24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5221
EURO34.7878
ALTIN2422.8
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

İnancıma dokunma (İnanç fareleri)

Gündem bir anda Fetö denen ABD’nin yönlendirdiği ve bu ülke adına çalışan bir ajanın gerçekleştirmek istediği, hatta bazı olaylarını gerçekleştirdiği olaylarla meşgul oluyor.

“Bir felaket gelmeden önce önlemlerini almak” varken, felaketin ayak sesleri, hatta kurşun sesleri geldiğinde mi akıllar başa gelecek!?

İnançlar üzerinde yaptıkları duygusal sömürülere izin verilmesinin sürmesi halinde yenileri ortaya çıkacaktır. İnançlar kişilerin kendilerine özgü, Allah ile kendi arasındadır.

Bir takım kılıflar, simgeler ve üniforma tipi giyim kuşamlarla halk arasında gezmek isteyenlerin amaçları “din veya inançlar” için değil, sadece kendilerine bir çevre edinme olayı olarak düşünülmelidir.

Türk milletinin bir giyim-kuşamı vardır, bunlar; ister kadınlar, isterse erkekler için olsun bellidir.

Günümüzde “Osmanlı hayranlığı” bir öncelikli görüş haline geldi. Diğer yandan da yıllardır halkımızın inançlarımızı kullanarak başlarının örtüleri, dini eğitim yuvaları, dershaneler ve öğrenci yurtları ile altında ticari amaç yattığını belirtmeden organize eden bir zihniyete bugün “Fetö” örgütü deyimi kullanılıyor.

Osmanlı’ya hayran olanlara sormak istiyorum; “Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki Padişahların kadınları, Cariyeleri ve diğer saray çalışanları ile halk arasında dolaşan kadınların giyim kuşamlarını inceleyip, araştırdınız mı?

Osmanlı hayranı olanlara bir önerim olacak; Eşlerinizi ve kızlarınızı Padişahların eşleri, cariyeleri veya sarayda çalışan diğer kadınlar gibi giyinmesini sağlayın, ben de o zaman sizin ne kadar Osmanlı hayranı olduğunuza inanayım!

İnandığı dinin kitabını okumadan, birilerinin okuduğunu söyleyerek ve konuşmalarından etkilenerek “kula köle olurcasına” bir yola gitmenin ne kadar cahilce olduğu günün birinde anlaşılır.

Gazetelerdeki bir habere bakalım; “İkinci Murat beni namaza kaldırdı!” bu sözleri Fetö denilen zat, çevresindeki kandırmaya çalıştığı kişilerle sohbetinde bunları anlatırken, onlarda inanmışlar.

Fetö denilen inanç tüccarı soytarı bunları konuşurken; Boynu kravatlısından, ayağı şalvarlısına, Üniversite öğretim görevlisinden, İlkokul öğretmenine, Siyasi parti yöneticisinden, parti üyesine, Hakiminden Savcısına, Emniyet Müdüründen Polis’ine kadar inananların “Akıllarının” o anda nerede olduğunu merak ediyorum?

Doğu illerimizden birinde, kendine çevre edinip inançlı olarak tanıtan sakallı biri varmış. Köyünde herkes onu dinler, dediklerini yerine getirirmiş.

Din ve inanç üzerine görev yapanların midelerine düşkün oldukları yadsınamaz, onlar yemeklerine önem verirler. Seçim sürecine girilince bir aday yörenin önde gelen ismi olarak bilinen kişiyle birlikte geniş bir ailenin evine konuk olmuşlar.

O yörede ‘Şıh’ olarak adlandırılan kişi, çevredeki insanları etkileyecek şekilde konuşmalar yapıp, Aday’a da oy istemiş.

Konuşmaların ardından sofraya oturulduğunda çevredeki insanlar tek dizlerinin üzerinde oturuyor ve ‘Şıh’ın hareketlerini gözlüyormuş.

Odanın içerisinde geniş bir sofra kurulmuş, bu arada Şıh, bir anda çevresine bakarak “Oşt! Oşt!” diye konuşmaya başlamış. Olayı merak eden biri, nedenini sormuş. Şıh; “Şu anda Kabe’nin yanındayım, bir köpek gelmiş, Kabe’nin duvarını kirletmeye çalışıyor, ben onu kovmak için böyle konuşuyorum!”

Yemekler dağıtılır, pilavın üzerinde kavurma et vardır. Ancak, Şıh’ın yemeğinde kavurma et görünmemektedir.

Şıh, önündeki pilava bakar, yanındakilerin pilav üstü etine bakar ve evin hanımına seslenir; “Be kadın, benim pilavıma neden et koymadın!”

Kadın yanıt verir; “Bre Şıh! Sen, Kabe’nin duvarını kirletmeye çalışan iti buradan görüyorsun, ama önündeki pilavın altındaki eti nasıl göremiyorsun!”diye konuşur. Esen kalın.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar