Birileri çıkıp, geleceğimiz için “inançlı gençlik yetiştireceğiz” dese de, namussuz her yerde ve ortamda namussuzluğunu yapıyor.
Bizin toplumumuzun inançlı, saf yürekli ve kişilere inanmalarını kullanan kapitalist düşüncedeki art niyetli insanlar vatandaşımızı rahatlıkla dolandırmayı başarabiliyor.
Kontör dolandırıcılığı olayları hala devam ediyor. Bir telefon gelip banka kartının kopyalandığını nazik bir dille anlatan dolandırıcı şebekenin üyesi, karttaki bilgileri okuyor, kurtarmak için bir banka hesap numarası vererek oraya bir miktar para yatırmasını istiyor.
Bizim saf ve inançlı vatandaşlarımız buna kanarak denileni yapıyor. Ardında o numaraya bir daha ulaşılamıyor.
Kendini Cumhuriyet Savcısı, Emniyet Amiri gibi tanıtanlara da rastlıyoruz. Bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğü vatandaşları sürekli uyarmasına rağmen, bizim insanlarımız kanmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz aylar içerisinde Osmaniye’de bir bayanı arayan dolandırıcılar, bayanın kocasının terör örgütü tarafından kaçırıldığını, kurtarılması için de bankaya 15 bin lira yatırılmasını isterler.
Bayan, telsiz seslerini duyduğunda kendisini polisin aradığını sanarak, bankada ne kadar paralarının olduğunu söyler.
Eşini aramamasını, kimseye bir şey söylememesini isteyen dolandırıcılar bayanı öyle inandırırlar ki, bayan bankaya giderek 15 bin lirayı çeker ve istenilen numaraya yatırır.
Birkaç saat sonrasında eşinin eve gelmesiyle dolandırıldığını anlar.
Kredi kartında biriken para puanları aktifleştirmek için verilen numarayı arayan bir vatandaşa, telefonun karşısındaki dolandırıcı öyle şeyler konuşur ki, inanmamak olası değildir.
Banka kartındaki numaraları, annesinin kızlık soyadını, ev adresini bile okurlar.
Böylesi durumda vatandaş gerçekten bankadan arandığını sanarak olur verir.
Burada düşündürücü bir olay var. Dolandırıcıların banka çalışanları ile ilişkileri mi var diye düşünüyorum.
Çünkü, müşterinin banka kartındaki bilgileri dolandırıcı nasıl ele geçirebilir? Annesinin kızlık soyadını nasıl öğrenebilir? Kartın üzerindeki tüm numaraları bildiğine göre, geriye sadece kullanım şifresi kalıyor.
Bunları bilenler şifreyi de kolaylıkla kırmayı başarabilirler.
Banka yetkililerinin bu konuda çalışanlarının güvenli olup olmadıklarını araştırmaları önem taşıyor.
Özellikle de bilgi bölümünde çalışanların birileri ile işbirliği yapıp yapmadıklarını araştırmaları halinde bankaları hakkında kötü niyet düşünülmeyecektir.
Örneğin bir arkadaşın başına gelen bir olayla ilgili bir bankanın Osmaniye şubesine gittiğimizde, banka Müdürü kendi bankaları ile ilgili ilk kez böyle bir olayla karşılaştıklarını söyledi.
Müşteri hizmetlerini aradığımızda kart iptal edilirken, dolandıran numara ile ilgili de yasal işlemler başlatacaklarını söylediler.
Vatandaşlarımızın her konuda uyanık olmalarının her geçen gün arttığı süreçten geçiyoruz.
Kapitalizmin oyunlarının özellikle inançlı ve saf insanlar üzerinden para kazandıkları ve sömürebilmelerinin kolay olduğunu düşünerek, bilgili ve uyanık olarak yaşamak zorundayız.
Yoksa acılarla yaşamaktan, dolandırıcıların sayılarının artmasına yardımcı olmuş olacaksınız. Saygılarımla…
Bizin toplumumuzun inançlı, saf yürekli ve kişilere inanmalarını kullanan kapitalist düşüncedeki art niyetli insanlar vatandaşımızı rahatlıkla dolandırmayı başarabiliyor.
Kontör dolandırıcılığı olayları hala devam ediyor. Bir telefon gelip banka kartının kopyalandığını nazik bir dille anlatan dolandırıcı şebekenin üyesi, karttaki bilgileri okuyor, kurtarmak için bir banka hesap numarası vererek oraya bir miktar para yatırmasını istiyor.
Bizim saf ve inançlı vatandaşlarımız buna kanarak denileni yapıyor. Ardında o numaraya bir daha ulaşılamıyor.
Kendini Cumhuriyet Savcısı, Emniyet Amiri gibi tanıtanlara da rastlıyoruz. Bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğü vatandaşları sürekli uyarmasına rağmen, bizim insanlarımız kanmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz aylar içerisinde Osmaniye’de bir bayanı arayan dolandırıcılar, bayanın kocasının terör örgütü tarafından kaçırıldığını, kurtarılması için de bankaya 15 bin lira yatırılmasını isterler.
Bayan, telsiz seslerini duyduğunda kendisini polisin aradığını sanarak, bankada ne kadar paralarının olduğunu söyler.
Eşini aramamasını, kimseye bir şey söylememesini isteyen dolandırıcılar bayanı öyle inandırırlar ki, bayan bankaya giderek 15 bin lirayı çeker ve istenilen numaraya yatırır.
Birkaç saat sonrasında eşinin eve gelmesiyle dolandırıldığını anlar.
Kredi kartında biriken para puanları aktifleştirmek için verilen numarayı arayan bir vatandaşa, telefonun karşısındaki dolandırıcı öyle şeyler konuşur ki, inanmamak olası değildir.
Banka kartındaki numaraları, annesinin kızlık soyadını, ev adresini bile okurlar.
Böylesi durumda vatandaş gerçekten bankadan arandığını sanarak olur verir.
Burada düşündürücü bir olay var. Dolandırıcıların banka çalışanları ile ilişkileri mi var diye düşünüyorum.
Çünkü, müşterinin banka kartındaki bilgileri dolandırıcı nasıl ele geçirebilir? Annesinin kızlık soyadını nasıl öğrenebilir? Kartın üzerindeki tüm numaraları bildiğine göre, geriye sadece kullanım şifresi kalıyor.
Bunları bilenler şifreyi de kolaylıkla kırmayı başarabilirler.
Banka yetkililerinin bu konuda çalışanlarının güvenli olup olmadıklarını araştırmaları önem taşıyor.
Özellikle de bilgi bölümünde çalışanların birileri ile işbirliği yapıp yapmadıklarını araştırmaları halinde bankaları hakkında kötü niyet düşünülmeyecektir.
Örneğin bir arkadaşın başına gelen bir olayla ilgili bir bankanın Osmaniye şubesine gittiğimizde, banka Müdürü kendi bankaları ile ilgili ilk kez böyle bir olayla karşılaştıklarını söyledi.
Müşteri hizmetlerini aradığımızda kart iptal edilirken, dolandıran numara ile ilgili de yasal işlemler başlatacaklarını söylediler.
Vatandaşlarımızın her konuda uyanık olmalarının her geçen gün arttığı süreçten geçiyoruz.
Kapitalizmin oyunlarının özellikle inançlı ve saf insanlar üzerinden para kazandıkları ve sömürebilmelerinin kolay olduğunu düşünerek, bilgili ve uyanık olarak yaşamak zorundayız.
Yoksa acılarla yaşamaktan, dolandırıcıların sayılarının artmasına yardımcı olmuş olacaksınız. Saygılarımla…
