160x600
28 November, 2025, Friday
DOLAR 42.2631
EURO 49.0719
ALTIN 5726.6
Emiyra BAYRAK

Emiyra BAYRAK

Mail: emiyra@medyagazete.com

Hz.Hatice’nin Çifte Kefene Sarılması

Hz.Hatice hastalığı şiddetlenince Allah Resulü (s.a.v)’e dönerek;
* Ya Resulallah beni dinlemeni ve vasiyetimi yerine getirmeni istiyorum.
Birincisi; önce sana hakkıyla hizmet edemedim, beni affetmeni istiyorum yâ Resulallah.! dedi.
Allah Resulü (s.a.v);

* “Hayır,asla senden hiçbir kusur görmedim, sen yapman gerekenin en iyisini yaptın, hiç kimse yorulmamıştır senin yorulduğun kadar, sen ki bütün malını Allah’ın yolunda sarfettin.” dedi.
Hz.Hatice Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e, Fatıma (r.a)’yı işaret ederek,ikincisi sana diyeceğim şey şudur ki;

* “Sana o’nu vasiyet ediyorum, o benden sonra garip ve yetim kalacaktır. Hiçbir Kureyşli kadın ona eziyet etmesin, onun yüzünü kimse incitmesin, yüzüne kimse bağırmasın, kötü bir şey söylemesin.” dedi.
Üçüncüsü, ben kabirden korkuyorum, sana vahiy indiğinde giydiğin abayı, onunla beni kabre koymanı istiyorum. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.v) de abasını Hz.Hatice’ye getirir ve bundan epey sevinç duyuyordu.
Hz.Hatice validemiz vefat edince Allah Resulü (s.a.v) bizzat onun cenazesinde bulunuyor, yıkanma ve hazırlanmasında kendisi eşlik ediyordu.
Kefenleneceği sırada, Cebrail (a.s) aniden inmiş...

* Ya Resulallah,Allah’ın sana selamı var, sana en güzel ikram ve dileklerde bulunuyor.
Ve sana diyor ki;

* Ya Muhammed ! Hatice’nin kefeni bizdendir, çünkü o bütün malını bizim yolumuzda harcamıştır.
Böylece Cebrail (a.s) bir kefenle gelerek, dedi ki;

* Ya Resulallah,işte Hatice’nin kefeni, bu kefen Allah Teala’nın cennetten kendisine hediye ettiği kefendir. Böylece Hz.Hatice, önce Allah Resul’ünün abası sarılıyor, sonra Cebrail’in getirdiği kefene sarılıyordu.

Böylece Hz.Hatice iki kefenle kefenlenmiş oluyordu.Biri Allah Teala’nın gönderdiği kefen, diğeri de Allah Resulü (s.a.v)’in verdiği kefen.
Ya Rabbi bizi Hazreti Hatice ( radiyallahu anhuma) hurmetine af eyle Aminnn.

Milâdî 556 yılında Mekke'de doğan Hz. Hatice, Kureyş'in bir kolu olan Benî Esed kabilesine mensuptur. Ölen iki eşi Mekke'nin ileri gelen ailelerinden olup ticaretle uğraşan zengin kişilerdi. Her iki eşiyle olan evliliği kısa sürmüş, onlardan kendisine yüklü miktarda miras kalmıştı.
Ve tarih bunu o kadar güzel isbat etmiştirki tüm varlığını gözünün nuru eşi muhammedül emine tahsis etmiştir. islama davetlerinde Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v.)’in ilk eşi Hz. Hatice (r.a.)’dır. İlk inananlar arasındadır. Müminlerin annesidir. 

Haticetül Kübra..
Hz. Hatice’tül Kübra, Muhammed’ül emin efendimizin temiz, iffetli ve yüce ahlâk sahibi olan ilk hanımıdır. İlk inananlar arasındadır. Müminlerin annesidir.

Hz. Hatice’tül Kübra, Allah’ın selâmına ve Hz.Peygamber’in övgüsüne nâil olacak derecede fazîletli ve şerefli bir kadındı. Hz.Hatice îmanda, sabırda, iffette, güzel ahlâkta, kısacası her yönü ile örnek olan bir anneydi.

Hazreti Hatice (r.a.) edep, afif, nazik ve kibar timsali bir kadındır. Müminlerin annesidir. İslam’a ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ilk inanan kişilerdendir. Resullah (s.a.v)’in en sıkıntılı olan günlerinde her zaman destekçisi olmuş, O’nun arkasında durmuş, sözleri ile onu teselli etmiştir. Her zaman saygıyla, sevgiyle büyüklüğünü göstermiştir. Hizmeti ile gönülleri ferahlatmıştır. Resullah (s.a.v)’in neşe ile
dolu olan bir arkadaşı ve bir dostu olmuştu aynı zamanda. Kendisinden sonra gelecek olan tüm mümin kadınlara her şeyi ile örnek olmuştur.

HİRA MAĞARASI VE TEFEKKÜR
Efendimiz, kırk yaşlarına varmıştı. Yalnızlık ona sevdirilmişti. Kavminin putlara taptığını gördükçe onlardan uzaklaşmak isterdi. Her yıl Ramazan ayında yaklaşık bir ay müddetle Mekke’den çıkar, Hira Mağarası’na giderdi. Orada ibadet ederdi. Tefekküre dalar, Kâbe’yi seyrederdi. Bu gidiş-gelişler esnasında yoldaki ağaçlar kendine selâm verir oldu. Bir takım ışıklar görmeğe sesler duymağa başladı. Bunların cinlerle ve kâhinlerle ilgili olduğunu zannederek korkardı. Zaman zaman bu hallerini hayat arkadaşı ve sırdaşı muhtereme hanımına anlatır ondan teselli beklerdi.
Bir gün annemize şöyle açıldı: “Ey Hatice! Ben ışıklar görüyor, sesler işitiyorum. Ben bir kâhin olmaktan korkuyorum. Allah'a yemin ederim ki şu putlardan ve kâhinlikten nefret ettiğim kadar, hiçbir şeyden nefret etmem.”

VARAKA BİN NEVFEL’İN TAVSİYESİ
 Hazret-i Hatice (r.a.) annemiz, efendisindeki cevheri önceden keşfetmişti. Onun son peygamber olarak vazifelendirileceği günleri beklemekteydi. Hizmetini ve hürmetini ona lâyık bir hanımefendi olarak yapmaktaydı. Onun korku ve endişelerini büyük bir basiret ve anlayışla karşılamış kendilerini teslli ve teskin etmiştir 

HZ. HATİCE’NİN VEFATI
Ebû Tâlib'in vefatından üç gün gibi kısa bir zaman sonra, Efendimizin pâk zevcesi Hz. Hatice de bi'setin 10. yılı, Ramazan ayında 65 yaşında iken, fani dünyadan ebedî âleme göç etti. Namazını bizzat Resûl-i Kibriyâ Efendimiz kıldırmıştır. Efendimiz sav sevgili zevcesini gözlerinde yaş, onu örten kara toprağı uzun uzun seyrettiği rivayet edilir. Ramazan'da hastalanan Hazret-i Hatice (r.a.) annemiz miladî 620 tarihinde Rabbimizin müjdelediği Cennetteki sarayına uçtu. Bedeni Mekke şehrinde kaldı. Hacun Kabristanı’na BİR DİĞER ADIYLADA CENNETÜL MUALAYA defnedilmiştir. Kabrine bizzat Peygamberimiz indirdiği rivayet ediliyor. O tarihte farz olmadığı için cenâze namazı kılınmamıştır  diyede bir rivayet vardır. Rabbim şefaatlerinden mahrum etmesin.
Evet değerli okurlarım dünyada sevdiklerimizden ayrılığı birgün her nefis tadacaktır şüphesiz. Aynı senede onu kollayan seven amcası  Ebû Tâlib’i de kaybeden efendimiz sav O seneye üzüntü, keder yılı manâsına gelen “Senetü’l- hüzün” adı verilmiştir 

Hz. Peygamber’in (s.a.v) eşlerinden sadece Hz. Hatice ve Hz. Mariye’den çocukları olmuştu. Hz. Hatice’den, Kasım ve Abdullah adında iki oğlu, Zeyneb, Rukiyye, Fatıma ve Ümmü Gülsüm adında dört kızı olmuştu. Mariye’den de İbrahim dünyaya gelmişti. Abdullah ve İbrahim hariç, Allah Elçisi’nin tüm çocukları peygamberlik gelmeden önce dünyaya gelmişlerdi. Resul-i Ekrem’in erkek çocuklarının üçü de süt emme çağındayken vefat ettiler.  Allah Resülü’nün kız çocuklarının en büyüğü olan Hz. Zeyneb, Hz.Hatice’nin kız kardeşi’nin oğlu Ebu’l-As b. Rebî ile evlenmişti. İslam’ı kabul etmediği için eşinden ayrılan Zeynep, kocasının Müslüman olmasının ardından tekrar eski eşiyle evlenmiştir. Efendimizin diğer kızı Rukiyye Hz. Osman’la evlenmiş, onunla beraber Habeşistan’a yapılan her iki  hicrete de katılmıştı. Rukiyye’nin vefatından sonra Hz. Peygamber, Osman’a olan sevgisinden üçüncü kızı Ümmü Gülsüm’ü de ona nikahlamıştır. On sekiz yaşında Hz. Ali ile evlenen Fatıma ise Peygamberimizin en küçük kızı olup Allah Resulü’nün vefatından altı ay kadar sonra vefat etmiştir.
Rabbim kendilerinden razı olsun.
MEKKENİN KOMŞUSU

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar