24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5245
EURO34.8186
ALTIN2423.2
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Huzuru bozmak isteyenler!

Ülkede huzur ve güven ortamından en çok Başbakan Erdoğan sözediyor. İstikrar ve huzur ortamını bozmak isteyenlere karşı ağır sözler kullanan Başbakan Erdoğan’nın konuşmalarını dinlediğimizde hoşumuza gidiyor.


Herkes huzur ve güven ortamında yaşamak istiyor, kimse huzurunun kaçmasını istemez.


Huzur ve güven ortamını kimlerin bozduğuna yönelik şöyle bir araştırma yaptım, beyin jimnastiği yapmaya çalıştım. Montajsız sözcüklerle bu huzur ve güven ortamını kargaşaya dönüştürmek isteyen kişilerden üç örnek vermek istedim.


Başbakan Erdoğan,  Osmaniye’de Bahçeli Meydanı’ndaki mitingde konuştuğu sırada bir vatandaş “Hırsız var!” pankartı açmıştı.


Bu vatandaşın Adana-Seyhan ilçesi AKP üyelik kaydının olduğu anlaşıldı.


Geçtiğimiz günlerde TBMM’de CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yumruk vuran kişinin de AKP üyelik kaydının bulunduğu belirtiliyor.


Cumhuriyet Meydanı’nda Mısır’daki idamlara tepki amaçlı dar ağacı kurmak istediği sırada ipi düğüm yapmakta olan genç; “İdam ipinin düğümünü en iyi CHP’liler yapar” diye konuşan kişinin de AKP Osmaniye Gençlik kolları yönetiminde olduğunu biliyoruz.


Şimdi bakalım. Başbakan’ın mitinginde “pankart açan” kişinin AKP’li olduğunu gördüğümüzde “huzur ve güven ortamını” kimin bozmaya çalıştığını düşünmek gerekiyor.


TBMM’de bir partinin genel başkanına yumruk vuran kişinin AKP’li olduğunu gördüğümüzde “huzur ve güven ortamını” kimin bozmaya çalıştığını düşünmek gerekiyor.


Cumhuriyet Meydanı’nda ip düğümlediği sırada, tartışma oluşturacak ve ortamı gerecek şekilde konuşan kişinin de AKP üyesi olduğunu düşündüğümüzde “huzur ve güven ortamını” kimin bozmaya çalıştığını düşünmek gerekiyor.


Gezi eylemleri sırasında kendisinde hangi yetki görebiliyor veya nereden destek alıyorsa eline geçirdiği satırla eylemcilere saldıran, bir kadına tekme atan kişinin kim olduğunu da unutmamak gerekiyor.


Tüm bunları beyin jimnastiğinden geçirdiğimizde, bu ülkede insanların huzur ve güven ortamını bozmakla uğraş verircesine hareket edenlerin kendilerine çeki-düzen vermeleri önem taşıyor.


Bir ülkede insanların nasıl yaşadığını öğrenmek mi istiyorsunuz? Öyleyse o ülkede insanların nasıl öldüklerini incelemelisiniz.


Günlük gazeteleri okuyanlar bilirler. Ülkemizde insanların ölümlerinin biçimlerini nasıl yorumluyorsunuz? Öylesi cinayetler işleniyor ki, mantığımızı zorlayan, akıllara durgunluk veren ölümleri izliyoruz. Kaybolan bir çocuğun nerede ve nasıl öldüğü veya öldürüldüğü olaylarını yaşıyoruz.


Kavgaların çıkma şekli, cinayetlerin sonuçları, aile içi şiddet ve benzeri ölümlerin biçimlerini düşündüğümüzde “insanlık olarak nereye gidiyoruz?”sorusu akla geliyor.


Bizler dün; Filistin, Irak, Libya gibi ülkede yaşanan olaylara nasıl üzülmüşsek, bugün Suriye’de yaşananlara nasıl üzülüyorsak, Mısır’daki olaylar karşısında yürekler sızlıyorsa, Türkiye’de insanların son yıllarda ne gibi olayların içinde olduğunu da düşünmemiz gerekiyor.


Olaylar, durup dururken çıkmaz, çıkarılmaz. Birileri tetikler, birileri kıvılcımı ortaya atar. Neden ve niçinlerden olayların başlamasını da akıldan çıkarmamak gerekiyor.Bizim ülkemizdeki olaylar yoğunlaşırsa; ne Suriye, Ne Irak, ne de Mısır gibi olmayabilir. Bir konuşurken, iki kez de düşünmeyi öğrenmek gerekiyor. Esenlikle…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar