29 Mart, 2024, Cuma
DOLAR32.3752
EURO35.0414
ALTIN2325.3
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Hırsızlık ya da çalmak

Bir zamanlar insanlar kendi arasında konuşurken; “hırsız neyi çalmaz?”diye bir soru sorarlardı. Bu sorunun yanıtı ise “hırsız kapıyı çalmaz”şeklinde olurdu.

Günümüzde hırsızın çalmadığı eşya kalmadı. Ev veya işyerinin kapısını yerinden söküp çalındığı hırsızlık olaylarına tanık olabiliyoruz.

Bir markette yaşanan bazı hırsızlık olaylarından sözedelim. Markette alış veriş yapmak isteyen birinin, pahalı diş macunu ile ucuz diş macununun içlerini değiştirdiğini, kasaya getirip para ödemek istediği sırada da kutunun dışındaki fiyatın okunması nedeniyle yapılan hırsızlık olayını duydunuz mu?

Bunun nasıl fark edildiği olayı ise; pahalı diş macunu alan müşteri evine gittiğinde kutunun içerisinden farklı marka, yani ucuz diş macunu çıktığını gördüğünde hemen gelip market yetkilisine durumu bildirmesiyle olay anlaşılmış.

Bir başka olay ise, bir kadın girdiği mağazadan çaldığı giysileri bir şekilde saklayarak evine getirmiş. Bunu gören eşi ise para vermediği halde eşinin giysileri nasıl aldığını sorduğunda, kadın çaldığını söylemiş.

Eşinin hırsızlık yaptığı mağazayı öğrenen adam, giysilerle birlikte mağazaya gelip, yetkililerle görüştükten sonra, eşinin çaldığı giysilerin parasını ödemiş.

Bu da demek oluyor ki, kadın çalıyor, eşi de parasını ödüyor.

Hırsızlık ta bir tür alışkanlık haline gelebiliyor. Sigara veya alkol bağımlılığı gibi bir olay diyebiliriz.

Bazı insanlar çalmadığı zaman rahat uyuyamazlarmış. Bu sözleri duyduğumuzda kulaklarımıza inanamıyoruz. Alışkanlıkların bilmediğimiz yollarının da olduğunu öğreniyoruz.

Bir akşam üzeri işyerini kapatmak üzere olan berbere üç kişi geliyor. Berber sabah gelmesini ve işyerini kapatmaya çalıştığını söylese de gelenler ısrar ediyorlar.

Gelenlerden biri koltuğa oturuyor, diğer ikisi ise sandalyeye oturup masanın üzerindeki gazeteyi okumaya çalışıyor.

masanın üzerinde kırılmış ve üzeri bantla yapıştırılmış televizyon kumandası bulunmaktadır. Tıraş olan kişinin arkadaşlarından biri bu kumandayı cebine koyarak hırsızlık olayını gerçekleştiriyor.

Berber onların ardından işyerini kapatıp gidiyor. Sabahleyin geldiğinde televizyonu açacaktır, ama kumandayı bir türlü bulamıyor. Sonra anlıyor ki, akşam üzeri traş olmak için gelenlerden birinin kumandayı alıp götürmüş.

Berber bunları bana anlatırken şaşkınlığımı gizleyemedim. Her kumanda, her televizyonu açıp kapatmazdı. Bir de kırık ve bantlanmış bir kumanda. Bir kumanda kaş lira eder ki, bu hırsız kumandayı çalmışı!?

Şapkasından güvercin veya tavşan çıkaran göstericilerin el çabukluğu marifetinde göz yanılmaları ile yapılan ve dikkat çeken olayları anımsayın.

O bir gösteri, ancak işyerlerinden çalınanlar, kutuların içindekileri değiştirme marifetleriyle yapılan hırsızlıklar ve bilmediğimiz daha ne türlü hırsızlık olayları yaşanıyor bu toplumda.

Çalmak, bağlama çalmak gibi bir olay olmasa gerek. Bağlama çalmanın günahı ve insanlara zararı olmaz ama, emek ve parasal değeri olan bir şeyleri çalmanın sanırım çok türlü günahı vardır. Saz çalın ama,  başka şeyleri asla!...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar