160x600
08 December, 2025, Monday
DOLAR 42.2631
EURO 49.0719
ALTIN 5726.6
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: mustafabardak_555@hotmail.com

İdari (Bölgesel) Özerklik Tartışmalarının Özü

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üniter (tek Yapılı) bir devlettir.

Devletimizin kurucu belgesi olan Lozan Andlaşması ve Anayasamızdaki, "ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük" ilkesi, siyasi anlamda bölgesel özerkliğe izin vermez.

Bunun anlamı, tek bir egemenliğin olmasıdır.

Yani Egemenliğin bölünemez parçalanamaz olmasıdır.

Somut olarak mevcut sistemde, tek bir parlamentoya sahibiz.

Bölgesel parlamentolar kurulamaz. Özerk bölge yönetimleri, üniter yapının bölüntülü hale gelmesine zemin hazırlar.

Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, esas olarak mahalli müşterek ihtiyaçların mahallinde seçilmiş organlar tarafından alınacak kararlar ile çözülmesi demokratik söylemde yükselen bir değer haline gelmiştir.

Bu bağlamda, asıl önemli olan yerel yönetimlerin mali kaynaklarının güçlendirilmesi ve demokratik yapılarının iyileştirilmesi olmalıdır.

Diğer bir ifadeyle, adem-i merkeziyet yönünde yapılacak reformlara ihtiyaç vardır.

Buradaki kritik nokta, "siyasi oluşum" yönünde zemin hazırlama gayretleridir.

Bölgesel idari özerkliğin güçlendirilmesi projesinin ateşli savunucuları, açıkça “federasyon” adı kullanılmasa bile, yerel yönetimler alanındaki demokratik standartların geliştirilmesi hedefini, soft (light) fedarasyon modeli şeklinde bir siyasi kazanım olarak algılama eğilimi sergilemekten vazgeçmelidirler.

İdari özerkliğin siyasi özerkliğe dönüşmesi halinde farklı nitelemeler de olsa, bu adı konulmamış federasyon modeli demek olur.

İşte, bölgesel özerklik tartışmalarının özünü, tam da bu nokta oluşturmaktadır.

Federatif yapı ise, anayasal düzenimiz ve ülkemizin realitesi bakımından savunulabilir bir görüş değildir.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar