Yeni bir yılın ilk haftasını gerilerde bıraktık. Komşularımızdan İran’da halkın sokaklara dökülmesi, olayları yaşanırken karşı eylemlerle halkın ayaklanması şimdilik durulur gibi oldu.
İran halkının isteklerinin neler olduğuna bakarken, olaylara ABD’nin işin içine girmesi olayları da düşündürücü olarak karşımıza çıkıyor.
İran halkının son yıllarda yoksulluk çekmesi gerekçesi ile insanlar sokağa dökülürken, olayların içine ABD’nin girmesi Ortadoğu’da önemli gelişmeler ve karışıklıklara olanak sağlamak olarak düşünülebilir, düşünülür de!
Yine komşumuz, hatta yavru vatan KKTC’de seçimler yapıldı. Tek başına hükümetin kurulması yönünde sonuç çıkmadı. KKTC’de seçim barajı yüzde 5 olarak uygulanıyor, hal böyle olunca 50 sandalyeli Meclis’te 16
Milletvekili alan siyasi parti Hükümeti kurabiliyordu. Ancak sandıktan böyle bir sonuç çıkmadı, gözler ortak hükümet oluşmasına dikilmiş durumda.
Önümüzdeki aylar içerisinde Kıbrıs Rum kesiminde de Başkanlık seçimleri yapılacak. KKTC’deki seçimlerin ardından gözler bu kez Güney Kıbrıs’taki Başkanlık seçimlerine çevrilmiş durumda.
Kıbrıs Rum kesimindeki seçimlerin sonunda Kıbrıs sorunu yeniden masaya yatırılması yönünde görüşler yeniden gündeme gelmeye başladı.
Hafta sonu Osmaniye’mizin düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladık.
Vatan topraklarının işgal kuvvetlerinden kurtuluşunun yıldönümünü kutlamak, o anki duygularla şehitlerimizi anmak insanların yüreklerinde ve gözlerinde farklı duyguları da oluşturuyordu.
Komşularımızdan sözederken Suriye’deki son gelişmelerle ilgili haberler izlemez olduk. Ne oldu Suriye’de sular duruldu mu, Esat ile yapılan görüşmeler, oradaki yaşanan olumsuz olaylar medyaya yansımaz oldu.
Son zamanlardaki bizim hedefimizde ABD var. Yüksek sesle esir gürlemeler, nota vermelerle gündemdeki haberleri izliyoruz.
Ekonomik anlamda halkımızın içindeki sıkıntılar bir noktada unutturulmaya çalışılıyor. Ülkemizdeki milyonerlerin sayıları artarken, açlık sınırının 1879 liraya yükseldiğini öğreniyoruz.
Kırsal kalkınmaya destek verdiğini söyleyen iktidar yetkilileri dinliyoruz, Avrupa ülkelerinde bile bizim ülkedeki kadar Köylüler desteklenmiyormuş!
Köylülerimizi dinliyoruz, tarladan bir lira çıkardıkları ürünleri satmakta zorluk çekerken aynı ürünün vatandaşın eline geçmesi sırasında 5-6 liraya yükseldiğinden sözediliyor.
Tarımın desteklendiği söylenirken, hayvancılık can çekişiyor; dışarıdan et alıyoruz. Hayvan yemi olarak kullanılan samanı Bulgaristan’dan alıyoruz. Bilinçsiz avlanma nedeniyle Hamsi Rusya yönüne doğru kaçtı.
Motorinin litresi 5 lirayı geçti. Döviz yükseliyor akaryakıt zamlanıyor. Çiftçimizin tarlayı sürebilmesi için traktörüne litresi 5 liranın üzerinde motorin alırken, lüks yatlarda mazotun litresinin 1.8 lira olduğunu öğrenin çiftçimiz doğal olarak tepki veriyor.
Türkiye’de ekonominin yüzde 11 oranında büyüdüğünden sözedenleri anlamaya çalışıyorum!
Vatandaşın maaşına tek haneli zam yaparken, tüketim ürünlerine de çift haneli zam yaparak ekonominin büyüğünü hesap etmenin mantığını anlamaya çalışıyorum!
Bizi yönetenlerin mutlaka bir bildikleri var ki, gözlerimizin içine baka baka, ekonomik büyümeyi gururla söylüyorlar! Biz ise…. Mutlu günler diliyoruz…