeri ülkelerin ajanları tarafından içimize yerleştirilen, hatta önemli mevkilere geldiklerini düşündüğümüz kişilerin sabırla uygulamaları neticesinde, Atatürk’ün anılarının silinmesi için verilen uğraşları takip ediyorum.

18 Mart tarihinin size neyi anımsattığını sormak isterim. “Çanakkale Zaferi” ile ilgili bilgilerinizi tazelemeniz, bu ülkenin nasıl Türkiye Cumhuriyeti haline geldiğini ve  Camilerimizde okunamayan ezanların yeniden nasıl okunmaya başlandığını araştırıp öğrenme zahmetinde bulunmanızı öneriyorum.

Birileri çıkıyor, başka görüşteki insanları dışladığı gibi sade ve tek renkli çiçekleri bahçesinde istercesine sözcüklerle dillerini yoruyor.

Seçim sürecine girildiğinde ise, dün öteledikleri insanlardan destek istiyor ve iktidara gelmeye çalışıyor.

Yazmak; araştırma, inceleme ve olayları yerli yerine koyabilme, hatta araştırma adına zordur. Okumak ise, yazılan olayları okuma eylemi olduğu gibi, buradaki zorluk sadece okuduğunu anlayabilmek ve yorumlamasını başkalarının değil kendi aklı ile yapmaktan geçer.

Öldürülen canlının ölümüne neden olan kurşun ise mutlaka belirlenir, insanlar için manevi anlamda ölümüne neden olanların da tarih sayfalarında yerlerini alacaklarının bilinmesini anımsatmak isterim.

 

 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar