Hazret-i Halîme (r.a.) Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in Süveybe Hâtun’dan sonraki süt annesi. Kâinatın Efendisi’nin çocukluk döneminin yanında geçtiği yumuşak huylu, ağırbaşlı, uysal bir hanımefendi...
Hazret-i Halîme -radıyallahu anh
adı güzel kendi güzel Hz. Muhammed’i-sallallahu aleyhi vesellem- tam iki sene emziren, onun yetişip büyümesinde emeği geçen, onu tehlikelere karşı koruyan ve nur bedeninin gelişmesi, gürbüzleşmesi ve sağlıklı olması için gayret eden, çırpınan bir anne!.. Sabırlı, şefkatli, merhametli davranışlarıyla ve sevgi dolu bakışlarıyla onu yediren, içiren, uyutan, hizmetini gören, büyük bir aşk ve şevk içerisinde
büyütmeye çalışan, emeğini esirgemeyen
Bir süt anneydi.
Süveybe Hatun'dan sonra "Halime" annemizin yanında kalan Peygamber Efendimiz "Hz. Halime"ye "anneciğim, anneciğim" diyerek hitap ederdi. Sırtındaki ridasını çıkarıp altına serer, ihtiyacını gidermeye çalışırdı"
İşte böylesine değerliydi halimeler.
BENİM HALİMEM GİBİ ..
Benim halime bacımda çocuk yaşlarda pakistanın sind şehrinden medineye göç etmiş fakir bir ailenin, iki cihan serveri resuallah efendimizin aşığı bir ailenin küçük kızıydı, medine ehlinin severek büyüttüğü hoş güler yüzlü tatlı dilliydi, Halime’m genç kız olduğunda yine pakistandan gelen amcasının oğluyla evlendirilmişti ben kendisiyle tanıştığımda ikimizinde henüz yeni gelindik. Medineye beşinci ziyaretimde halimeyle kardeş olmuştuk, medineye gitmemi sabırsızlıkla bekler yolumu gözlerdi, sabahlara kadar oturur dertleşirdik. Beraber mescidi nebeviye giderdik, medineye gitmek hem benim hemde onun için bayram olurdu adeta. Yollarımı gözleyen Halimen rahatsızlanmıştı beni en son aradığında seni çok özledim hadi gelmiyecekmisin demiş helallik almıştı, meğerse vedalaşıyormuş benimle nerden bile bilirdim. Türkiye’de olduğum anda vefat etmişti maalesef ona olan son görevimi yapamamıştım fakat onun için dualar edip sadakalar vermiştim. Çok sevdiği çocukken geldiği medineyi münevverede ruhunu teslim etmişti, herdaim bende cennetül bakide defnedileceğim anı bekliyorum derdi. Evet arzuladığı gibide nasip olmuştu cennetü bakinin topraklarında yatmak. Yakişırdı ona efendimizin hemen yanımaşında defnedilmek mekanı cennet olsun.
hemde halime sadiyenin efendimiz sav süt annesinin en yakınında halimeler bir birlerine kavuşmuştu. Hz halime gibi sakin hanfendiydi sabırlıydı, benim halimemde tam bir Türk hayranıydı benim yokluğumda haremi şerife gittiğinde Türklerin yanında oturuyorum onlarda seni görüyorum güzel kardeşim derdi.
Medine ziyaretimde kendisinide ziyarete gittim, yeğeniyle kabiristana kadınların girilmesi yasaktır bilirsiniz biz kadınlar dışardan parmaklıkların ordan dua ederiz mevtalara elf elf selam olsun cennetü baki ehline. Teyzem şurda defen edildi, mezara indirdiklerinde biri erkek digeri kız çocuğunu sağlı sollu beraberinde defnetmişler, mekanın cennet olsun pakistanlı halime bacım. kendisinin iki engelli çocukları vardı biri kız digeri erkek hiç üf demeden şikayet etmeden bakardı onlara doyamamıştı yavrularına. Rabbim beraberinde cennet meleklerini defn etmeyi nasip etmiş. Hicazda bebekle defnedilmeyi çok mübarek olarak görürler cennet melekleri bebeklerin hatırına kabir azamı olmaz derler. Neyse Halime’me ne mutlu sana kardeşim hz halimeye komşu oldun diye dua ediyor ve yavaş sakin bir sesle konuşuyordum kendisiyle vedalaşmak selamlaşmak arasında göz yaşlarımı tutamıyor bak ne güzel dünyadaki çilelerin bitti defninde bulunamadım. Sen benimle helalleşmiştin sanki ölecegini hissedercesine bak geldim işte canım arkadaşım, hakkım varsa helal oksun. Tekrar kendisini selamlamak için ellerimi kaldırdığımda sanki kabrinden beni seyredercesine tebessüm ediyordu adeta. Cennetül bakideki hakiki mekanını almıştı, mekanın cennet olsun kardeşim.
MEKKENİN KOMŞUSU