160x600
28 November, 2025, Friday
DOLAR 42.2631
EURO 49.0719
ALTIN 5726.6
Emiyra BAYRAK

Emiyra BAYRAK

Mail: emiyra@medyagazete.com

İğneci Sebahat Teyze

Oyun oynarken öylesine kendimizden geçerdik ki; üstümüzün başımızın terden sırılsıklam olduğunu ancak evde soyunup dökünürken farkına varırdık…
 
Yine oyun dolu bir günün gecesinde ateşlenmiş, öksürük nöbetine tutulmuştum nefes almakta zorlanıyordum. Göğsümde müthiş bir ağrıyla sabahı zor ettim. Çok sevdiğim kahvaltı sofrasına halsizlikten elimi bile sürememiştim, bir bardak ballı süt içerek yatağa geri kendimi zor attım ama öksürük nöbeti yeniden başladı…

Eskide doktor amcalar  eve gelirlerdi muayeneye. Tabiki hemende iğne yazarlardı,  doktor ilk  iğneyi  kendi eliyle vurur giderdi tabiki ozamanlar adını  bilmediğim ilacın penesilin olduğu sonraları öğrendim. Diğer kalan iğneleri vurmak için şekermi şeker yaşlı bir sebahat teyzemiz vardı mahallemizde siyah çantasında şırıngasının kutusu ve maşası vardı şimdilerdeki gibi birkereliğine kullanılan iğneler yoktu. Şırınga demişken gencler pek bilmezler. Eski cam şırınga.
Öncelikle enjektörlerimizden başlamak istiyorum.

Eskiden şimdi kullandığımız gibi kullan at plastik enjektörler birkeriliğine kullanılan iğneler yoktu.  hemşireler sürekli bu cam şırıngaları sterilize ederlerlerdi. İğneler değiştirilse bile çoğu zaman kaynatmak sureti ile körelene dek kullanılırdı. Ve tabiki sebahat teyze gelir gelmez hemen küçük tüpü isterdi yanında  birde tası vardı çinkodan, şırıngasını ve iğneyi kaynatırken beni   kafaya almaya başlardı bile.

Bende çocukluğun verdiği korkuyla, açıtıcakmısın dediğimizde zinhar acımıyacak derdi  yaşlanmış elleri hala aklımda parmağını bir sağa bir sola sallayarak, saçları bembeyazdı gözlerinde kayma olduğu için gözlükleri vardı sesinin tonu okadar harikaydıki pamuk sesli hemşire derlerdi mahalliler, bebekken çocuk felci geçirdiği için ayağıda engelliydi.

Sebahat teyzemin hareket etme olurmu yoksa ayağınız benim gibi olur derdi. İlacı iğneye çektiğini hiç göstermezdi. Hadi bakalım bi bakayım neresi agrıyormuş diyerek iğneyi saplayacağı yeri saptarken canım benim güzel bebeğim balım güzelim nazlı kuşum diye nazlayıp severken elini biryere bastırarak salladığını hissettiğimde, hadi  kalk aşkım derdi yani onun güzel sözlerinden mest olmuş halde yüz üstü yatarken iğnemi çoktan vurmuştu bile.

Büyüdüğüm mahalledeki arkadaşlarımda hatırlar şayet yazımı okurlarsa. Okuduğum Bozkurt ilkokulunun hemen yanındaydı evi tüm meyvelerinin mevcut olduğu ve rengarenk  çiçeklerin olduğu bahçesi vardı, okul dönüşü bazen uğrardım bahçede olduğunda  beni saçlarımı sevmeden ve tabiki kulağımın arkasına bir çicek koymadan hiç ayrılmazdım yanından, birtanede anneme götürmem için gül verirdi anneler gülleri sever unutma derdi.

Oysa kendisi hiç anne olmamış evlenmemişti ama biz mahallelinin çocuklarını kendi çocukları gibi öpüp koklardı sebahat teyzem. Okadar zaman geçtiki bu yazdıklarımın üzerinden  kendisi çoktan Allah’ın rahmetine kavuşmuştur  bile mekanı cennet olsun.

Herhangi bir akademik formasyonu olmadığı halde ikâmet ettiği çevredeki hastalara iğne yapma işini üstlenmiş, elinde siyah, kalıplı, üstten açılan, uzunca bir malzeme çantasıyla gezen ve genellikle eskiden her mahallede bulunan bir enteresan meslek grubuna dahil insanların genel adı. Bu gün bu harika kurtarıcılar kırsal kesimler de dahil olmak üzere tükenmiş ya da tükenmek üzeredir. Şimdilerde her köyde sıhhiyeler hemşireler hatta harika kliniklerle dolup taşan canımızı zinhar acıtmadan tek kullanımlık iğnelerle bizleri iyleştirmek için çaba gösteren tüm doktor ve hemşirelerimize şükranlarımızı arz ediyor ellerine sağlık diyorum.

MEKKENİN KOMŞUSU

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar