28 Mart, 2024, Perşembe
DOLAR32.3329
EURO35.0539
ALTIN2281.2
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

İkinci KEZ

Bugünkü köşe yazımı, güncelliğini koruması nedeniyle 13 nisan 2013 tarihinde yayınladığım bu köşemdeki aynı yazıyı bir kez daha  sizlerle paylaşmak istiyorum.


TIRNAK MAKASI


Ucu oldukça keskin, uzamış tırnakları kesmeye yarayan tırnak makasını bilirsiniz. Tırnak makası ile parmaklardaki uzamış tırnaklar kesilir, parmak makası ile nelerin kesildiğini düşündünüz mü?


Parmak makasını bilenleriniz veya görenleriniz var mı? Şaşırdınız değil mi? Tırnak makası  olur da, parmak makası olmaz mı? Elbette parmak makası da vardır ve parmağın gösterdiği yerde sarsıntılar oluşturur, adamı oturduğu yerden alıp bir başka yere uçurabilir.


Tırnak makası ile sadece tırnak mı kesilir, makasının ucunun kavrayabildiği başka işlerde de kullanılır. Ama tırnak makası ile sünnet yapamazsınız. Sünnet deyince aklınıza bildiğiniz sünnet gelmesin. Soğanın yeşilinin üst bölümüne de sünnet denir. Yemeğin tabakta kalan son tanelerine kadar ekmekle sıyırıp yemeye de sünnetlemek denilir. Tarlada toplanan pamuk veya yer fıstığının geride kalan son kalıntılarını toplamaya da sünnetlemek denir. Yani sünnet denildiğinde aklınıza hemen muziplik gelmesin diye bunları aktarmaya çalıştım.


Tırnak makası ile sünnet yapılmaz ama, parmak makası ile sünnet yapılabiliyormuş.


Nasıl diye meraksalmış olmalısınız. İstemediğiniz veya size ters olarak düşündüğünüz birini, işaret parmağınızla gösteriyorsunuz ve onu hedef haline getirip koltuğunda sarsıntı oluşturabilecek bir anlayışla yer değişikliği yapıyorsunuz.


Mehmet Ali Erbil gibi işaret parmağınızla  birini gösterirken parmağınızı daire çizercesine de yapabilirsiniz, dik olarak ta tutabilirsiniz, o sizin bileceğiniz iş.


Yıllardır alın teri ile çalışıyor, koltuğuna da işine de alışmış, geçinip gidiyor. Günün birinde hafiften esen rüzgar bir süre sonra yerini fırtınaya dönüştürünce altındaki koltuk denizdeki sandal gibi sallanmaya başlıyor. Günün birinde de koltuk elden gidip, kendisini ayakta çalışabilecek bir ortamda buluveriyor.


Dün karşılaştık onunla, her gördüğümde başını bulutlara kaldırıp yürüyen adam, süt dökmüş kedi gibi kaybettiği bir eşyayı ararcasına  yere bakarak yürüyordu. Selam verdim, başını kaldırıp yüzüme bakmaya cesaret edemedi. Ben yüzüne baktığımda kızardı, renkten renge girdi ve neredeyse utancından kalbi duracak gibi oldu.

 
Koltuğunda otururken insanlara yaptıklarından utanıyordu, toplum içine girince kimsenin kendisini önemsemediğini gördüğünde utancından ayakları birbirine dolaşırcasına yürüyordu.


Hal ve hatırını sormak istedim, gözlerime bile bakamadan, ayakkabısının ucu ile bir yandan toprağı karıştırıyor, bir yandan da ayakkabısın ucuna bakarak yutkunarak konuşmaya çalışıyordu.


-“sünnet ettiler beni, hem de kör bir bıçakla!”diye başladı konuşmasına. Merak ettim, bu nasıl sünnetti, nasıl kör bir bıçaktı.


Moral olsun diye söze farklı başladım, “Sen bu güne kadar sünnet olamamış mıydın,  yani sünnetsiz mi yaşıyordun da yeni sünnet ettiler!?”


Bu esprim karşısında adamın yüzü pancar gibi oldu, bir süre daha yutkunup; “öyle bildiğin sünnet değil, koltuğumdan ettiler. El yüzüne bakamaz duruma düştüm, onu demek istiyorum”dedi.


Adam zaten yıkılmıştı, üzerine ben de espri yaparak moralini bozmak istemeden yanından ayrıldım. Sonra düşündüm, parmak makasının neler yapabileceğini akıllardan çıkarmamak gerekiyor. Aman ha dikkat, parmakçılar makaslarını her an her yerde kullanabilir. Saygılarımla…

 

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar