25 Nisan, 2024, Perşembe
DOLAR32.5027
EURO34.983
ALTIN2436.4
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

İnsan Hakları…

Dün “10 Aralık Dünya İnsan hakları günü”ydü. İnsan haklarına saygı, öncelikle kişinin kendisini saygı göstermesi ile başlar.

İnsanların önce kendisine saygısının olmasının ardından, başkalarına da nasıl saygılı olacağını anlamış olur.

İnsanlara saygı göstermek, onların; hak ve hukukları ile birlikte, emeklerine, görüşlerine, yaşantılarına ve kısacası insan olarak canlı olmasına gereken önemin verilmesi ile başlar.

Bir insan, karşısındaki insanın başarısını kıskanıyorsa, emeğinin üzerinden kendine çıkar sağlarken bile onun varlığını küçümsüyorsa burada öncelikle kendisine bile saygısı olmadığını anlamak olasıdır.

Bir arkadaşım anlatıyordu. Bisikletle yolda giderken aya ayak üzerine atıp sandalyesinde oturan bir din adamına selam vermiş. Din adamı başını kaldırıp arkadaşıma bakmış ama selamına karşılık vermemiş.

Arkadaşım birkaç pedal çevirdikten sonra geri dönüp din adamının önünde durmuş ve neden selamını almadığını sormuş.

Din adamı özür dilemiş, dalgın olduğunu söylemiş. Arkadaşım bu kez; “Benden özür dileme! Allah’ın selamını sana verdim, sen ise almadın. Allah’tan özür dilemen gerekiyor. Senin gibi din adamlarının bulunduğu bir toplumda her türlü melanet yaşanabilir!”diyerek oradan uzaklaşmış.

İnsanların birbirlerine karşı selamlaşması, sohbet etmesi ve birbirlerine yardımcı olmaları güzelliklerle birlikte huzurlu toplumun oluşmasını getirir.

Mesleği veya cinsiyeti, hatta milliyeti ne olursa olsun insanlar birbirlerine ‘insan’ olmalarından dolayı saygılı olabiliyorlarsa sorunlar çözüme doğru gidiyor demektir.

Düşünün; intihar etmek isteyen bir insanı ikna etmeye çalışan polis memuru veya bir başka insanın o anda sözlerini inceleyin. İntihar etmekten vazgeçirmeye çalışılanın yaşama yeniden tutunabilmesi için ikna eden insanın sözleri çok önemlidir.

Hep hümanist yaklaşımlar içerisinde sözcükleri seçerek konuşur. İsteklerinin yerine getirilmesi için sözler bile verir. Yeter ki bu insan kendini öldürmesin, yaşasın diye yapılır tüm bu hareketler.

Savaşlarda bir yandan kurşunlar sıkılır, bombalar atılır ama, diğer yandan yaralıları ambulanslarla hastanelere götürüp tedavilerinin yapılması için uğraşan sağlık görevlilerinin uğraşlarını aklınıza getirin.

Birileri silahla can almak isterken, bir başka insan canların kurtarılıp yeniden sağlığına kavuşması uğraşı içerisindedir.

Savaşlar ve canlara kıyma eyleminin fitilini emperyalist düşünce ateşler. Yayılmacı politikasında doymayan bir anlayışla, sömürgecilikteki genişlemesine sınır koymayan eylemleri ile kendisinin denetimi altında olmayan toplumlara hükmetmek için acımasızca silahlarını kullanan emperyalist anlayışa karşı hümanist düşüncenin daha etkin olması önem taşır.

Emperyalist düşünce de insan haklarından, emeğe saygı ve hoşgörülü davranış beklenemez. Bu eylemleri de yaşatanlar yine insanlardır ama, buradaki insanların anlayışları, görüşleri farklıdır.

Kimler insancıl düşünür, kimler tam dünyada savaşsız ve barış içerisinde bir yaşamın uğraşını verir diye düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen Hümanist düşünenler olduğu görülebilir.

İnsan olarak yaşamak değil, insan gibi ve insanlara saygılı olarak yaşamak en güzel yaşam biçimidir. Saygılarımla…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar