29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3878
EURO35.1575
ALTIN2324.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

İnsanlar ve Hayvanlar…

Dünya’nın değişik ülkelerinde benimsenen günler vardır. 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle özellikle Huzurevi’nde kalanlar ziyaret edilir, onların gönülleri hoş edilir. Çeşitli mesajlar yayınlanır ve yaşlılara saygıdan sözedilir.

Emekli olan insanlar da birer yaşlı sayıldıklarına göre, siyasi iktidarlar emekli maaşlarına zam yapılması gündeme geldiğinde nazlanmaya başlarlar.

Her dönemde yaşanan, Milletvekili maaşlarına zam yapılacağı sırada parmakların tamamı kalkarken, emeklierin maaşlarına zam yapılması ise tartışma konusu haline gelir.

1 Ekim Dünya yaşlılar günü nedeniyle yine birdik açıklamalar yapılmaya başlandı, baş tacı yapılan sözcükler kullanıldı.

Seçimlerde onlardan oy istenirken yaşlılar anımsanır, onlar için ayrılan “Gün” geldiğinde anımsanır, ancak toplu taşıma araçlarında yaşlılara yer verilmesi noktasında gençlerimiz yerinden kalkıp ta yaşlıların oturmasını isteme zahmetinde bulunmazlar. (Bu konuda istisnalar hariç)

Emekli insanların, yani yaşlıların maaşlarına zam yapılması gündeme geldiğinde Meclis oturumlarında farklı öneriler getirilir.

Gündem böylelikle gelişir ve bir şekilde sonuçlanırken, eğer seçimler yaklaşmışsa bir de Bayram olayı yaklaşmışsa bir miktar emekli maaşlarına zam yapılır.

4 Ekim günü Hayvanları Koruma günü olarak kabul edilmiştir. Hayvanların korunması denildiğinde onlara zor kullanmama ve darp etmeme olayı başta gelir. Bir de bunların beslenmeleri olayı vardır.

Bazı belediyelerin hayvan barınakları yaptırdıklarını, bazı Belediyelerin doğal yaşamda hayvanların beslenmesi için gıda ürünleri bıraktıklarına tanık olmaktayız.

İnsanların birbirlerini sevip sayabilmeleri için kültür eğitimi önemlidir. Yine insanların hayvanları da sevebilmeleri için kültürel eğitim önem taşır.

Bizim çocukluk günlerimizde saparla kuş avlamaya çıkardık. Gündüzleri avladıklarımız yetmezmiş gibi, geceleri de araç lastikleri veya çıra yakarak ağaçlarda uyuyan kuşları avlardık.

Bir gece arkadaşlarımda kuş avlamaya gitmiştik, eve döndüğümde rahmetli babam bana öyle bir tokat attı ki, hiç unutamadım.

Uyuyan insanlar öldürülemeyeceği gibi, uyuyan hayvanların da vurulmasının ‘günah’ olduğunu söyleyen babamın bu tokadı sayesinde ben geceleri kuş avlamayı bırakmıştım.

Günümüz çocuklarına baktığımızda ise bırakın geceleri avlanmayı, gündüzleri bile çocuklarımız kuşlara zarar vermemek için ellerinden gelen özeni gösteriyorlar.

Osmaniye kent merkezinde kış mevsiminde bahçelerde Karatavuk görebiliyoruz. Kumrular ve Serçe kuşları evlerimizin penceresine konup o tatlı sesleri ile öterek bizleri uyandırıyorlar.

Bizim çocukluk günlerimizde kuşlar bir insanı gördüğü zaman 50 metre bile yaklaşmaktan kaçınıyorlardı. Günümüz çocuklarının bu anlayışları, kuşlara zarar vermemeleri sayesinde cıvıl cıvıl kuş sesleriyle uyanıyoruz.

İnsanlar kuşlarla anlaşabiliyorlarsa, zarar vermekten kaçınıyorlarsa yaşam böylesine güzelse, neden birbirlerinin eleştirilerine tahammül edemeyip zarar vermeye çalışıyorlar? İşte asıl çözümlenmesi gereken sorun burada yatıyor. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar