7 Haziran’da yapılan milletvekili seçimleri sonrası, TBMM’nin 25. Dönem Milletvekilleri önceki gün yemin töreni için Meclis Salonunda bir araya geldi.
Bazıları yeni, bazıları ise daha önce Milletvekilliği yapmış olarak Meclis Salonunda yerlerini aldılar.
Yemin edip görevlerine başlamasını beklediğimiz vekiller daha ilk günden birbirlerine sataşmaya başladılar. Oysa seçim sürecinde; “Dostluk, barış kardeşlik” diyerek halktan oy istemişlerdi.
Bizler onları Meclis salonunda daha ilk gün ilk saniyelerde tartışsınlar, birbirlerine sataşsınlar veya Anayasa’yı çiğnesinler diye göndermemiştik.
Genel Kurul’da yemin töreni sırasında Erzurum Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya sıra geldiğinde; bazı CHP ve MHP’li Milletvekilleri. “Anayasa’ya uymayacaksan yemin etme! ‘Anayasa yok diyordun niye yemin ediyorsun, Anayasa önünde!” diye laf attılar.
Bu sırada Ak Parti sıralarından; “Susun!”diye sesler gelmeye başladı. Efkan Ala yemin metnini okurken Geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal, Ala’nın eksik olduğunu belirterek yeniden okumasını istedi.
Ala yemin metni sırasında; “….. yararlanması ülküsünden….” Sözünü atlamıştı. Bu nedenle yemin metnini ikinci kez okumak zorunda kalmıştı.
Basına malzeme olan ve aynı zamanda Milletvekillerinin merak ettiği olaylar da vardı. Örneğin yemin töreni sırasında HDP’li Milletvekillerinin ne şekilde yemin edebileceği, Abdullah Öcalan’ın yeğeni Şanlıurfa HDP Milletvekili Dilek Öcalan’ın yemin etme şekli merak edilen olaylar arasındaydı.
Meraklı gözler özellikle de HDP’li Milletvekillerindeydi. Ak Partili bir milletvekilinin oruçlu olduğunu unutarak önündeki suya elini uzatması, CHP’li bir milletvekilinin yemin töreni sırasında elinin yanlışlıkla değmesi sonucu su bardağını devirmesi oradakiler için sanki birer malzeme oluyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meclis salonuna girdiğinde sadece Ak Partili milletvekillerinin ayağa kalkması, diğer partilerini Milletvekillerinin yerinde oturmaları da yine ilk günden yakışık almıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabul edilse de, edilmese de bu ülkenin Cumhurbaşkanı’ydı. Dış ülkelerde Cumhurbaşkanı olarak ülkemizi temsil ettiğine göre, TBMM yemin töreni salonuna geldiğinde daha ilk günde tepki göstermek doğru bir davranış olamazdı.
Eksikleri veya hataları olabilir, eleştirilebilir de. Henüz Milletvekilliği yemin töreninde ve ilk günde tavır koymak muhalefetlik yapmak değil, Meclis’de gerginlik oluşturma anlamını taşırdı.
Ak partiden yeniden Milletvekili seçilenler ise en azından aldıkları oy sayısını düşünerek ve deneyimli birer Milletvekili olarak yenilerine örnek olmaları gerekirdi.
Bu sürecin bir de Meclis Başkanlığı seçimleri var. Bir siyasi partinin gösterdiği aday, diğer parti veya partilerdeki Milletvekillerinden destek alamazlar ise Başkan seçilemeyeceklerini unutuyorlar mı? Hükümet oluşumu için de aynı olaylar yaşanacağına göre, daha ilk günden gerginlik oluşturmak ve bu ülkeyi çıkmaza götürmek için göndermedik biz o Milletvekillerini Ankara’ya. Her biri bu olayları düşünebilecek bilgi birikimine sahip olduklarını düşünüyorum. Meclis; kavga ve ring yeri olmamalı…Saygılarımla…
Bazıları yeni, bazıları ise daha önce Milletvekilliği yapmış olarak Meclis Salonunda yerlerini aldılar.
Yemin edip görevlerine başlamasını beklediğimiz vekiller daha ilk günden birbirlerine sataşmaya başladılar. Oysa seçim sürecinde; “Dostluk, barış kardeşlik” diyerek halktan oy istemişlerdi.
Bizler onları Meclis salonunda daha ilk gün ilk saniyelerde tartışsınlar, birbirlerine sataşsınlar veya Anayasa’yı çiğnesinler diye göndermemiştik.
Genel Kurul’da yemin töreni sırasında Erzurum Milletvekili ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya sıra geldiğinde; bazı CHP ve MHP’li Milletvekilleri. “Anayasa’ya uymayacaksan yemin etme! ‘Anayasa yok diyordun niye yemin ediyorsun, Anayasa önünde!” diye laf attılar.
Bu sırada Ak Parti sıralarından; “Susun!”diye sesler gelmeye başladı. Efkan Ala yemin metnini okurken Geçici Meclis Başkanı Deniz Baykal, Ala’nın eksik olduğunu belirterek yeniden okumasını istedi.
Ala yemin metni sırasında; “….. yararlanması ülküsünden….” Sözünü atlamıştı. Bu nedenle yemin metnini ikinci kez okumak zorunda kalmıştı.
Basına malzeme olan ve aynı zamanda Milletvekillerinin merak ettiği olaylar da vardı. Örneğin yemin töreni sırasında HDP’li Milletvekillerinin ne şekilde yemin edebileceği, Abdullah Öcalan’ın yeğeni Şanlıurfa HDP Milletvekili Dilek Öcalan’ın yemin etme şekli merak edilen olaylar arasındaydı.
Meraklı gözler özellikle de HDP’li Milletvekillerindeydi. Ak Partili bir milletvekilinin oruçlu olduğunu unutarak önündeki suya elini uzatması, CHP’li bir milletvekilinin yemin töreni sırasında elinin yanlışlıkla değmesi sonucu su bardağını devirmesi oradakiler için sanki birer malzeme oluyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meclis salonuna girdiğinde sadece Ak Partili milletvekillerinin ayağa kalkması, diğer partilerini Milletvekillerinin yerinde oturmaları da yine ilk günden yakışık almıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabul edilse de, edilmese de bu ülkenin Cumhurbaşkanı’ydı. Dış ülkelerde Cumhurbaşkanı olarak ülkemizi temsil ettiğine göre, TBMM yemin töreni salonuna geldiğinde daha ilk günde tepki göstermek doğru bir davranış olamazdı.
Eksikleri veya hataları olabilir, eleştirilebilir de. Henüz Milletvekilliği yemin töreninde ve ilk günde tavır koymak muhalefetlik yapmak değil, Meclis’de gerginlik oluşturma anlamını taşırdı.
Ak partiden yeniden Milletvekili seçilenler ise en azından aldıkları oy sayısını düşünerek ve deneyimli birer Milletvekili olarak yenilerine örnek olmaları gerekirdi.
Bu sürecin bir de Meclis Başkanlığı seçimleri var. Bir siyasi partinin gösterdiği aday, diğer parti veya partilerdeki Milletvekillerinden destek alamazlar ise Başkan seçilemeyeceklerini unutuyorlar mı? Hükümet oluşumu için de aynı olaylar yaşanacağına göre, daha ilk günden gerginlik oluşturmak ve bu ülkeyi çıkmaza götürmek için göndermedik biz o Milletvekillerini Ankara’ya. Her biri bu olayları düşünebilecek bilgi birikimine sahip olduklarını düşünüyorum. Meclis; kavga ve ring yeri olmamalı…Saygılarımla…
