Ramazan ayının ilk haftasının sonlarında iftar yemekleri verilmeye başlanır.
Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, özel kurumlar ve hayırsever işadamları iftar yemekleri vererek davetlileri biraraya getirirler.
Verilen iftar yemekleri kent merkezindeki lokanta veya restaurantlar yerine kent dışındaki restaurantlarda verilmeye başlandı.
İftar yemekleri için basın da davet edilir, ancak kente kilometrelerce uzak olan restauranta basın mensubunun kendi olanakları veya arkadaşlarının araçları ile gitmesi istenirken, ayrıca bir araç tahsis edilmez. Basın mensubu iftar yemeğini veren kurum veya siyasi partinin haberini yapacak, kamuoyu ile paylaşacak ama kendi olanakları ile gidecek. Olayın burasını düşünmezler.
Burasını da geçelim. İftar yemeğini verenler ile oraya gelen davetliler yoğun kalabalık nedeniyle aç bile kaldıkları görülmüştür. Yemeğin yetmediğini, davetlilerin tepkileri ve konuşmaları bir başka olay olarak yaşanmaktadır.
Bir başka konuya daha değinmek istiyorum. İftar yemeği verilen restauranta ödenen paranın binlerce lira olduğunu tahmin edelim. Oraya katılan davetliler normal öğünlerinde zaten etli, tatlılı ve diğer güzel yemekleri evlerinde yiyorlar. İftar yemeği adı ile biraraya gelip topluca en güzel yemekleri yerken, o anda evlerinin bir köşesinde bulgur pilavı ile yanında da sulu bir yemek bulabilirse bununla orucunu açanlar akıllara geliyor mu? (şimdi bazıları yine bana tepki göstereceklerdir. Umurumda değil!)
İftar yemeğine harcanan para ile kaç yoksul ailenin ramazanda sağlıklı beslenebileceğini hesap edebiliyor musunuz? İftar yemeğini veren siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları veya özel kurumlar Ramazan ayında verdikleri bir akşamki iftar yemeğine harcadığı paranın onda biri kadar bir yoksul aileye ramazan yardımında bulunmuş mudur?
Ramazan ayının kutsallığından, dayanışmasından ve yardımlaşmasından sözeden konuşmalar yapılır. Bu sözleri konuşanların Ramazan ayı içerisinde kaç yoksul aileyi sevindirdiğini, yardım yaptığını ve dayanışma eyleminde bulunduğunu söyleyebilir miyiz?
Restaurantlara verilen paralar, oraya davet edilen insanların yemeğin yetmemesi ile yaşanan sıkıntıları da düşünelim.
Bu nedenle iftar yemeklerine gitmiyorum. İftar yemeği adı ile her akşam yenilen yemekleri onlar bir kez daha yerken, varoşlarda yaşayan yoksul ailelerin, sokakta bir ekmek için dilenen kadınlar geliyor gözlerimin önüne. Dün akşam bir fırının önünde yaşlı bir kadının el açıp, bir ekmek almasını söylerken gözlerindeki hüznü tahmin edebiliyor musunuz? O kadın ki isterse yalan söylesin, ama bir ekmek parasını isterken avucunu açıp, başını öne eğerken, iftar sofrasında kavurmalı pilavları, tatlıları mideme indirirken benim vicdanım elvermediği için gitmiyorum iftar yemeklerine.
Sanırım binlerce lira iftar yemeği verenler, bunun üçte biri oranında da yoksul ailelerin birkaç günlüğüne sağlıklı yemek yiyebilmeleri için hayırlı bir hizmeti yapmayı düşünürler demek istiyorum.
İftar yemeğine katılan İl Müftümüzün dua yaparken sonunda da böyle bir öneriyi yapmasını ümit ediyorum. Saygılarımla…
