29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3923
EURO35.1017
ALTIN2326.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

İki olay, iki dram

Bugün iki farklı olayla sizleri tanıştıracağım. Biri Adana, diğeri Mersin illerimizde yaşanan dramlardan sözedeceğim.

Adana’nın Çukurova ilçesinde bir gece konduda yaşamakta olan 48 yaşındaki Nuri Emek’in  engelli aracı bir gece çalınmış. Engelli aracının çalınmasındaki olay nedir diye düşünmeyin. Nuri Emek, 20 yıl önce damar tıkanıklığı nedeniyle  ayakları diz altından kesilmiş. İki ayağı da kesik olan vatandaş koltuk deynekleri ile yaşama tutunmaya çalışırken bıçakla yaralama olayına karıştığı için, Mahkeme bedensel engelli olmasını göz önüne alarak 42 ay adli kontrol cezası vermiş. Emek günlük olarak Denetimli serbestlik Müdürlüğü’ne gidip imza atabilmesinin  kolay olması açısından Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca akülü engelli aracı verilmiş.

Nuri Emek 2 Kasım sabahı kalktığında akülü aracının çalındığını anlayınca burada yeni bir dram yaşamaya başlamış. O gün imza atmaya gidemeyen Emek olayı Polise bildirmiş. İmza atmaya gidemeyen Nuri Emek için şimdi Cezaevi’ne götürülme tehlikesi ile karşı karşıya gelmiş durumda.

Bir diğer olayı paylaşmak istiyorum, bu olay ülkemizdeki kanunların işleyişi ve insanların sorunlarının ne ölçüde çözülebildiğini ortaya koyuyor.

Mersin’de yaşamını sürdüren 25 yaşındaki Seda Temetaş, 4 çocuk annesi. Kimliği ve nüfus kaydı olmadığı için, 8 yıldan bu yana  kaydını yaptırma mücadelesi veriyor.

Nüfus kaydı ve kimliği olmadığı için resmi nikah kıydırmadan evlilik yapan ve 4 çocuk dünyaya getiren Seda’nın kaydının yapılması için  doğum raporu isteniyormuş.

Genç kadın; “Annem ile babam ayrılınca nüfusa kaydedilmemişim. Bu güne kadar da hiçbir devlet dairesinde işim olmadı. Nüfus kaydımın yapılması için  tüm istenen evrakları verdik, şimdi de doğum raporu isteniyor. Benden istenilen doğum raporu 25 yıl öncesine dayanıyor, bu raporu nereden bulabilirim!?”diyor.

Son sözler önemli aslında, doğum raporunun istenmesi olayında kanunun gerekli kuralları açısından istenebilir. Ama, doğum raporunu bebek değil, anne-babası veya en yakın akrabalarının doğum yerine göre bilebileceğini anlamak gerekiyor.

SedaTemetaş 25 yıl öncesindeki doğum raporunu bulamaz, bu olası da değildir. Çünkü, hastanede doğmuş ise o hastanenin adını bilemez, mahalle de doğmuş ise onu da araştırması gerekir. Doğum yaptığı hastane ise 25 yıldır o rapor bu günlere kadar saklanmış olmayabilir.

Ülkemizin gelişmiş kentlerinden Mersin gibi bir ilimizde 2015 Türkiye’sinde insanlar hala kimlik sorunu yaşıyorlarsa siyasetçilerin kürsülere çıkıp ta konuşmaları beni derinden düşündürüyor.

Bu insan yaşıyor mu, annesi- babası ve diğer en yakın kan bağı olan insanları kanıtlıyorsa bunun bir kimlik sahibi olmamasında sakınca nedir? Bu kadına kimlik verilmiyor ama o 4 çocuk nüfus kayıtlarında nasıl işlem görüyor. Yani Anne-Baba hanesine ne yazılıyor. Bu çocuklardan okula gidenlerin kayıtları nasıl yapılıyor?

Bugüne gelirsek, 25 yaşındaki bir kadının evlendiği yılı tahmin edelim ve 13 yıldır Türkiye’de çağ atlamaktan sözeden bir iktidarın sözcülerinin sözlerini anımsayalım. 4 çocuğun annesi olurken, doğumlarda bulunan sağlık görevlileri ve bu çocukların kimliklerini aklınıza getirin. 8 yıldır kimliğine kavuşmaya çalışan bir kadın var ortada. 13 yıldır da aynı siyasi parti iktidarı yönetiyor Türkiye’yi. Bu tür olaylarda sorunların çözümünü ben yapacak değilim her halde!.. Saygılarımla…


Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar