24 Nisan, 2024, Çarşamba
DOLAR32.5839
EURO34.8473
ALTIN2430.1
Mustafa BARDAK

Mustafa BARDAK

Mail: [email protected]

Hazırola mı geçseydim!

Devlet memurunun karşısında itiraz edemezmişiz, karşılık veremezmişiz, sesimizi yükseltemezmişiz. En önemli si de devlet memuru “işinin başında olmak zorunda değilmiş!”


Bu son tümce önemli. Yerinde bulamadığımız bir devlet memuru, yan odadaki arkadaşları ile sohbetten geliyor, ancak geldiğinde vatandaşa karşı tavrı, ardından da memura yüksek sesle konuşamazmışız sözleri, arkadaşlarının da vatandaşı bir dövmedikleri kalıyor.


Olay Osmaniye Merkez Postanesinde 16 Şubat Cumartesi saat: 15.05’te yaşandı.


Üniversitedeki kızıma posta çeki ile para göndermek için postaneye gittim, sırada vatandaş yoktu, ancak görevli memur da yoktu. Cumartesi günü tek veznenin çalıştığını biliyorum, ancak içeride kimse olmayınca mesainin bitmiş olabileceğini düşündüm. O sırada yan odadan bir bayan geldi. O bayana görevlinin nerede olduğunu sordum, mesainin erken mi bitmiş olabileceğini öğrenmek istedim. Postanedeki bayan memurun bana verdiği yanıt: “Ben burada oturmak mecburiyetinde değilim. Mecbur muyum burada  olmaktan!”diye karşılık verdi.


Bayan memura şunları söyledim: “Size burada bulunup bulunmama konusunda mecbursunuz diye sözcük kullanmadım. Sadece görevli memurun nerede olduğunu sordum. Siz mişsiniz madem ki, para yatırmak istiyorum”diyerek makbuzu ve parayı verdim.


Makbuzu eline alan veznedeki bayan, işlem yapmak yerine, “ben burada oturmak zorunda değilim, zaten sabahtan bu yana belim ağrıyor. Siz ne demek istiyorsunuz burada memur yok mu derken!”diyerek konuşmaya başladı.


Ben de; “mecbur değilim sözcüğünü kabul etmiyorum, hatalı bir söz bu. Ancak yoruldum, yan taraftaydım veya lavaboya gitmiştim diyebilirsiniz. Ancak ‘mecbur muyum burada oturmaya!’sözünü doğru bulmuyorum diye karşılık verdim. Bu arada elindeki makbuzu katlayıp buruşturmaya başlayan bayan, “ben devlet memuruyum, bana yüksek sesle konuşamazsınız. Benim de yerimde olup olmadığımı sorgulayamazsınız!”diye konuşmasını sürdürdü.


Bu arada diğer odalardan gelen erkek memurların ikisi arkadaşlarına sahip çıkarcasına, beni haksız görmeye başlarken, neredeyse dövmedikleri kaldı.


Baktım ki bayan memur işini yapmak yerine benimle kavga yapmaya çalışıyor, makbuzu ve parayı isteyip aldım. İsmini sorduğumda; “İstediğin yere git şikayet et beni, kimseden korkmuyorum!”derken, kendi ismini vermedi ama, benim ismimi sorduğunda söyledim. Bir kağıda not aldı, ben Üniversitedeki kızıma parayı yatıramadan postaneden çıktım dışarı.


PTT Başmüdürü bu olayı öğrendiğinde ne yapacak bilemem ama, Devlet memurunun “Ben mecbur değilim yerimde olmaktan” sözcüğünün doğru bir davranış olup olmadığını merak ediyorum. O kadar tartışma karşısında; “Mecbursun”sözünü kullanmadığımı diğer görevli memurlar eğer “vijdanlarına göre konuşurlarsa” sözlerimi iyi duymuşlardır.


Benim vergilerimle maaşını alan devletin memuru “mecbur muyum!”sözünü kullanacak, o memur olduğu için ben bir vatandaş olarak “haklısın diye el pençe mi duracağım, var mı böyle bir kural!?”


Böylesi devlet memurları vatandaşı çileden çıkarırken, böylesi memurların da nöbetçi olarak görevlendirilmelerin yanlış olabileceğini anımsatmak istiyorum. Esenlikle…

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar