160x600
28 November, 2025, Friday
DOLAR 42.2631
EURO 49.0719
ALTIN 5726.6
Emiyra BAYRAK

Emiyra BAYRAK

Mail: emiyra@medyagazete.com

İlahi Sevgi

   Mantıklı düşündüğümüzde sevgi yaşam gibi bir sanattır. Herhangi bir sanat dalını öğrenmek için ne yapıyorsak sevmeyi öğrenmek için de aynı şeyi yapmamızın gerektiğini kendimize duygularımıza mantığımıza yerleştirebilirsek sevmenin provaları içinde bir hayat yaşarız.

Sevgi özlenilen bir şeyken, başarı, ün, güç hep sevgiden daha önemli sayılır. Tüm bunları elde etmek için her şeyi yaparız.

Sevgiyi öğrenmek içinse  hiç bir şey. Birbirimizi sevmek için saymak gerekir karşı tarafın neleri sevdiğini bilmiyor isek öğrenme gayretinde bulunmadan senelerini sevmeden geçiren insanları dinliyoruz. 

Zaman zaman hani derler ya sevginin “S” sini bile anlamıyorlar gibi.

Sevgi, edilgen bir olay değildir; bir şeyin içinde olmaktır. Sevgi vermektir, almak değildir.

Tıpkı her şeyde olduğu gibi, sabır, disiplin, üstüne düşme, ilgi ve yoğunlukla sevgiyi yaşayabiliriz. Sevginin varolabilmesi için sevgi alçak gönülüllük muhabbet ve akıl ister.

Sevmek kalp işidir, evet kalp işidir de sevilmek kendini sevdirmekte zeka işidir.

Şunca sene yaşadığım hayat tecrübemle bunları söylüyorum. Güler yüz tatlı dille sevilmeyecek nede sevdirilmeyecek insan yoktur yer yüzünde.Buna ilahi  hikmet denilir. Çünkü ilahi bir sevgiyle sevmemiz gerektiğini bilerek bu yola baş koymuşuzdur. Seven sevsin sevdirsin birbirimize bizleri dualarıyla mevlaya dualarda bulunuruz.

Unutmayın! Sermayemiz sevgi ve azmimizdir Malzememiz güler yüzümüz ve tatlı dilimizdir. Çünkü her insan malesef sevemez... Sevmek sanattır.

SEVMEK BİR SANATTIR
"Atılacak ilk adım sevmenin de tıpkı yaşamak gibi bir sanat olduğunu kabul etmektir; müzik, resim, maranguzluk, doktorluk, mühendislik gibi başka herhangi bir sanatı öğrenmek için ne yapıyorsak, sevmeyi öğrenebilmek için de aynı şeyleri yapmamız gerekir." Evet sevmek sanattır, çünkü sevgide emek vardır. Hani papatyaları koparır seviyor sevmiyor oyunları oynardıkya seviyorla başlar sevmiyorla bittiğinde çığlık atıp yenideb başlardık taaki seviyoru getirene kadar.

SEVİLMEYE ANNELERİMİZİN KARNINDA BAŞLAMIŞTIK 
Çocukluğumuzdan ya da en başı olan bebekliğimizden başlamadıkmı sevilmeye annelerimizden mesela. Hareket edip tekmeledikçe mutluluğundan karnı evet karnı okşarken yavrusunu okşuyan anneler gibi ve biz bu sevgiyi ceninken hissettik subhanallah. Ne zor bir imtihandır ki Hz. Muhammed, cenneti annelerin ayakları altına serebilen hadisini sunmuştur onlara. En saf ve en temiz duygular analık duygusudur. Ve sevginin koşulsuz sevginin en büyük örneği olan verme edimi de buradan doğar. Çocuğun büyüyüp geliştikçe sevgiden, ilgiden doyum almasını, birçok şeyi artık fark edebilir kıvama gelmesini sağlar. Nesnelere isim vermeyi, dokunmayı, soğuğu sıcaktan ayırabilmeyi, ana kucağının sıcak, yerin sert, kağıdın hafif olduğunu öğreniriz.

Babalarımızın şefkatiyle yolumuzun masal dünyası gibi çiçeklerle süslü olduğunu düşleriz  ve zaman böylece sürüp giderken sevginin lezzetiyle sevilmenin sevginin doruğuna yükseliriz. Görgümüz icabıyla hayatımızı müdavim ederken, zamanla sorumluluğumuzun olduğunu anlarız, beraberimizde yürüyecek kişilere hürmetle yaklaşıp saygı göstermeliyizki bizler o saygıyı sunduğumuz sürece, diğer insanların da bizlere yaklaşımı öyle olacaktır, hiç şüphe etmeden öyle olmalıdır deriz sevgimizi takdim ederken.

Sevgiyle tebessümünüzü esirgemeyerek  gerekirse bilgimizi tecrübelerimizi paylaşmalıyız olumsuzluklar karşısında. 

Kişinin kendi yaşamını, mutluluğunu, gelişmesini, özgürlüğünü olumlamasının kökleri, onun sevebilme yetisine bağlıdır. Eğer bir kişi üretken bir biçimde sevebiliyorsa o kişi gerçekte kendini de seviyor demektir.

O halde hayatı sevmenin sırrı, beraber yaşadığımız şu evren içinde önce insanı sevmek ve anlamaktan geçiyor. Ortak bir paydada buluşup, hayatı yaşanılır kılmak hepimizin elinde değilmidir...

Yeter ki sevebilme yeteneğinden yoksun kalmayalım.

PEYGAMBERİMİZ (sav)
Seven, sevdiğini söylesin
Abdullah bin Serces radıyallahu anh, bir gün Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme:

* Ben Ebu Zerr radıyallahu anhı seviyorum, demişti. Peygamberimiz:

* Bunu kendisine bildirdin mi? diye sordu.

* Hayır, diye cevap verdi Abdullah radıyallahu anh. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

* Öyleyse onu haberdar et, buyurdu. Abdullah radıyallahu anh, bu tavsiye üzerine kalkıp Ebu Zerr radıyallahu anhın yanına gitti ve ona:

* Ben seni Allah için seviyorum, 

YAEBU ZERR...
Bende sizleri Allah için seviyorum.
Sevip sayanlarınız ve sevip saydıklarınız daim olsun arkadaşlar.

MEKKENİN KOMŞUSU

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar